Sen, ben yok biz varız!

Değerli okurlar... Öncelikle hepimiz için sağlıklı, keyifli ve verimli bir hafta olması dileğiyle “Hoş geldin haziran!” diyerek satırlarıma başlamak istiyorum.

Haberin Devamı

Her ne kadar Ankara’mız, yaza takvim olarak resmen girdiğimiz şu günlerde hâlâ yağışlı olsa da; yağmur berekettir, kıtlığın kıranıdır diyor ve kıpırtısını yüreklerimizde hissettiğimiz yaz aylarının gelişini sevgiyle selamlıyorum.

Sen, ben yok biz varız

SEVGİYLE YOĞURULMUŞ KALPLER HER KÖTÜLÜĞE GALİP GELİR

Sözü “sevgi”den geçip de kalpleri ısıtmayan, çaresiz hissedenlere umut aşılamayan, yalnızlık hissimizi bir anda yok eden şair veya yazar olabilir mi? Olamaz. Aynı şekilde, önceliği ve dili “sevgi” olan her insan, gönüllere ferahlık verir, dertleri unutturur, yüreklere su serper ve varlığıyla güç verir. Bu nitelik bir insanda ya doğuştan vardır, ya da edindiği birtakım deneyimler sonrası kişi, hayat yolunda sevgi ile yol almayı kendisi seçer. Bu erdemle doğan veya bu seçimi yaparak erdem sahibi olmuş kişilerle yollarımız kesişiyorsa ne mutlu bize! Her birimiz saf sevgiden ibaretiz aslında, sadece yaşam koşullarımıza bağlı olarak ve teknoloji çağının hızlı ivmesi sebebiyle bir şeyleri kaçırmamak adına, zaman zaman hırsa, kibre, kıskançlığa veya maddiyata fazlaca kapılıyor ve sevginin ta kendisi olduğumuzu unutuyoruz. Saf sevgi koşulsuzdur, karşılığı olsun olmasın o daima “var”dır. Beklentisiz, koşulsuz sevmek ne kadar içimizi ısıtan bir kavram öyle değil mi? Burada bahsedilen saf ve koşulsuz sevgi sadece bir ananın evladına beslediği sevgi değil. Yaratılmış her şeyi koşulsuz sevmekten bahsediyorum. Çünkü aslında her şey, her canlı kendi içinde o kadar biricik ve mükemmel ki, bunu görüp anlayabilene hayat her zaman iltimas geçer. Aksi mümkün değildir. Sevgiyle yoğurulmuş kalpler, saf sevginin farkında olanlar her kötülüğe galip gelir. Üstelik savaşmadan. Bu mertebede sevebilen hiç kimse savaşmaya ihtiyaç duymaksızın her savaşın galibidir.

Haberin Devamı

Sen, ben yok biz varız

Haberin Devamı

SEVMEK, HAYATIN BİZE GETİRDİĞİ KARGAŞAYLA YÜZLEŞME GÜCÜ VERİR

Saf sevgi karşılık beklemeden sevebilmektir dedik az önce. Aynı zamanda saf sevgi, şüphelere ve zayıflıklara da yer bırakmaz. Bizi enerji ve inançla doldurur. Kalple yaşanan ve beş duyumuzla deneyimlenen bir ruh meselesidir. Sevmek, hayatın bize getirdiği kargaşayla yüzleşme gücü verir. Bu yüzleşmeden korkmayız, aksine bunu bir deneyim olarak görür, dersimizi öğrenir ve yolumuza çok daha rahat devam ederiz. Yüreğimiz her zaman mutluluk ve sevinçle dolu olur. Saf sevgi, kendimizin bile varlığından haberdar olmadığı özelliklerimizi bulmamıza yardım eder. Öz sevgi ve öz şefkati öğrenmiş olan herkesin saf sevgiyle var olan her canlıya sevgi duyması mümkündür ve bu bize başkalarının iyiliği için yaşamayı da öğretir. Hem de en ideal şekilde…

Haberin Devamı

Gerçek sevgi, geceleyin yolumuzu aydınlatmak için kara bulutları delip geçen ayışığı gibidir. Gün doğumunun tazeliği ve gün batımının tonları gibidir. Hayatın tüm tonlarını yansıtır, ama yine de en güzelidir. İçimizdeki saf sevgiyi bulup çıkarttığımızda ışıldamaya başlarız. Gülümsemek için bir sebep ararken, içinizdeki saf sevgiyi arayın. Onu ararken bu gülümsemeleri ve mutluluğu etrafınıza yaymak için fikirler edineceksiniz. Bundan daha harika bir deneyim olabilir mi? Ne mutlu aramaya niyet edip de bulabilene!

