Zaman zaman içinde ‘an’lar zaman içinde

Hızla giden zamanı durdurmak mümkün olmasa da zamansız yerlerde, zamansız mekânlarda bulunarak, zamansız şarkıları dinleyerek biraz olsun yavaşlayabilir ve yaşamın içinde soluklanabiliriz. Bence hepimiz bunu hak ediyoruz. Bana göre zamansız insanlar da var. Ben bu kişilere ‘yaşsız’ diyorum. Geçmişin anılarıyla geleceğin umutlarını birleştirip, böylelikle kaygı ve endişe geliştirmeyen ve ‘an’da kalabilme başarısını gösteren nadir ve özel kişiler bunlar. Bu pazar böyle bir yazı olsun istedim. Yazımı okuyan herkes, hayat karmaşasından biraz olsun sıyrılacak, nefeslenecek ve ‘an’ın tadını çıkaracak zaman yaratsın kendine, arzusuyla yazıyorum bu satırları.

‘AN’IN KIYMETİNİ BİLMEK

‘An’ın kıymetini bilmek, mevcut olmanın ve tam anlamıyla şu an ile meşgul olmanın önemini vurgulayan bir felsefedir. Her zaman geleceğe bakmak veya geçmişe takılıp kalmak yerine, şimdiki anın güzelliğini ve değerini fark etmek ve onun tadını çıkarmakla ilgilidir. ‘An’ı beslemenin bir yolu, dikkatinizi şimdiki ‘an’a odaklamayı içeren farkındalık pratiği yapmaktır. Tamamen objektif bir bakış açısıyla ve yargılamadan. Bu, daha önceki farklı yazılarımda da hep altını çizdiğim üzere, meditasyon, yoga veya sadece birkaç derin nefes alıp vererek yapılabilir. ‘An’ı değerlendirmenin bir başka yolu da sevdiklerinizle vakit geçirmek, bir şeylerin peşinde koşmak gibi size neşe ve doyum getiren faaliyetlerle meşgul olmaktır. Sanatsal faaliyetler, hobiler veya kişisel bakım için zaman ayırmak gibi. Doğanın güzelliği, havanın taze kokusu, lezzetli bir yemek ya da yolda yürürken bir yabancının nazik bir hareketi gibi, hayattaki küçük şeyleri takdir etmeye zaman ayırmak da çok önemlidir. Sonuçta, ‘an’ın kıymetini bilmek, karşınızdakine şükran ve takdir zihniyetini geliştirmekle ilgilidir. ‘Sunmak’ fiili bu noktada çok değerli hale gelir. Bize ‘sunulan’ güzel ‘an’lar için teşekkürlerimizi ‘sunmak’ gibi... Bu, şu ‘an’ın bir hediye olduğunun ve bundan en iyi şekilde yararlanmamız gerektiğinin farkına vardığımızın ve bundan dolayı müteşekkir olduğumuzun mührüdür.

ZAMANIN İÇİNDE ‘AN’LAR

Şimdi biraz da benim zaman kavramımda ‘an’ların ne demek olduğundan bahsetmek istiyorum sizlere. Her zaman ‘an’ın tadını çıkarmanın önemine inandım. Sonuçta el üstünde tutmamız, hatırlamamız ve yeniden yaşamamız gereken tek şey onlar. Herkesin hayatında olayların parodisinin gerçekleştiği ve zamanın nabzıyla birlikte kaybolup gittiği bir an gelir. Bu olaylar zamanla ‘an’lara, değer vermek istediğiniz ‘an’lara, yeniden yaşamak istediğiniz ‘an’lara dönüşür. Bir an bir saniye, bir an bir dakika, bir an bir ömür sürer. Evet, işte o an hakkında yazıyorum. Sizi tamamen harekete geçiren, kendisiyle bağlantılı bir dizi anıyı beraberinde getiren o tek an.
‘An’lar bizi güçlü kılar, ‘an’lar bizi zayıflatır. Birbiri ardına gelen ‘an’lar bize hayatı zirvede yaşamayı öğretir.
‘An’lar duyguları, kişinin kendi içinde beslediği duyguları, bir bütünlük duygusunu, bir öğrenme duygusunu getirir. Bazen her şeyi değiştiren o tek ‘an’ olur. ‘An’lar pişman eder, ‘an’lar sakinleştirir. ‘An’lar anılardır aynı zamanda. Bir annenin çocuğunu ilk gördüğü o an. İlk yağmur damlasının düştüğü o an. Sevdiğinizin gözlerine baktığınız o an. Annenizin veya babanızın kucağında oturduğunuz o an. Başarınızın deklare edildiği o an. Ödül aldığınız o an. Uzun bir aradan sonra kahve içen arkadaşlarınızla, tek başınıza oturduğunuzda, tatmin duygusuyla oturduğunuz o an, ihtiyaç sahibi birine yardım ettiğiniz o an, gurur duyduğunuz o an, kendinizi tamamlanmış hissettiğiniz o an, o an, o an. Arzuladığınız şeyi elde edersiniz ya hani ve o an... Arzulanan şey ise genelde huzur ve güven duygusudur. Her iki duygu da sevgi kökenlidir. Sevgiyi iliklerinize kadar hissettiğiniz o sımsıcak an. Bu anlardan birinin içinde kalın şimdi ve gözleriniz kapayın. Tadını çıkarın bakalım. Hayat bunun gibi pek çok ‘an’la doludur. Mutluluğun sırrı, ‘o tek an’ı, bir ömrü oluşturan pek çok ‘an’a dönüştürmektir.

