Ankara güncesi

Değerli okurlar... Bu haftaki yazımı kaleme alıp gazetemize göndermiştim ki Pençe Kilit Operasyonu bölgesinden acı haber geldi. Teröristlerle girdikleri çatışmada şehit olan askerlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve tüm milletimize baş sağlığı dileyerek başlamak isterim. İçimize düşen bu korlar yanardağ oldu. Artık bu son olsun diliyorum...

Haberin Devamı

Ocak ortasına geldiğimiz şu günlerde, nihayet kış aylarında olduğumuzu fark ettirmeye başlayan hava durumu, hepimizi biraz hüzün, biraz melankoli, biraz da rehavetle çevrelemiş olsa da kış aylarının da kendine has bir güzelliği olduğunu yadsıyamayız. Küresel ısınmadan sebep Orta Anadolu’ya yakışır bir kış görmedik henüz bu yıl. O yüzden ben şahsen hem psikolojilerimizin mevsimle uyumu hem de gezegenimizin salahiyeti için mutluyum havaların nihayet kışa dönmüş olmasından dolayı. Umarım kar da görürüz en kısa zamanda ve gri, puslu günlerin rehavetini, bembeyaz kar örtüsünün ışıltısıyla dağıtır, mevsimin tadını çıkartma fırsatı bulabiliriz...

Bugün sizlere son haftalarda katıldığım, nesillerdir Ankara’nın nabzını tutan isimlerle birlikte olduğum ve Ankara’ya özgü mekânlarda gerçekleşen etkinliklerden, bu etkinliklerin bana kattıklarından bahsedeceğim. Aynı zamanda her hafta yaptığım gibi bazı önerilerim de olacak size. Şöyle söyleyeyim; bu hafta yine “İyi ki Ankara gibi sanatın, kültürün, bilimin, ilimin başkenti olan bir şehirde yaşıyorum” şeklinde şükürlerimin bol olduğu bir hafta oldu. Tarihi, Paleolitik çağlara uzanan ve yine tarihin en büyük uygarlıklarına ev sahipliği yapmış olan kadim kentimizin kıymetini bilelim, bildirelim derim.

Haberin Devamı

MANTI BAHANE, SOHBET VE ORTAM ŞAHANE

Ankara güncesi

Ankara güncesi

Ankaralı sanatseverlerin çok iyi bildiği Nurol Sanat Galerisi’nde geçen hafta salı günü her zamankinden farklı bir etkinlik için bir araya gelindi. Galerinin değerli müdiresi Yüksel Önder Maden ev sahipliğinde, Kale’nin göz bebeği Galeri Z’nin değerli sahibesi ve bu etkinliğin fikir annesi hem de mantı yapımının baş ustası Fatma Tuna önderliğinde bir ‘ev yapımı mantı’ partisi yaptık. Yanlış duymadınız, sanat galerisinin mutfağında 10 akademisyen, sanatçı, iş insanı ve eski bürokrat hanımefendinin el emeğiyle mantı hamuru açıldı ve taze mantı yapılarak sonra da afiyetle yenildi. Mantı bahane, sohbet ve sanat ortamı ise şahaneydi. Ünlü mimar Sayın Kadri Atabaş’ın eşi dalgıç-sualtı ressamı Serap Selçuk Atabaş, ünlü ressam Hayati Misman ve değerli eşi Canan Misman, bir başka değerli sanatçımız Türkiye’de ilk kez 1978 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü çatısı altında ‘Serigrafi Atölyesi’ni kuran ve serigrafi konusunda yazdığı kitapla ülkemizde bu konunun öğrenilmesinde büyük emeği olan ressam Prof. Dr. Hasan Pekmezci ve değerli eşi ressam Şükran Pekmezci, önderlik ettiği birbirinden özel yurt dışı turlarla Ankaralılara dünyayı gezdiren Abidin Lütfi Demir ve değerli eşi Aslıhan Demir, gravür ustası ve ressam Prof. Dr. Güler Akalan, Danıştay eski Tetkik Hakimi ve eski Hazine Birinci Hukuk Müşaviri Saadet Özkan, ressam Hacer Özgümüş, ressam Habip Aydoğdu ve eşi Fikriye Aydoğdu, Yetki Tuna, Sivrihisar Açıkhava Müzesi’nin ve Cinnah’ın başındaki balerin heykeli gibi birçok açık hava heykel başyapıtının mimarı kıymetli heykeltraş Metin Yurdanur ve zarif eşi Eser Yurdanur, emekli resim öğretmeni Figen Kahraman hanımefendi ile birlikte toplu ziyafet yaptık. En değerlisi ise hep birlikte edilen hem güncel hem de entelektüel sohbetlerdi. Sanattan, resimden, heykelden ve burada adı geçen ünlü sanatçılarımızın en özel eserlerinin hikâyelerinden konuştuk. Sonrasında, şu anda sanat galerisinde sergilenmekte olan eserleri inceledim tek tek. Halen Kazdağları’ndaki atölyesinde çalışmalarını sürdüren ressam Mehmet Emin Erdoğdu’nun zeytin ağacından yaptığı gravürlerine ve ‘zeytinin’ obje olarak mutlaka yer aldığı ‘hüzünlü kadın’ yağlı boya tablolarına hayran kaldım doğrusu. Ocak sonuna kadar sergi Nurol Sanat Galerisi’nde devam ediyor. Görmemek bence kayıp olur. O nedenle önerim, vakit ayırıp mutlaka bu sergiyi gezmeniz yönünde olacaktır değerli okurlar.

Haberin Devamı

BİR SONRAKİ DURAK GÖKYAY VAKFI SATRANÇ MÜZESİ

Ankara güncesi

Sizlere daha önce katıldığım bir etkinlik vesilesiyle kısaca bahsettiğim Gökyay Vakfı Satranç Müzesi’ne bu kez vakfın Yönetim Kurulu Başkanı Akın Gökyay’ın eşi, çok sevdiğim ve bir o kadar da saydığım, ayrıca bir iş kadını olarak rol model aldığım Sayın Birten Gökyay ile sohbet etmek ve müzeyi layığınca gezebilmek için gittim. Gerek iş hayatındaki kariyeri gerek yakından bildiğimiz önemli birçok sivil toplum kuruluşunun kuruluş aşamasında verdiği emekleri hayranlıkla dinledim Birten Hanım’dan. Bir başka yazımda bunları detaylıca anlatacağım sizlere. Birten Hanım’ın annelik, eş olma görevleri yanında iş hayatında sergilediği başarı öyküsünün henüz yolun başında olan birçok kadınımıza feyiz olacağını düşünüyorum.

Haberin Devamı

Ankara güncesi

Müzeye gelince... Türkiye’nin ilk ve tek satranç müzesi olduğunu tekrar söylemeliyim. Dünyada toplam 9 satranç müzesi bulunuyor ve bunlardan bir tanesi de Gökyay Vakfı Satranç Müzesi. 110 ayrı ülkeden toplanmış 740 adet satranç takımı mevcut. İlk bölümde Ankara Kalkınma Ajansı’yla birlikte yapılmış olan ‘Ankara Takımı’ yer alıyor. Bir de Nurus’la yapılan ‘Başkent Takımı’ var. “Her ülkenin başkentinin satranç takımı var bizim Ankara’mıza özgü neden olmasın?” felsefesinden yola çıkarak bu iki satranç takımı yapılmış ve yarışmalar düzenleniyor. Müze, dört ana temadan oluşuyor. Çocuk bölümü, tasarım bölümü, milli kültürler ve değerler bölümü ile savaş ve barış bölümü. İlk bölümünde çocuklar için legolardan satranç takımları var. Bunlardan bazılarını Star Wars, Harry Potter, Red Kit, Asteriks Obeliks, Simpsons olarak sıralayabiliriz. Tasarım bölümünde ise çividen, metalden, swarovski taşlardan, mermer ve seramikten, Ankara’nın tüm endemik bitkilerinin içine yerleştirilmiş olduğu satranç takımları var. Örneğin tasarım bölümünde benim en ilgimi çekenlerden biri parfüm şişesinden esinlenerek yapılmış olan satranç takımı oldu. Çakıl taşlarından yapılmış 3 kişilik bir satranç takımı var. Bizans tasarım takımları var. Sırbistan’ın Slav mitolojisi takımı var. O da çok ilginçti. Üst katta savaş-barış bölümünde 11 Eylül saldırısının, Osmanlı-Haçlı savaşlarının satranç takımları, Napolyon’un ordusunun bulunduğu satranç takımı var. Antik Yunan ve Roma takımı yine savaş ve barış konseptinde sergilenmiş. Gördüğümde beni çok duygulandıran Çanakkale cephesini anlatan savaş barış takımı var. Milli kültürler ve değerler bölümünde Hindistan, İran, Meksika, Orta Amerika ülkelerinin satranç takımları var. Kırgızistan, Özbekistan, Azerbaycan, Türkmenistan, Kore, Çin, balık kemiğinden yapılmış Japonya satranç takımı var. Müzeye rutin olarak okullar, kuruluşlar, dernekler geziler düzenliyor. Bunun için müze müdürlüğünden randevu almak gerekiyor. Yine müzede rutin düzenlenen atölye ve kurslar var. Bunlardan bazıları Sherlock Holmes dedektiflik atölyesi, satranç eğitimleri, seramik atölyesi, resim atölyesi, kukla atölyesi gibi... Özellikle yaklaşmakta olan ara tatilde çocukları için değişik etkinlik ve aktivite arayanlar, müzeyi arayarak bu atölye ve kurslar hakkında detaylı bilgi alabilirler.