Sen, ben yok biz varız

SEVGİ EVRENSELDİR

Herkesi sevmek mümkün mü? Elbette mümkün. Başkalarına tahammül etmek ve saygı duymak ve bunu sevginin nezaketiyle yapmak mümkün. O zaman gerçekçi olmakla birlikte, yani kişilerin özelliklerini bilip, oldukları halleriyle kabul etmek suretiyle, birçok insanı sevmek de mümkün olabilir. Bu kesinlikle herkesi beğenmek veya onlarla aynı fikirde olmak anlamına gelmez. Ancak her insanın haysiyetine saygı duymak, hikâyelerini dinlemek ve sevgiyi en azından diğerini anlamanın yolu olarak kullanmak için elinizden gelenin en iyisini yapabilirsiniz. Sevgi evrenseldir, sonsuzdur. İçinizdeki sevgi kapasitesini bulabileceğiniz yollara ilişkin bazı önerilerim var:

Haberin Devamı

Herkesi, hatta yeni tanıştığınız insanları bile sevebilmek için onlarda sevdiğiniz, hayran olduğunuz veya takdir ettiğiniz bir şey bulunuz. Eleştirecek tarafları yerine takdir edilecek taraflarına odaklanırsanız, emin olun ki bulursunuz. Bu, karşınızdaki kişiyle benzer düzeyde bağlantı kurabilmeniz için yargı ve ön yargıları bir kenara bırakmak anlamına gelir. Bunu yapmak zordur ve önce bunun zor olduğunu kabul etmek lazımdır. Ancak elinizden gelenin en iyisini yapmayı ve sevginizi göstermeyi deneyebilirsiniz. Sevgi yolunda her türlü zorluğun üstesinden gelebilirsiniz. Yeter ki isteyin!

 SEVGİ BİRLEŞTİRİR

Bazı insanları “öteki” ya da “onlar” yaparak, onları suçlamak, dışlamak ve hatta onlardan nefret etmek kolaylaşıyor. Yine de onlar da tıpkı bizler gibi birer insan. Hatta oturup konuşsak kim bilir kaç tane benzer yanımız çıkar ortaya. Bu düşünce tarzını aşmamıza yardımcı olacak yollardan bazıları şunlardır:

Haberin Devamı

* Kötü düşüncelerinizi ortaya çıktıkça yakalayın.

* İnsanları kategorize etmeyin ve yargılamaktan kaçının. Onu tanımak için zaman ayırmadan, bir insanı gerçekten nasıl tanırsınız?

* Kendinize, herkesin katmanlardan oluştuğunu hatırlatın. Herkes bazı katmanlarını bazı insanlara, bazı katmanlarını ise diğer insanlara gösterir. Kişinin hangi katmanını gördüğünüz, kişiyle tanıştığınız durum veya bu kişiyi nasıl bir ortamda tanıdığınız ile birebir doğru orantılıdır. Bu dış etkenler onlar hakkındaki düşüncelerinizi etkiliyor olabilir mi? Elbette etkiler. Tüm dış etkenlerden bağımsız olarak kişileri ele alırsak emin olunuz ki ortaya çıkacak özellikleri bambaşka olabilecektir.

Sen, ben yok biz varız

* Önce farklılıklarınızı kabul edin. Her insan diğer tüm insanlara benzese ve öyle davransaydı, hiçbirimiz biricik olamaz, hepimiz aynı olurduk. Ve hayatın  hiçbir anlamı olmazdı. Herkes aynı fikirde olacak, hepsi sadece hayatta kalmaya odaklanacak, birbirlerini tanımaya çalışmayacak, sorun çıkarmayacak ve kendisinin dünyadaki yerini cesurca çözmeye çalışmayacak. İnsanlar arasındaki farklılıklar insanların gelişmesini, yaratmasını ve yeniliklere kucak açmasını sağlar. Kollektif bilinç tam da burada ortaya çıkıyor. Hem her birimiz yegane ve biriciğiz, ama bir o kadar da bir  ve bütünüz. Hepimiz içimizdeki saf sevginin gücünü kullanarak birleşip, üzerinde yaşadığımız gezegende, tüm farklılıklarımıza, zıtlıklarımıza rağmen, “yaşamın” barış, huzur, refah, birlik beraberlik içinde sürdürülebilirliğini sağlamaktan sorumluyuz. Şimdi ve tüm nesillere doğru...

 

HAFTANIN ÖNERİSİ 

MINDFULNESS MEDİTASYONU

Sen, ben yok biz varız

Sessiz ve kendinizi rahat hissedeceğiniz bir ortamda, dik oturur pozisyonda, gözleriniz kapalı, avuç içleriniz kucaklarınızda, ayaklarınız yerde düz bir şekilde, burnunuzdan derin nefesler alıp yine burnunuzdan verin. Nefesinizi tamamen karnınızı söndürür gibi diyaframdan boşaltın. Bedensel olarak tamamen ve her uzvunuz rahatlayana kadar bu nefes egzersizine devam edin. Geçmiş ve gelecek düşünceleri bırakın. Dışarıdan gelen sesler, fiziksel duyumlar veya düşünceler meditasyonunuzu kesintiye uğratırsa, odağınızı tekrar nefesinize verin. Zihninizin geçmişe, anılara dalmasına izin vermeyin ve an’da kalın. Bu meditasyon farkındalık (mindfulness) için başlı başına en etkili yöntemlerden biridir. Harvard’da bir dahiliye doktoru olan Dr. Westbrook, “Aklımız, ya geçmişi gözden geçirerek ya da geleceği planlayarak sürekli geziniyor” demiş. “Farkındalık size, zihniniz dalıp gittiğinde bunu fark ederek şimdiki zamana odaklanma becerisini öğretir. Zihnin karıştığında, yorgun hissettiğinde hemen nefesine geri dön.”

Şifa olsun! Sevgiyle...

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları