Paylaş
Bundan yaklaşık 3.5 sene önce başlayan koronavirüs günleri, devamında henüz salgın bitmeden ülkemizde ve dünyamızda art arda meydana gelen doğal afetler, yangınlar, global anlamda tüm ülke ekonomilerini tehdit eden ekonomik dalgalanmalar ve 6 Şubat’ta hepimizin içini paramparça edecek kadar büyük bir kayba sebep olan Kahramanmaraş depremi derken; hayatımıza tüm bunların bize kazandırdığı yeni bakış açılarımız, yeni alışkanlıklarımız ve hatta belki yeni değer yargılarımızla devam ediyoruz.
Tüm bu süreçlerden geçerken, en azından maneviyat ve farkındalık yönünde kazanımlarımızın çok olduğunu düşünüyorum. Öncelikle en önemli zenginliğin “sağlıklı olmak” olduğunu öğrendik hepimiz. Sevdiklerimizle özgürce vakit geçirebilmenin aslında büyük bir lütuf olduğunun bilincine vardık. Pek çoğumuz içimize dönüp kendimizi gözden geçirdik. Geçmişten dersler çıkartarak, geçmişle barışık ve geleceğe umutla bakan ya da en azından “umutla bakmaya çalışan” insanlar haline geldik. “An’da kalabilmek nedir?” bundan daha çok bahseder, daha çok araştırır olduk. İçimize döndükçe, bu hayatta bizi gerçekten nelerin mutlu ettiğini fark etme fırsatını yakaladık. Ve nihayetinde, en çok içimizi ısıtan, ruhumuzu coşturan, bedenimize güneşin tılsımıyla şifa kazandıran mevsim olan yaz aylarına geldik. Şimdi ise hem ruhumuzun hem bedenimizin bizden beklentisi sadece “dinlenmek ve sakinleşmek”.
DİNLENMEK VE SAKİNLEŞMEK İÇİN KÜÇÜK TÜYOLAR
“Ülke ve dünya gündemi her daim hareketliyken, ekonomik göstergeler sürekli değişirken, biri bitmeden diğerinin etkisi altına girdiğimiz sıcak hava dalgaları mevcutken, bunu nasıl başaracağız?” diyorsanız eğer, işte size birkaç küçük tavsiye:
1. Günübirlik veya kısa süreli konaklamalı da olsa, büyükşehirlerden sahil kasabalarına veya yerleşiminize yakın mesafede bulunan, yetkili makamlarca içine girip yüzebilme izni verilmiş olan su kenarlarına gidip; suyun temizleyen, arındıran, dengeleyen özelliğinden faydalanınız. Su, en büyük tazeleyici ve arındırıcı şifa kaynaklarından biridir. Deniz kıyısına gitme imkânınız olursa her fırsatta denize girerek, zihninizde yer etmiş tüm negatif düşünce kalıplarını, travmalarınızı, bedeninizdeki tüm ağrıları, rahatsızlıkları denize bırakmaya niyet ediniz ve deniz suyuyla bunların tümünün şifalandığını imgeleyiniz. Gerekli korunma tedbirlerinizi alarak günde en az iki kez 20’şer dakika güneş banyosu yapınız. D vitamini depolamak için birebir.
2. Yaz aylarında ülkemizde bolca yetişen sebze ve meyvelerin lezzetleri tartışma götürmez. Faydaları da cabası. Yaz’ın bize cömertçe sunduğu bu doğal besinleri bol bol tüketerek ve bol bol su içerek, dengeli beslenerek, vücudunuza da gereken hediyeyi veriniz. Yaz ayları dengeli beslenmek için büyük fırsatlar sunuyor bize. Bu fırsatları es geçmeyiniz. Hafif ama besin değeri yüksek gıdalar bu kadar bol iken bunlardan tüketiniz. Dengeli beslenerek ve bol sebze-meyve tüketip bol sıvı içerek, uyku düzeninizin bile daha iyi bir duruma geldiğini göreceksiniz. Sabahları çok daha dinç ve mutlu uyandığınızı fark edeceksiniz.
3. Yaz aylarında bol bol doğada vakit geçiriniz. Doğada yapacağınız kısa veya uzun yürüyüşler size çok iyi gelecektir. Takın kulağınıza kulaklıklarınızı ve uzun telefon görüşmeleri yapmak yerine bu kez en sevdiğiniz müzikleri açarak, onlar eşliğinde yapın yürüyüşünüzü. Asıl amacımız ruhumuzu dinlendirmek olduğu için, yürüyüş sırasında 432 Hz frekansında müzikler açarak meditatif bir yürüyüş de yapabilirsiniz.
4. Geçmişe dair hiçbir şey düşünmeyiniz ve geleceğe dair hiçbir plan yapmayınız. Sadece “şimdi”ye odaklanınız. Derin nefesler alıp veriniz ve her daim an’da kalmaya özen gösteriniz.
KEYİF KÖŞESİ
Çalışan kesimde -istisnalar hariç- senelik izinlerin büyük bölümü yaz aylarında kullanılır. Yaz’ın o bize “hadi kalk, doğaya karış, sahile in, uzaklaş” çağrısı daha kış aylarından kulaklarımıza fısıldanmaya başlar. Yaz aylarında keyifli vakit geçirmek için sevdiklerimizle daha sık bir araya gelmek, daha çok sosyalleşmek, daha çok aktivite yapma isteği duyarız. En büyük enerji kaynağımız Güneş, bizi kendiyle buluşmak için evimizin içinde, sokakta, doğanın renklerinde ve her yerde yakalar ve davetkâr bir şekilde yanına çağırır. Aşırı sıcaklarda maksimum dikkat göstermek suretiyle, bu davete icabet etmemek mümkün mü? Eşinizle dostunuzla uygun alanlarda mangal partileri düzenleyebilir, balkonlarınızda veya verandalarınızda tavla maçları yapabilir, çoluk çocuk voleybol, masa tenisi oynayabilir, evcil hayvanınızla çayır çimen rahat rahat gezinebilir ve bol bol oksijeni içinize çekebilirsiniz. Ankara için önerim Kızılcahamam ve Kahramankazan’daki ağaçlık mesire alanları, kapalı ve açık belediye yüzme havuzları, şehir merkezinde ise Botanik Parkı veya Seğmenler Parkı olacaktır. Alın yanınıza mevsim meyvelerini, sebzelerini, sandviçlerinizi ve atın kendinizi yeşilliklere. Yaz aylarında bol yeşillik, sebze ve meyve tüketmek kış aylarına da vücudu daha sağlam şekilde hazırlar. Vegan değilseniz minimum yağ kullanılarak veya benmari usulü pişirilmiş deniz ürünleri yiyiniz. Kısacası yaz mevsiminin tüm güzelliklerinden bilinçli şekilde faydalanınız. Bütün sene çalıştınız ve bunu hak ettiniz. Bırakın yaz esintisi ruhunuzu okşasın, ruhunuzda yaralarınız varsa onları iyileştirsin. Aşağıya sabah yataklarınızdan kalkmadan sizi güne hazırlayacak, enerji verecek ve keyiflendirecek bir meditatif egzersiz önerisi bırakıyorum. Uygularsanız eğer, hem ruhunuz hem bedeniniz size teşekkür edecektir.
SABAH MEDİTASYONU
Sabah uyandıktan hemen sonra, yatağınızda yatar vaziyette kendinizi en rahat hissettiğiniz pozisyonu alarak, kol ve bacaklarınızı 5 kez önce gerip, sonra gevşetiniz. Sonra sırt üstü yatar pozisyonda gözlerinizi kapatınız ve vücudunuz tamamen gevşeyene kadar, burnunuzdan beş kez derin diyafram nefesleri alıp, veriniz. Takribi 2-3 dakika sonra bedeniniz ve zihniniz meditasyon için hazır hale gelecektir. Şimdi dikkatinizi nefesinizden nazikçe çekerek, pırıl pırıl parlayan bembeyaz bir ışık küresi imgeleyiniz. Bu ışık küresini görene kadar zihninizden birçok düşünce ve duygu gelip geçebilir. Bırakın aksınlar. Sadece ışık küresini görmeye niyet edin ve imgelemeye devam edin. Işık küresini gördüğünüzde, kürenin içinde ve etrafında parıldayan bu beyaz ışığın gittikçe daha parlak olduğunu ve sizi kendisine çağırdığını fark edeceksiniz. Yavaş adımlarla bu ışığa doğru ilerleyin. Yanına geldiğinizde bir adım atarak kürenin içine girdiğinizi ve bu beyaz ışığın tüm bedeninizi, auranızı kapladığını, sizi tümüyle donattığını hayal edin. Bu esnada zihniniz boşalacak ve hiçbir düşünce kalmayacaktır. Yaklaşık 5 dakika bu kürenin içinde kaldıktan sonra yavaşça kürenin dışına bir adım atın ve ışık küresi yerden göğe yükselene kadar ona bakıp onu selamlayarak onurlandırın, teşekkür edin. Tekrar 5 kez derin diyafram nefesini burundan alıp verdikten sonra yavaşça gözlerinizi açın: Bulunduğunuz pozisyonda tekrar gerinin. 5 dakika kadar sırt üstü pozisyonda kalarak dinlenin, ve sonra çok yavaş şekilde doğrulup yatağınızda oturun. Birkaç dakika bekledikten sonra yataktan kalkabilirsiniz.
Şifa olsun! Sevgiyle...
Paylaş