Paylaş
Yer İsviçre-Nyon. UEFA merkezi.
Elit antrenörler toplantısı var.. Kimler yok ki... Jose Mourinho’dan Arsene Wenger’e, Carlo Ancelotti’den Tito Vilanova’ya, Diego Simone’den eski dost Lucescu’ya kadar birçok isim. Ve aralarında Fatih Terim...
Fatih Hoca’yı bu toplantıya gitmeden 2 hafta önce aradım. O toplantıdan sonra TRT Spor ve Hürriyet için röportaj talebinde bulundum.
“Tamam Serhan, konuşuruz” dedi.
Toplantı iki gün sürdü ve ikinci gün Fatih Hoca ile sözleştiğimiz gibi UEFA’nın merkezinde buluştuk. Elit hocaların tümüyle samimi olan Terim, önce onlarla kucaklaşarak vedalaştı... Ancak Mourinho ve Ancelotti ile samimiyeti bir başkaydı. Bu arada çeyrek finalde bu 3 dost birbirine rakip olabilir...
Terim, daha sonra yabancı medyanın ablukasına girdi. Fatih Hoca’nın onlara da söyleyecekleri vardı... İlgi büyüktü, önce onlara konuştu..
Ve biz Fatih Terim’le nihayet başbaşa kaldık. Geçtik röportajı yapacağımız yere... Özel bir mekan seçtik. Anlamlıydı. UEFA, Süper Kupa ve Şampiyonlar Ligi kupalarının yan yana sergilendiği yere geçtik. Üçü bir yerde... Her biri ayrı camekanlarda. İlk iki kupa Türkiye’ye geldi. Patent Fatih Hoca’ya ait.
Önce UEFA Kupası’na baktı. Bana, 2010 Mayıs’ında çakılan Türk bayrağını gösterdi. Büyük bir gururla... Geçti, Süper Kupa’yı süzdü... UEFA şampiyonu olmuş kendi jenerasyonu Lucescu ile o kupayı da söküp almıştı. Hem de Real Madrid’ten...
Bu kupa bir gün mutlaka gelecek
Artık sırada Şampiyonlar Ligi kupası vardı. Biz de tam o kupanın önünde konuştuk... Konuşmaya başlamadan önce Fatih Hoca kupayı şöyle bir süzdü. Uzun uzun kupaya baktı... İşte o bakış herşeyi anlatıyordu...
Döndü ve bana, “Serhan, bu kupa da çok güzelmiş” dedi. Ve sanki içinden kupaya birşeyler söyledi: “Sıra sende”
Başladı anlatmaya...
“Günü ne zaman olur bilinmez ama bu kupa da bir gün mutlaka ülkemize gelecek. Ben buna inanıyorum. Hepimizin hayal edemeyeceği şeyleri yapmaya devam edeceğiz. Galatasaray’la Avrupa yolculuğunu özlemiştim. Yine bizi takip eden dostlarımızla bir çok ülkeye yolculuğu zorunlu kılan başarılara uzanmak istiyoruz.”
Daha başka şeyler de anlattı Terim... Ama aklımda kalan sözleri bunlar...
Hoca röportaj bittikten sonra Şampiyonlar Ligi Kupası’na bir kez daha baktı... Gözlerini kısarak... Dudaklarını büzerek... Ve oradan ayrıldı.
Süper Lig’in devre arasında Fatih Hoca’yı aramıştım... O günü ve o anı anımsattım. Güldü ve ekledi:
“Sen o fotoğrafı turları geçtikçe kullanırsın, artık.”
BiR BAKIŞIN KUDRETi BiN LiSANDA YOKTUR...
BİLİYORUM, o toplantıda yer alan Avrupa’nın elit tüm hocaları bu kupanın hayalini kurar... Çoğu bu kupayı havaya kaldırdı, hatta bazıları bir kaç kez kaldırdı. Ama en büyük kupayı Fatih Hoca kadar isteyen yoktur bence...
Fatih Terim’in o kupaya attığı derin bakış benim bu inancımın en güçlü kanıtı...
Ne diyor Victor Hugo:
“Bir bakışın kudreti bin lisanda yoktur..
... daima gözlerle yemin eder...”
Paylaş