Paylaş
*Hocam siz beni çok değerli Reiki enerjisiyle buluşturan Usta’m ve bu yolda ilerlememi sağlayan kişisiniz. Aynı zamanda çok kıymetli bir doktor, akademisyen ve yazarsınız. Türkiye’ye Hologenetik bilgisini getiren ve verdiği eğitim, seminer ve konferanslar ile bu konunun yayılmasına emek veren bir üstatsınız. Hocam ben sizin değerli özelliklerinizi saymakla bitiremem, o sebeple sözü size devredeyim ve hem hayat hikâyenizden hem de donanımınızdan siz kendiniz bahsedin okurlarımıza...
-Teşekkür ederim Serenad’cığım. Ben Azerbaycan doğumluyum. Bakü’de üniversiteden mezun olduktan sonra, Moskova’da moleküler biyoloji alanında master ve mikrobiyoloji alanında doktora yaptım. Akabinde akademik kariyerime doçent doktor olarak devam ettim. Ailemin mistik ve spiritüel konularla çok ilgili bir aile olması nedeniyle, bu tür konular her zaman benim de çok ilgimi çekmişti. Ben de üniversite yıllarımda psikoloji ve parapsikoloji konularına yöneldim. Daha sonra Usui Reiki dahil birçok kadim bilgi ile tanıştım. Reiki, o günden bugüne kadar hayatımda hep var. Hem uygulama yapıyorum hem de öğretiyorum. Usui Reiki konusu birçok tıbbi alanda araştırılıyor ve tesiri inanılmaz. Usui Reiki evrensel sevgi ve akıllı enerjidir. Kişinin niyeti ne olursa olsun Reiki enerjisinin niyeti, evrensel sevgi olduğuna göre yanlış hiçbir şey yapmaya izin vermez. Reiki saf şifanın enerjisidir. Reiki öğrettiğimizde üç aşamada inisiye(uyumlama) ederiz. İlk inisiye bu enerjiyle tanışma aşamasıdır. Bu inisiye aşamasında Reiki enerjisi kişinin içinden akarak, kişiyi fiziksel, duygusal, düşünsel ve sosyal boyutta değişime uğratır. İlk başta bu değişimi kabul etmek zor olabilir. Ancak zamanla taşlar yerine mutlaka oturur ve yapılan değişimin ne kadar isabetli olduğunu kişi anlar. İkinci aşama Reiki sembollerine inisiye edilir. İnisiye olan kişi şifa uygulamasını sadece yakından dokunarak değil uzaktan da yapma şansını kazanmış olur. Üçüncü aşama ise Ustalık (Master) aşamasıdır. Farklı sembollere inisiye edilir ve aynı zamanda kişinin kendisi Reiki öğretmeni olur. Hayat bir mucizedir. Reiki bu mucizelerle tanışma fırsatlarını sunar.
Serenad ALTAN-Billur MEMMEDLİ
*Evet, Reiki enerjisini çok severim, sürekli olarak kullanır ve başkalarına uygularım. Usui Reiki benim için çok önemlidir. Peki değerli hocam Türkiye’ye nasıl geldiniz? Bize biraz bu hikâyenizden bahseder misiniz?
-Eşim müzisyen ve 1992 yılında Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı tarafından Ankara Devlet Opera ve Balesi’ne davet edildi. Biz de ailece Ankara’ya yerleştik. Ben enerjilerle çalıştığım için ve enerji akışlarını algıladığım için biliyorum ki dünyada enerji meridyenlerinin örtüştüğü ve çok yoğun enerjilerin akışına sebep olan birkaç yer var, ve bunlardan biri de Ankara’dır. Zaten Türkiye evliyalar ülkesidir ve hep onların koruması altındadır. Kadim bilgelik bu topraklardan dünyaya yayılmıştır.
*Siz Türkiye’de ve Ankara‘da kendinize nasıl yol çizdiniz?
-Tabii ki kolay olmadı. Yeni bir ülke, yeni yaşam şartları... Türk olmama rağmen, hep Rus okullarında okuduğum için Türkçe’yi öğrenmem ve Türkçe’ye hakim olmam zaman aldı. Akademik alanda devam etmedim. Aldığım tamamlayıcı tıp eğitimlerini (biyoenerji, Reiki, kadim bilgiler vs.) uygulamaya başladım. Zamanla “Morsu Kişisel Gelişim” ofisimi açtım ve o zamandan beri hem toplu eğitim hem de bireysel çalışmalarıma devam ediyorum.
*Türk okullarında okumayan biri olarak Türkçe dilinde harika üç kitap yazdınız. İlk kitabınız “Mirasımız Hologenetik Hafıza: Karanlıktan Sevgiye Yolculuk” 2018’de yayınlandı, ikinci kitabınız “Mirasımız Hologenetik Hafıza:Kozmik Aile Düzeni” 2020’de yayınlandı ve bir ay önce de kadim bilgiler doğrultusunda bir devrim niteliğinde diyebileceğimiz “Gezegenlerin Soluğundan Dirilişe: Gezegenler ve Gen Anahtarı İşbirliği” isimli kitabınız yayınlandı. Bu nasıl bir akış, nasıl değerli bir kanallık?
-Yazana değil yazdırana bakacaksınız...
*Uzun zamandır Human Design ve daha çok Hologenetik ağırlıklı çalıştığınızı biliyorum. Ben de birkaç dersinize katılmıştım. Önce Human Design veya İnsan Tasarımı nedir? Bize anlatır mısınız?
-Sırayla gidelim. Human Design dünyaya Kanada asıllı olan ve Amerika’da yaşayan Alan Krakover (daha sonra Ra Uru Hu adını aldı) tarafından yayıldı. Krakover, öğrenciler yetiştirdi. Öğrencileri bugün de bu bilgiyi dünya genelinde yaymaya devam ediyorlar. Hayat bizi hep olmamız gereken yola yönlendirir. Sadece onun sunduğu eş zamanlı olayları algılamak lazım. Benim hayatımda bu çok belirgin. Sanki hayat beni aşama aşama Human Design ve Hologenetik alanına ulaşmam için geliştirdi. Örneğin, bu iki bilginin temeli oluşturan kadim bilgileri: Uzak Doğu Enerji felsefesi, Kabala, Astroloji ve I Ching eğitimlerini ben daha önce görüp uyguluyordum. Aynı zamanda bilim esaslı, ana branşım olan genetik veya epigenetik. Ve 2011 yılında Human Design ile tanıştım, üç sene eğitim gördüm. Çok çok etkiliydi. Human Design insanın enerji merkezlerini, bu merkezleri birbirine bağlayan devreleri, kanalları ve bu kanallardaki kapıları anlatıyor. Kişiyi kendi tasarımıyla tanıştırıyor. Ben Human Design’ı Hologenetiğin temeli olarak görüyorum. Hologenetik, Human Design’dan farklı olarak DNA’nın frekans boyutlarını ve gezegenlerin DNA’ya etkisini sunuyor. Bu iki bilgi birbirini farklı boyutlarda destekliyor.
*Muhteşem bilgiler paylaşıyorsunuz Billur hocam. Peki okuyucularımızın daha iyi anlamalarını sağlamak adına biraz daha konuyu açalım. Hologenetik nedir?
-Hologenetik evren tarafından DNA hafızasına yazılan gelişim programıdır. Hologenetik kelime olarak “tekrar eden genetik” anlamındadır.
*Bu program nasıl çalışıyor?
-Evrenin varoluşu konusunda birçok hipotezin olduğunu biliyorsun. En çok konuşulan Büyük Patlama (Big Bang) hipotezidir. Bilim insanları bunu kanıtlamak için laboratuvar deneyleri yaptılar. Bu patlama sırasında çok yoğun enerji serbest kaldı. Bilim insanları bu enerjinin içindeki atom altı parçacıklara “nötrino” adını verdiler. Ben onlara “enerji tohumları” diyorum. Bu hikâyeyi “Mirasımız Hologenetik Hafıza: Kozmik Aile Düzeni” adlı ikinci kitabımda genişçe anlatıyorum. Nötrinolar veya enerji tohumları bütün evrenin gelişim programının yazılımlarının taşıyıcısıdırlar. DNA’larımız nötrinoların uzantısıdır. İnsan dünyaya, evrenin DNA’sına yazdığı gelişim programını gerçekleştirmeye geldi. Hologenetik bunu gerçekleştirmenin yollarını anlatıyor.
*Bu serüven veya macera nasıl işliyor?
-Haklısın. Bu, bizleri kendimizi bilme yolculuğuna ve maceraya davet ediyor. Hologenetiğe göre dünyaya doğan her bir insan biricik ve dahi’dir. Çünkü Tanrı kopya yapmaz. İnsan, DNA yazılımının gelişim programının üç aşamasını geçerek dahiliğine kavuşur. DNA programının üç aşaması vardır. Birincisi, DNA’ların en üst katmanını kaplayan kalın tabaka, yani “hayatta kalma” aşamasıdır. Bu aşama yoğun korku frekansı yayar. Bu da insanları kaygı, endişe, aidiyetsizlik, memnuniyetsizlik gibi karanlık alanlarda tutar. İnsanın özü “sevgi” olmasına rağmen, sevgiyi hissetmesini engelleyerek korkutur. Bizi sadece kendi korkularımızla ve karanlık taraflarımızla değil aynı zamanda atalarımızın olumlu veya olumsuz deneyimleriyle de yüzleştirir. DNA’larımızda kayıtlı olan ve onların yaşadığı acılardan, korkulardan ve travmalardan arınmamıza davet eder. İkinci aşama “Arma”dır. Arma, hediyedir. Hizmet aşamasıdır. Karanlığımızdan ayrılıp, korkularımızı bırakıp, sevgiyi tanımaya doğru harekettir. Kalbin ışıkla dolması ve sevgiye açılmasıdır. Karanlığını bilmeyen sevgiyi tanıyamaz. Arma, kişiyi birey olmaya yönlendirir. Dünyaya doğan insan doğduğu anda birey değildir. Birey kendi duygularının, düşüncelerinin, davranışlarının sorumluluğunu alandır. Bunun için de bilinç frekansı karanlıktan yükselmelidir. Kendi karanlığını tanımalıdır ve ondan arınmalıdır. Üçüncü Aşama “Ermişlik boyutu”, yani teslimiyettir. Bunların hepsi çok geniş olarak birinci “Mirasımız Hologenetik Hafıza: Karanlıktan Sevgiye Yolculuk” kitabımda anlatılmıştır.
*Bu süreçleri yöneten nedir?
-Bilinen yaşam nefesle başlar, bilinmeyen ise yaşamın devamını gezegenlerin soluğundan akan enerjinin sağlamasıdır. Evrenin tümü ve yaşadığımız güneş sistemindeki gezegenler ve yıldızlar, “Kozmik boşluk”tan soludukları nötrinolarla DNA’da kayıtlı gelişim ve dönüşüm yazılımını aktive ederler. En önemlisi de hepimiz bu nötrino okyanusu içinde yüzüyoruz. Onun amacı, evrimleşmemize yardım ederek “ölüler diyarından” çıkıp, diriliş (uyanış) yolunun kapısını aralamasıdır. Konu çok çok derindir. Dünyayı kurtaranlar, kendi karanlığından çıkıp kalpleri açılan insanlar olacaktır. Şimdi diriliş ve uyanış zamanıdır. Bunun için emek vermeye değer diye düşünüyorum. Benim görevim kendi karanlığında yürüyene ışık tutmaktır. Bu konu çok geniş biçimde, “Gezegenlerin Soluğundan Dirilişe” adlı üçüncü kitabımda anlatılmıştır.
*Bugün hangi konular ağırlıklı çalışıyorsunuz?
-Reiki ve şifa çalışmalarım hep vardır. Hologenetik üzerine eğitimler veriyorum. Bunun yanında Human Desing ve Hologenetiği entegre ederek bireysel harita okuyorum. Hologenetik harita okumaları danışana biricik ve dahi olduklarının idrakine varmasına yardım ediyor. Genetik potansiyelini gerçekleştirme ve hakiki amacına ulaşma yollarını gösteriyor. Bunun için birçok terapi yöntemi kullanarak hem kendi acılarından hem de atalarının miras olarak aktardıkları acılardan arınmalarına yardım ediyorum. Bu yöntemlere Hologenetik Aile Dizimi terapisi de dahildir.
*Hocam verdiğiniz çarpıcı ve değerli bilgiler için, yanı sıra bütünün hayrına olan tüm emekleriniz için hem kendim hem de Hürriyet Ankara ailesi adına teşekkür ediyorum.
-Ben de sana ve senin nezdinde Hürriyet Ankara ailesine teşekkürlerimi sunuyorum.
Paylaş