Köpeklerin kıyamet günü

Bu soruyu cevaplarken Türkiye şartlarını düşünürsek, “Köpekler derin bir oh çekerek rahatça yaşarlardı” dememiz mümkün. Ama o kadar basit cevaplanabilecek bir bulmaca değil bu. İnsanlık, son 200 yılda, fiziksel ve davranışsal özellikleri birbirine benzemeyen 400’den fazla modern köpek ırkının ortaya çıkmasının sorumlusu. Haliyle insan bakımı ve rehberliğinden bağımsız serbest bırakılacak bu köpeklerin yiyecek, barınak ve sağlık gibi temel bakımlar konusunda sorun yaşayacağı ortada. Dünyadaki köpek nüfusunun yüzde 80’i serbest geziyor olsa da yüzde 20’yi temsil eden köpekler için durum daha vahim olurmuş.

The Conversation’da Bradley Smith ve Mia Cobb bu soruya kafa yormuşlar. Uzun bir yazıda soruyu cevaplamaya çalışıyorlar.

Sokakta serbest gezen köpekler bile halihazırda insanlar sayesinde hayatta kalabiliyorlar. Çünkü bu yaşamları bile insanların gıda artıklarından oluşan çöp yığınlarının etrafında ya da sokaklarda mama bırakan iyi insanların yardımlarıyla şekilleniyor.

İnsanlar olmadan doğal seçilim hızla devreye girer diyor yazarlar.

UYUM SAĞLAYAN HAYATTA KALACAK

Jessica Pierce ve Marc Bekoff’un A Dog’s World adlı kitabına değinip, köpeklerimizi insanların olmadığı bir geleceğe yani kıyamet gününe hazırlama fikrini araştırıyor. Kitaba göre, uyum sağlama, avlanma becerileri, hastalıklara karşı direnç, ebeveyn içgüdüleri ve sosyallik gibi temel hayatta kalma özelliklerinden yoksun köpekler giderek azalacak..

Aşırı büyük veya aşırı küçük olan köpekler de dezavantajlı olacak. Çünkü bir köpeğin boyutu kalori ihtiyacını, vücut ısısını düzenlemesini ve yırtıcılara karşı hassasiyetini etkiliyor.

Yeni alanları keşfetmek için utangaç olmak gibi mizaç özellikleri de yine faydadan çok zarar getirecek. Ve kısırlaştırılmış köpekler avantajlı hayatta kalma özelliklerine sahip olsa da, genlerini gelecek nesillere aktaramayacaklardı.

Köpekler, eş seçiminde ırka dayalı bir tercih yapmazlar ve fırsat verildiğinde kendilerinden çok farklı görünen diğerleriyle kolaylıkla çiftleşirler. Zamanla bazı köpek ırkları azalarak tükenirdi ve genelde tek tip bir köpek türü diğerlerine baskın olurdu.

Bu köpekler tipik olarak orta boyutta, dengeli bir yapıda, çeşitli renklerde kısa tüyler ve dik kulakları ve  kuyrukları olurdu. Ancak, iklim gibi faktörlere bağlı olarak bölgesel varyasyonlar, örneğin daha kaba bir kürk ortaya çıkabilirdi.

Uzun vadede ise köpekler vahşi köpek yaşam tarzına geri dönecek. Yeniden yabanileşen bu köpekler, belirli sınırlar içinde küçük aile birimleri olarak yaşayacak, yılın belli mevsimlerinde üreyecek ve sosyal avlama yapacaklar.

Bu tablo bize bir şey anlatıyor. Köpeklerin biz olmadan nasıl yaşayacakları bir muamma. Onlarla beraber bizim hayatımız, olduğundan çok daha güzel. O nedenle güzel bir orta yol bulalım, köpekler ülkemizin bazı kısımları bile dahil olmak üzere güzelce yaşayabilsinler.

OKUR FOTOSU

MERAKLI İKİLİ

Okurumuz Mahir Erkul, tatlı bir ikili fotoğrafı yollamış ve altına şu notu düşmüş: “Kartopu ve Pongo, evimizin meraklıları.” Bu meraklılara upuzun sağlıklı mutlu bir ömür diliyorum. Sizden de kedinizin köpeğinizin fotoğrafını bekliyorum.

OKUR MEKTUBU

HAKLI SERZENİŞ

Okur mektuplarında sadece şahane kedi köpek hikâyeleri ve fotoğrafları çıkmıyor. Bazen de haklı serzenişler geliyor. Okurumuz Alper Günay bir detaya takılmış. Diyor ki, “Hürriyet gazetesindeki yazılarınızı zevkle okuyorum. Yazınızın sonunda “mention’lamak” yerine keşke bahsetmek, dile getirmek, söz etmek ibarelerinden birini kullansanız güzel Türkçemiz adına şık bir hareket olmaz mı?” Zamanın ruhu ve ilgili platformun diline uygun olarak kullandığım ifadeyi okuyucumuzun uyarısı üzerine ‘bahsetmek’ olarak değiştiriyorum. Bu köşede 166’ncı kez buluşuyoruz. Mention kelimesini de 165 hafta kullanmak yeterli.

NOT: Kediniz ya da köpeğinizin fotoğrafını #dünyagüzeli etiketiyle ve Hürriyet’ten bahsederek sosyal medyada paylaşın ya da sdemirel@hurriyet.com.tr adresine mail atın, seçip paylaşalım...