Hitler'in Schalke'si ...

Tarih 19 Haziran 1938...

Haberin Devamı

Yer: Paris Stade Olympique Yves-du-Manoir...
Dünya Kupası finalinin başlamasına kısa bir süre var. Kupa için İtalya ve Macaristan kapışacak. İtalya Teknik Direktörü Ottorino Barassi oyuncularına kara tahtada son taktikleri veriyor. İşte tam bu sırada İtalya Futbol Federasyonu’nun askeri kanadından bir üst rütbeli subay soyunma odasına dalar. Elinde bir telgraf var. Bir anda sessizliğe  bürünen soyunma odasını inleterek o telgrafı okur:
“Bu kupa şanlı İtalya halkının moral değeri için çok önemlidir. Size büyük görev düşüyor. Bana ya kupayı getirirsiniz ya da canınızı alırım.  İmza. Benito Mussolini...
Futbolcular tabii ki de diktatörün birinci isteğini yerine getirdi. Canlarını dişlerine takan Azuriler, o sene fırtına gibi esen Macarları 4-2 yendi...  Gerçi bazı kaynaklara göre, bu insanın kanını donduran telgraftan Macar futbocuların haberi oldu. Onlar da rakiplerinin hayatı için mağlubiyete canı gönülden destek verdi.

Haberin Devamı

İŞÇİ TAKIMINA GÖNÜL VEREN DİKTATÖR!

G.Saray’ın Şampiyonlar Ligi’ndeki rakibi Schalke olunca aklıma yine diktatörler geldi. Nereden çıktı demeyin. Aslına bakılırsa Schalke bir işçi takımı... Ruhr bölgesinin devrimci işçileri mavi beyaz bir tutkuyla 1904’te bu takımı kurdu. Ancak gelin görün ki, Schalke, bir zamanlar kuruluş amacına çok aykırı bir sürecin esiri oldu... O aykırı takımı Adolf Hitler sevdi. Schalke, Hitler’in rüyalarını süsleyen takımdı. Takımın şimdiye kadar kazandığı 7 şampiyonluğun 6’sı Hitler’in vahşi yönetiminden kalma. 1934, 1935, 1937, 1939, 1940, 1942 yıllarında alınan zaferler (!) kanlı diktatörün esip gürlediği dönemden.
Sonra 1958’de bir şampiyonluk daha geldi. Belki de o, şaibesiz tek şampiyonluktu. Ve Schalke tam 54 yıldır şampiyonluğa hasret. Kimbilir belki de Hitler’in laneti hala takımın üzerinde.

YAHUDİ BAŞKANA KARŞI SCHALKELİ OLDU

Schalke bir diktatörün manyetik alanına siyasi gerekçelerle girdi... O dönemlerde de şimdi olduğu gibi Almanya’nın en önemli takımı Bayern Münih’ti. Münih, Hitler için aslında kitleleri peşinden sürüklemek için muhteşem bir seçenekti. Ama olur mu? Bavyera temsilcisinin başkanı Yahudi’ydi. Führer’i öfkelendiren biriydi.
İşte o öfke her diktatör döneminde olduğu gibi güzel oyuna bir  kabus gibi çöktü.
Ne yazık ki, bu acıları gelişmiş birçok ülke yaşadı. Real Madrid hayranı olan İspanyol diktatör Franco’nun geyik avına çıktığında radyodan takımının maçlarını pür dikkat dinlediği aklıma geldikçe üzülüyorum. Benfica’ya ve efsanevi futbolcu Eusebio’ya kan kusturan Portekizli Salazar’a değinmiyorum bile...
Tekrar Galatasaray’ın rakibi Schalke’ye geliyorum. Almanya’nın en büyük maçı Ruhr derbisidir. Schalke-B.Dortmund arasında oynanır. Dortmundlular, Schalke taraftarlarını “Hitler’in takımı” göndermesiyle vurur. Maden işçilerinin takımı Schalke de bu imajdan utanç duyar.
Schalke-Galatasaray eşleşmesiyle aklıma futbol klüplerimizin “O, sadece bizim takımı tutuyor” diye paylaşamadıkları “Atatürk” geldi.

Yazarın Tüm Yazıları