Paylaş
Gazeteciliğin ilkeleri evrenseldir.
Gerçi bu ilkelerin bazıları da tartışma konusudur.
Örneğin 'Tarafsızlık' ne demektir?
Hiç bir insan gerçek anlamda tarafsız olamayacağına göre gazetecinin tuttuğu tarafı açıkça belli edip, haberlerini ona göre vermesi daha iyi değil midir?
Bütün bunlar tartışılıyor.
İyi de yapılıyor. Çünkü ben de 'taraf' olunmasından ve bunun açıkça ilan edilmesinden yanayım.
Tabii taraf olununca ve bu açıklanınca okuyucu sizin haberinizi, yazınızı başka bir gözle okur.
Hatta yazıda taraf olan kişinin bilinçli çarpıtma yapıp yapmadığını da sorgulamaya başlar. Bu da çok sağlıklıdır.
İşte bence asıl gazetecilik bu noktada devreye giriyor.
Taraf tuttuğunu belli eden, bunu açıklayan gazeteci haberini de tarafsız yazabilir aslında.
Yani tuttuğu taraf yanlış yaptığı zaman bunu da yazabilen, karşı olduğu görüş iyi bir şey yaptığında bunu da yazan bir gazeteci tarafsızdır.
*
Bunlar basit ilkeler, niye yazıyorsun diye sorabilirsiniz.
Basit olabilir ama bunlar çok önemli. Ve dahası bu 'basit' ilkeler hemen her gün ayaklar altına alınıyor Türkiye'de.
Bunun son örneğini geçtiğimiz salı günü televizyon ana haberlerinde yaşadık.
Diğerleri de mutlaka vermiştir ama haberi ben ilk kez Show TV de saat 19.49 da gördüm.
Fazilet Partisi'nin adaylarının tanıtıldığı toplantıdan bir görüntü veriliyor.
İstiklal Marşı söylenecek.
Herkes kalkıyor ayağa.
Bir genç kadının elinde cep telefonu var.
Show TV bu haberi İstiklal Marşı'na karşı büyük saygısızlık, büyük bir skandal olarak veriyor.
Ancak gözden kaçırılmak istenen bir şey var.
Haber verildiği gibi değil ki!
Daha 'Korkma Sö...' denilirken bayan telefonu kapıyor ve marşı söylemeye katılıyor.
*
Arkasından NTV'de aynı haber. 20.10 civarında.
Onlar 'taraflı' yayınlarında daha 'akıllılar'.
Çünkü haberi sesli vermiyorlar. Spikerin yorumuyla görüntü veriliyor.
Böylece kızın marşın okunması süresince duruma aldırmayıp, saygısızlığını sürdürdüğü yolundakı izlenim de 'güçlendiriliyor'.
*
Sabah gazetelerde de aynı fotoğraf.
Bizim gazetede de aynı yorum vardı.
Yani gözümle olayı görmesem, tabii ki inanacağım.
Yapmayın Allah aşkına.
Kaç toplantıda bulundum, hem de gerçek Atatürkçülerin olduğu yerde İstiklal Marşı okunmasına hazırlıksız yakalanıp, marşın başında ‘uygunsuz’ davranan kaç kişi gördüm.
Yani bu insani bir şey, kendilerini hemen toparlayıp gereken saygıyı sonra gösterdiler.
Daha 'Korkma' denilmiş, kız telefonunu kapıyor.
Şimdi denilecek ki televizyon kameralarını farketti de kapattı.
Bunu bilemem.
Kimse bilemez. Önemli olan verilen haberdeki görüntü ile yorumun katiyen çakışmaması.
*
Taraflı olmayı anlarım dedim.
Ancak bu tür aceleci, kavgacı yayınlar, haberler 'taraflı ama objektif gazetecilik yapma' iddialarını zedeliyor.
Daha da önemlisi medyanın prestijine büyük darbeler vuruyor.
*
Hulki Cevizoğlu gerçek anlamda Batı standartlarında tartışma programı düzenleyen bence tek kişi.
Harika sorular soruyor.
Son derece zeki gözlemleri var ve kimsenin de gözünün yaşına bakmıyor.
Bütün bunları da gayet sakin bir üslupla başarıyor.
En ağır soruyu bile sakin, neredeyse gülümseyerek sorabiliyor.
Show TV 'Ceviz Kabuğu'nu kapmakla büyük akıllılık etti.
Hulki Cevizoğlu televizyon yayıncılığının kalitesini gerçekten bireysel çabasıyla yükseltiyor.
Paylaş