Haberin Devamı

HAFTANIN ÖNERİLERİ

Ankara güncesi

1-Ankaralı değerli yazar Zerrin Dağcı’nın ‘Derin Su’ isimli kitabını okudum. 1953 yılında sulara gömülen Dumlupınar Denizaltısı’ndaki bir subay ile Ankaralı bir genç kızın hikâyesini anlatan kitap lirik ama bir o kadar da Çanakkale tarihine dokunuşlarla bizi geçmişe seyahat ettiriyor. Düşündürüyor, duygulandırıyor, sorgulatıyor. Muhakkak okumanızı tavsiye ediyorum. Zerrin Hanım’la kasım ayında kahve içmek için bir araya geldiğimizde bana “‘Rüyalar, Aşk ve Hüzün’ kitabını da imzalayarak takdim etmişti. Şimdi sıra onda. Okuduğum zaman görüşlerimi sizlerle paylaşıyor olacağım.

Ankara güncesi

2-Geçtiğimiz hafta Ankara’mız, take away (al götür) konseptinde yeni bir makarna üreticisi ve satıcısı markayla tanıştı. ‘Makarnaclub06’ hem Mutlukent’te hem de Koru Metro İstasyonu’nun yanındaki konteynerda çeşit çeşit ev yapımı makarna ile hizmet veriyor. Ben İsveç köfteli domates soslu makarnasına bayıldım. Dört peynirlinin de sosunu tattım, müthişti. Fiyatlar şu an piyasadaki fiyat/lezzet ortalamasına göre oldukça uygun. Özellikle öğrenciler şimdiden keşfetmiş ve ders bitimlerinde konteynerin önünde kuyruk oluyor. Denemelisiniz. Instagram adresi @makarnaclub.06

Haberin Devamı

3-Çayyolu Cüneyt Gökçer Sahnesi’nde Pınar Gürbüzoğlu’nun yazdığı, Umut Tanyolu’nun yönettiği, Devlet Tiyatrosu oyuncuları Z. Şirin Giobbi, Gökhan Kutum, Tansel Aytekin, Abdullah İndir, Sedat Keçeci, Berkay Veli ve Erdi Erciyas tarafından sergilenen ‘Son Gece Mahallesi’ adlı oyunu izledim. Tüm oyuncuların performansı ayakta alkışlanacak nitelikteydi. Ama Şirin Giobbi’nin birbirinden farklı kadın karakterleri oynarken izleyiciye fark ettirmeden anında yeni karaktere adapte olma becerisi özellikle altı çizilmesi gereken bir başarıydı. Kutluyorum. Sezon boyu takip ediniz ve ilk fırsatta gidip izleyiniz. Sev

Yazarın Tüm Yazıları