ZAMANSIZ YERLER ZAMANSIZ MEKÂNLAR

2019 yılında Smarter Travel, 2022’de CDP.NET’in araştırma sonuçlarında zamansız kabul edilen şehirler ile ülkeler arasında Türkiye ve şehirleri de bulunuyor. Bunlar gibi daha birçok kaynak ve kaynakçada eşsiz güzellik ve bereketteki ülkemizi ‘zamansız ülkeler’ arasında görmek beni çok mutlu ediyor. Bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bu coğrafyanın ‘vatanımız’ olmasından ötürü ne kadar şanslı olduğumuzun farkına her gün olduğu gibi bir kez daha varmamı sağlıyor. Yabancı kaynakların da bunun farkında olduğunu görmek hafiften beni böbürlendiriyor, onu da itiraf etmeliyim. Neden zamansız peki Türkiye? Tarih öncesi çağlardan itibaren insanlığın yerleşim yeri olmaya başlayıp, çağlar boyu en büyük uygarlıkları bağrında barındıran, bugün gelinen teknolojinin atası sayılacak birçok önemli buluşa ev sahipliği yapan, 3 hatta 4 kıta ticaretinin kesişim noktası olan ve hâlâ iki büyük kıtayı birbirine bağlayan stratejik, coğrafi ve siyasi önemi tartışılmaz olan bu topraklar bizim topraklarımız... Tarihten önce de aynı topraklardı, 2023 yılında da aynı topraklar. E biz şimdi bu topraklara zaman biçebilir miyiz? O yüzdendir ki dünyanın önde gelen kadim bilgi eğitmenleri, spiritüel alanda adını duyurmuş ve uzmanlaşmış öğretmenler, bugün hâlâ öğrencilerini Göbeklitepe, Kapadokya, Sümela Manastırı, Gaziantep gibi mistik bölgelerimize getirerek eğitimlerini burada veriyorlar. Ne mutlu biz Ankaralılara ki, benim hep farklı bir mistisizmi olduğunu savunduğum değerli Gordion Açık Hava Müzesi ve Arslanhane Camii de UNESCO Kültürel Miraslar Listesi’ne girmeyi başardı. Emeği geçen herkese teşekkürler. Kutlu mutlu olsun.

ANKARA NOTLARI

Sevgili Ankaralılar... 23 Eylül Cumartesi günü Ankara Kalesi’nde Emin Antik’te Prof. Dr. Adnan Tepecik tarafından organize edilen ve her biri birer hoca sıfatına erişmiş on bir öğrencisinin katıldığı ‘On Birler Grubu Sergisi’nin açılışı vardı. Birbirinden güzel çalışmalar sergiyi adeta bezemişti. Yolunuz düştüğünde bu sergiye uğrayıp eserleri incelemenizi tavsiye ederim. Aynı gün Koç Müzesi’ndeki ‘Cebeci-Sıhhiye Hattında Tıbbiyeliler’ isimli fotoğraf albümü sergisine de uğradım. Mutlaka görülmeli diyorum. 25 Eylül Pazartesi günü ise T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nde ‘Midas’ın İzinde Belgeseli Lansmanı’ vardı. Ekim ayı içinde Kale’yi ziyaret ederek, gerçekleşecek birbirinden farklı etkinliklere katılmanızı ve ‘an’ı yakalamanızı öneririm.

SUNA ATEŞ TEYZE’YE SAYGI VE SEVGİYLE...

14 yıllık komşum, tam bir Cumhuriyet hanımefendisi Suna Ateş Teyze’mizi geçtiğimiz çarşamba günü kaybettik. Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum. Güzel insanlar güzel atlara binip giderlerken arkalarında bıraktıkları o hoş seda hiç unutulmuyor. Mekânın cennet olsun Suna Ateş Teyze’ciğim... Hepinize sevgiyle!