Paylaş
Kısa süre önce yine bu köşede Türkler'le ilgili yeni bir teori ortaya atmıştım.
Aktör Kevin Bacon hakkında yazılmış bir kitaptan esinlenerek oluşturduğum bu teorinin adı ‘6 Degrees of Turks’ idi (Türkler'den 6 Derece).
Kitapta hayatta her olayın bir şekilde sonuç itibariyle Kevin Bacon'a bağlanabileceği ıspat edilmişti. Ben de hayatta her şeyin sonuç itibariyle Türkler'e bağlanabileceğini, en ilgisizmiş gibi görünen olayların bile Türkler'e indirgenebileceğini ispat etmiştim.
Birçok insan bu teorimi büyük bir kuşkuyla karşıladıklarını ifade ettiler. Rana eleştirisini en direkt olarak yaptı ve ‘Saçmalama allahaşkına’ dedi. Sadece bir tek destek mektubu aldım. Anlaşılan onu yazan da benim ekolümden bir kişiydi çünkü o da croissant'in (yarım ay şeklindeki unlu mamul) icat edilmesinin nedeninin Türkler olduğunu açıklıyordu mektubunda.
Halk her zaman olduğu gibi beni ciddiye almamıştı.
***
Bazı yazılarda daha önce yazmış olduğum bir şeyi etraflıca hatırlatarak konuya başlamam gerekiyor. Bizim evde bu, çok kapsamlı ve uzun süren bir eleştiriye neden oluyor hep.
Yok lüzumsuz tekrarda bulunuyormuşum, yok gereksiz yer kaplıyormuşum falan filan...
Bu tavır, okuyucuların daha önce okudukları her şeyi ezberlemek zorunda olduklarını düşünen insanlara özgüdür. Oysa ben biliyorum ki okuyucu daha bu yazının sonuna gelmeden başında yazılanları unutacak kadar gazete yazılarına karşı ilgisizdir.
New York Times Yazı Stili El Kitabı'nda gazetecilere ‘Haber yazarken Amerikan başkanının adını bile açıkça yazın. Okuyucu bunu nasıl olsa bilir diye düşünmeyin’ denilmiştir. O nedenle herhangi bir orijinalite taşımayan giriş paragrafımı mazur görün.
***
Şimdi bu teoriye kuşkuyla yaklaşanlardan öcümü alacağım. Çünkü hayattaki en lüzumsuz, alakasız ve gereksiz şeylerin altından bile Türkler'in çıktığını ispat edecek yeni bir örnek bulmuş durumdayım. Hem de Amerika'da yeni oynamaya başlayan ‘Yıldız Savaşları-The Phantom Menace’ filminden bu örnek.
Şimdi daha siz ‘Ne alakası var Türkler’le Yıldız Savaşları'nın?' diye dedikoduya başlamadan hemen konuya gireyim.
Bu filmi bilim kurgu edebiyatına yönelik bir hakaret oluşturması nedeniyle katiyen seyretmeye gitmeyeceğim. Benden başka herkes filmi izleyecek olduğu için, eksik kalmayayım diye film ile ilgili elime ne geçerse okumaya başladım.
Film hakkında enteresan bir tartışma çıktı son günlerde. Filmdeki çeşitli karakterlerin davranış biçimleriyle, ses tonlarıyla ve önyargılarıyla gerçek bazı etnik gruplara gönderme yapıldığı, onlarla alay edildiği, bu etnik grupların aşağılandığı iddia ediliyor. Örneğin filmdeki JAR JAR BİNKS karakteri tamamen bir West Indian aksanıyla konuşuyor. Ancak Jar Jar Binks son derece aptal ve tembel olduğu için de tabii ‘etnik kökene dayalı aşağılama’ yapıldığı suçlamaları birbiri ardına geldi.
***
Filmde bir de Watto karakteri var.
Acımasız bir eskici-tüccar o.
Time Dergisi'nin film eleştirmeni Richard Corliss bakın bu karakter hakkında ne yazmış:
‘‘Eskici Watto tam anlamıyla bir tasarım şaheseri: Kırışık suratındaki üç günlük sakalı, parçalanmış kayaya benzeyen ağzındaki dişleri ve Brando'nun canlandırdığı Baba rölündeki konuşma tarzıyla konuştuğu TÜRKÇE'siyle o bir tasarım şaheseri.’’
TÜRKÇE Mİ?
Siz de öyle bağırdınız biliyorum. ‘Yıldız Savaşları’ filminde fazla olumlu olmasa da bir Türk karakterinin bulunmuş olmasını öğrenmek beni de şaşırttı tabii ki.
İşte bu ‘Türklerden altı derece’ teorisinin net olarak bir kez daha doğrulanmasıydı. Mutlu oldum ve hatta teorik düzeydeki bu başarım nedeniyle bir müddet de sessiz biçimde ağladım.
***
Gerçi bu konuda hiçbir gazetede haber çıkmamıştı.
Yine atlıyorlar haberi dedim kendi kendime. Sonra tipik gazeteci gibi ‘‘Tabii ben olsaydım Amerika'da bu haberi katiyen atlamazdım’’ diye megalomanik böbürlenmelerde bulundum.
Sonra bir kuşkuya düştüm. Bu meseleyi de araştırmalıydım. Böylece araştırmam gereken konular tam tamına 37 adede ulaştı.
Bunlardan bir bölümü zaten hiç bitmeyecek, örneğin ‘Kadınlar neden böyle’ meselesinin araştırma sonucunda çözülmesi mümkün değil. Proust'u anlamaya başladım, onu yakında tüketeceğim ama yeterince kafamda dert varken bir de Jar Jar Binks'in Türk olup olmadığının derdini çekmem hiç de hoş olmadı. Ama ne yapacaksınız, takıntı işte.
***
Elektronik dergi Slate magazin Allah'tan bu konuya eğilmiş, yoksa uçağa atlayıp bir günlüğüne New York'a gidip filmi izlemem gerekecekti.
Slate'de filme bağlantılar (links) oluşturmuşlar.
Watto karakterinin filmde konuşmasını dinleyebiliyorsunuz buradan.
Yeni terminolojiyle ‘tıkladım’ adresi ve Watto'nun sesi yükseldi: ‘...Mind ticks dont’a work on me...only money! No money, no parts, no deal' diyordu Watto. (‘Ben zihinsel oyunları ırgalamam. Sadece para etkiler beni. Para yoksa, yedek parça da yok, anlaşma da yok’ diyordu karakter.)
Gerçekten de bu tipik bir Türk tüccarı konuşmasıydı ancak konuşma biçiminden onun kesin olarak Yahudi olduğu belli oluyordu.
Yani ünlü Time Dergisi bayağı ciddi bir yanlış yapmıştı. Ama boşgeçin, yanlış manlış yine de olayın temelinde Türk vardı ya siz ona bakın.
Paylaş