Bu bağ dünyayı daha yaşanabilir kılacak

Ama maalesef ne kadar çaba sarf edilse de o yürek parçalayan görüntülerin yaşanması engellenemiyor.

Yükselen bu tepki yeni bir kararı beraberinde getirdi. Hayır, festival henüz iptal edilmiş değil. Ancak Shenzen, kedi ve köpek etinin yenmesini yasaklayan Çin’deki ilk bölge olmaya hazırlanıyor. Bu karar, akla ilk geldiği üzere, koronavirüsün çıkış noktası olarak görülen Vuhan’daki vahşi hayvan eti satılan pazar nedeniyle alınmamış. Kararın gerekçesi olarak “insanlar ve hayvanlar arasındaki güçlenen bağ” ve “insan uygarlığının ortak fikri” gösterilmiş.

Bu bağın günden güne kuvvetleniyor olması, geleceğimiz adına daha güzel bir dünya için heveslenmemizi sağlıyor.

Bu ümit veren haberden yola çıkarak, bir insanla kedisi ya da köpeği arasındaki bağ nasıl bir şeydir, onu aktaracak bir alıntı sunacağım.

Tomris Uyar, çok sevdiği kedisi Gülüver’in ardından “17 Ekim 1988. Eski bir dostun ölümü. Kedimiz Gülüver bu sabah öldü” diye başlayan notunda, yardımcıları Zeynep Hanım’la aralarında geçen diyalogları da aktararak şunları yazmış:

Zeynep Hanım, “Hem artık salona yeni bir halı getirtebiliriz, elimize para geçtiğinde. Zavallı, bunayalı beri halıya işiyordu ara sıra” diyor. Tomris Uyar devam ediyor:

“Ben bu avuntuyu ‘Salon gitti’ biçiminde algılıyorum nedense. ‘Çarşafı da sık değiştirmeyiz artık, nasılsa geceleri senin koynunda yatmayacak, tüy olmaz.’ Eyvah, yatak odası da gitti!

‘Kovaları, leğenleri, küçük tuvalete kaldırayım, kapısını iyice kaparım, daha iyi ısınırız... Her gün ona köfte yapmak da yok.’

Eyvah, ev gittikçe daralıyor! Kedi tuvaletiyle mutfak da gitti. Gülüver’in girip çıkmadığı hiçbir yer yokmuş. Onun ölen bir insandan tek ve en büyük farkı, varlığının hiçbir soyutlamaya elvermeyecek, hiçbir avuntuyla genellenemeyecek kadar ‘kendi’ oluşu...”

Sorarım size, böyle bir sevgiyi her canlı hak etmiyor mu?

KEDİ YA DA KÖPEĞİNİZİN ŞİŞMAN OLDUĞUNU NASIL ANLARSINIZ

“GÖRÜNTÜSÜNDEN tabii” diye kısa bir cevabı da olabilirdi ama başka belirtiler de var dikkat etmeniz gereken. Çünkü fazla kilo insanda olduğu gibi, kedi-köpeklerde de hastalıklara yol açabiliyor.

Kaburgalarına dokunduğunuzda rahatça hissedebiliyorsanız güzel. Ya da uzaktan bakıldığında sayılacak kadar zayıf görünmüyorsa bu da iyi. Bunlar onun istenen kiloda olduğunu gösterir. Kedi ya da köpeğinize yukarıdan baktığınızda, göğüs kafesinden kalçasına doğru bir kum saati görüntüsü varsa, bu da iyi bir şey.

Kedinizin karnını kontrol edin. Dışa çıkıksa, fazla kilolu olduğunun bir göstergesidir. Aynı şekilde köpeklerde de düzgün bir karın sağlıklı olduğunun işareti. Elinizle kalçasını kontrol edin. Sağlıklıysa hafif etli olması yeterli. Eğer daha fazlası varsa, fazla kilolu demektir.

Peki kilolu olduğuna karar verdiğinizde ne yapacaksınız? Kediniz ya da köpeğinizi Karatay diyeti gibi kafanıza esen bir diyete sokmamanız gerekiyor. Veterinere görünüp, onun da koyacağı teşhisin ardından sağlık durumuna göre önereceği beslenme tavsiyesine uygun şekilde hareket etmeniz gerekiyor.

Düzenli egzersiz yaptırmanızın kedi veya köpeğinizin zayıflamasına yardımcı olacağını belirtirken şunu da ekleyeyim: Kaburgası gözle görülecek kadar zayıf olan bir kedi, özellikle 12 yaşını geçtiğiyse, hipertiroit hastası olabilirmiş. Buna rastlarsanız bir veterinere başvurmalısınız.

Kaynak: How To Do Just About Everything, Courtney Rosen, Simon&Schuster

KİTAP: SANAT TARİHİNE BİR DE BÖYLE BAKIN

NIA Gould, sanat akımlarının nasıl ortaya çıktığını, sanatçıların nelerden etkilendiğini anlattığı rehber kitabında kedileri kullanıyor.
Ve ne kadar iyi yapıyor... Okuyun, seveceksiniz.

‘21 Kedide Sanat Tarihi’ -Nia Gould, Çev: Ebru Berrin Alpay, VakıfBank Kültür Yayınları (96 sayfa, 32 TL)

ÜNLÜLER VE KEDİLERİ: SANAT GÜNEŞİMİZ VE DOSTLARI

ZEKİ Müren’in hayatını her detayıyla anlatan harika sergi ve ardından çıkan kitabı (İşte Benim Zeki Müren, Derleyen: Derya Bengi, YKY) bize sanatçının hayvansever yanını da gösteriyor. Fotoğraflar arasında, sanat güneşimizin hayatının her döneminde kedi ya da köpekle gördüğümüz fotoğraflar da var. Burada hem kedisi Nazlı, hem de köpeği Cim’i görüyoruz.

TAKİP ÖNERİSİ: BİR YAŞAM HAKKI SAVUNUCUSU

SEMA Ayhan Gökcen, kendisini yaşam hakkı savunucusu olarak tanımlıyor ve bu doğrultuda Aydın’da çabalıyor. Belki bu çabasına destek vermek istersiniz. Sayfası burada: instagram.com/veganpati

KARŞINIZDA ŞANS

OKURUMUZ Arzu Yıldız, Şans’ın fotoğrafını “Kızım Şans ile size sevgilerimizi gönderiyoruz” diyerek paylaştı.