Paylaş
Birincisi kedi sahipliği, köpek sahipliğinden daha yaygın. İkincisi de erkekler arasında kedi besleyenlerin oranı, kadınlar arasındaki orandan daha yüksek.
Haberleri verdik, detaylandıralım.
Türkiye dahil 20 ülkede, 20 bin insanın katılımıyla yapılan anketten çıkan şahane veriler var karşımızda.
Katılımcıların yüzde 47’si şu anda besledikleri evcil hayvanlarının onların hayatındaki ilk olduğunu söylüyor. Bu da bize küresel ölçekte kedi-köpek sahipliğinde iyimser bir tabloya doğru yol alındığını gösteriyor.
Evcil hayvan besleyenlerin yüzde 45’i mama alırken, sürdürülebilirliği önemli bir unsur olarak gördüklerini söylüyor.
‘EN ÖNEMLİ ŞEY’ DİYENLER YÜZDE 37
Evcil hayvan ebeveynlerinin yüzde 37’si, hayvanlarını hayatlarındaki en önemli şey olarak görüyor. Z kuşağı olarak adlandırılan yaş grubunda bu yüzde 45, Y kuşağındaysa yüzde 40.
Köpek ve kedilerin yüzde 84’ü 12 aylık olmadan sahipleniliyor. Bu da sokağa terk edilen yetişkin kedi-köpekler için durumu biraz zorlaştırıyor. Umarım burada da bir iyileşme olur.
Kedi sahipliği oranına bakınca, buradaki rekabette erkekler yüdze 52-48 önde. Anketteki kedi sahiplerinin yüzde 52’si erkek çıkmış.
Peki niye sahipleniyoruz kedi ya da köpekleri? Buna gelen en kritik cevapları da aktarayım: Köpeklerde koşulsuz sevgi (yüzde 50), aile hissi vermesi (yüzde 49), kedilerde de eğlenceyi hayatımıza getirmesi (yüzde 48), stresi azaltmaya faydası (yüzde 44) ilk söylenen cevaplar olmuş.
Evcil hayvanı olanların yüzde 32’si, kedi ve köpeklerini evde yalnız bıraktığında kendilerini suçlu hissediyormuş.
BİLİMİN EN TATLI HALİ
KANADA’da Montreal Üniversitesi›ndeki araştırmacılar kedilerde kronik ağrıyı incelerken bir sorunla karşılaşmış: Ağrıyı tespit etmek için kullanılan tarayıcıların kablolu elektrotlarından huylandığı için onları ya ısırıyor ya da kafalarını sallayarak düşürüyorlarmış. Bu da sonuçları etkiliyormuş. Buna buldukları çözüm çok tatlı: Bere örüyorlar.
Journal of Neuroscience Methods’da yayımlanan çalışmada ortaya konan yöntemde şişle ördükleri bereleri, osteoartritli 11 kedide denemişler. Osteoartrit eklemlerin etrafındaki kıkırdağın giderek aşınmasına, ağrıya, şişmeye ve hareket kabiliyetinin azalmasına neden oluyor.
Bu hastalık nedeniyle oluşan ağrı ve stres seviyesini duyusal yollarla değiştirmenin mümkün olup olmadığını ölçmek için yapılan çalışmalar şimdi bu bereler sayesinde yeni bir eşiğe taşınmış. Kedilerin ‘huylu’ karakteri, köpeklere nazaran tanı ve tedavilerde daha fazla zorlanmalarına yol açıyor. Şimdi bu bere devrimi onların da hayatını kolaylaştırabilir, bilimi de geliştirebilir.
AĞIR YÜRÜME DEMANS BELİRTİSİ
Daha önce köpeklerde demans belirtisi olabilecek hareketleri aktarmıştım. Uzmanlara göre amaçsızca sağa sola hareket etmeleri, evdeki odanın bir köşesinde donmuş şekilde durup kalması bunlar arasındaydı.
Şimdi bir de yaşlı köpeklerin yürüme hızı da kritik bir gösterge olarak sayılmaya başlamış. Tasmalı ve tasmasız şekilde daha yavaş yürüyen köpeklerdeki bilişsel gerileme, diğer belirtilerle beraber okununca daha yüksek çıkmış.
Yani köpeğinizin yürüme hızında da belirgin bir fark hissettiğinizde, bu durum fiziksel bir nedene bağlı değilse, veterinerinize danışmanızda fayda var.
OKUR FOTOSU
PUFFY’NİN KEYFİ
Okurumuz Oğuz Coşkun, kedisi Puffy Kete’nin fotoğrafını, “Bu da bizim dünya güzelimiz ‘Puffy kete’. Normal kedi gibi oturmayı hiç sevmez. Yıllardır Hürriyet okuruyum sizin köşenizi de çok seviyorum” notuyla paylaşmış. Puffy Kete, keyifli görünüyor. Okurumuza, ailesi ve kedisine birlikte upuzun, mutlu ve sağlıklı bir ömür diliyorum. Sizden de kedinizin köpeğinizin fotoğrafını bekliyorum.
NOT: Kediniz ya da köpeğinizin fotoğrafını #dünyagüzeli etiketiyle ve Hürriyet’ten bahsederek sosyal medyada paylaşın ya da sdemirel@hurriyet.com.tr adresine mail atın, seçip paylaşalım...
Paylaş