‘‘BU belki de çok acımasızca bir karşılaştırma olacak ama... Bilmem hatırlar mısınız bir zamanlar Güney Afrika'da muhalefet yapan insanların boyunlarına yanmakta olan lastikler geçirirlerdi..
Şimdi neredeyse buna benzer biçimde burada da (ABD) eğer bazı şeyleri sorgulamaya başlarsanız sizin de boynunuza ‘vatan sevgisinin' yanan lastiğini boynunuza geçiriverecekleri korkusu yaygınlaştı...
İşte bu korku gazetecileri aslında sormaları gereken soruları sormaktan alıkoyan şeydir.’’
Sevgili okurlar.
Tırnak içindeki sözlerin sahibi Dan Rather.
Amerikan medyasının duayeni. CBS televizyonunun akşam haberlerini efsanevi Walter Cronkite’dan devralmış, onun ekolünde yetişmiş, Amerika'nın en saygın gazetecilerinden bir tanesi bu lafları söyleyen insan.
* * *
11 Eylül olayları yaşandıktan sonra olayın karmaşıklığını çözümleyebilmek için bir dizi yazı yazmıştım.
Yazılar sonuçta komplo teorisi sınırlarına ulaşmaya başladığında da bir süre sonra o konu üzerinde spekülasyon yapmaktan vazgeçmiştim.
Ancak o zamanlar dediğim bir şey vardı.
Amerikan medyası bir süre sonra bu işin üzerine son derece sıkı bir şekilde gitmeye başlayacak, olan biteni sorgulayacak ve bence son derece ilginç bir döneme girilecekti.
Bunun ne zaman olacağını bilmiyordum ama olacağına emindim çünkü yakın Amerika tarihine baktığımızda medya bu tür sınavlardan hep alnının akıyla çıkmış, devleti, otoriteyi sorgulama konusunda dünya basınına ders olacak tavırlar almayı başarmıştı.
Beklediğimden hızla geldi o an.
Dan Rather'in sözleri bir anlamda Amerikan basınına verilen bir start işareti olarak algılanmalıdır.
Önümüzdeki günlerde 11 Eylül ve sonrasının sorgulanması sürecinde çok ama çok ilginç gelişmeler olacağına kesin gözle bakmak lazım artık bu noktadan sonra.
* * *
Yeni gelinen noktayı tanımlamak için çok ilginç bir kavram kullanılıyor Amerika'da.
‘‘Amerikan medyasının artık nihayet bomba sığınaklarından çıkmaya başladığı’’ söyleniyor hem yazılı medyada hem de televizyon ekranlarında.
11 Eylül olaylarının yarattığı terör ve dehşet ortamı nedeniyle Amerikan basını normal sorgulamacı tavrını uzunca bir süre askıya aldı.
Bush yönetimi ‘‘terör’’ kartını her durumda oynadı, sorgulamacı tavrı delmek isteyenler ‘‘terörle mücadele’’ ortamına zarar vermekle suçlanarak, bir anlamda susturuldu.
Bu bizim Türkiye'de alışık olduğumuz ama buna alışık olmayanların ise uzun süre dayanamayacağı bir durum.
Amerikan medyası, Bush yönetiminin ‘‘bombalamalarına’’ karşı uzun süredir sığınaktaydı.
Şimdi sığınaktan çıktılar.
Dan Rather'ın sinirli tepkisi bunun en net ifade edilmiş şeklidir ve dahası geçen hafta sonunda Amerika'da yaşananlar da olup bitecek çok şeyin ilk habercisidirler.
Detaylara girmeye gerek yok, geçen hafta sonunda bir anda Bush yönetiminin aslında 11 eylül saldırısının olacağını önceden bildiği ve buna rağmen yeterli tedbirleri almadığı haberi Amerika medyasında bomba gibi patladı.
Birbiri ardına haberler gelmeye başladı hemen. FBI'nın yazmış olduğu raporlar, CIA'nın saldırı öncesi elinde olan bilgiler, Başkan'a sunulmuş olan raporlar dökülmeye başladı ortaya bir anda.
Bush yönetimi ağır eleştiriler aldı ve çok da sinirli tepki gösterdi olan bitene.
Yine vatanseverlik kartı oynandı ve Dan Rather'in vurguladığı olumsuz sürecin içine çekilmeye çalışıldı insanlar.
* * *
Anlaşılan sancılı bir süreç yaşanacak. Amerikan medyası otoriteyi arada bir yoklayacak, yeni haberler çıkacak, otorite buna tepkiler gösterecek, medya yine bir süre geri çekilecek, ondan sonra aynı süreç tekrar baştan yaşanacak.
Bir tür etki-tepki sürecine girişildi, olan bitenden öyle anlaşılıyor.
Bush yönetimi 11 Eylül'den bu yana medyadan en ağır eleştiriyi aldıktan 48 saat geçmeden basına sızdırılan haberlerde teröristlerin yepyeni bir büyük saldırıya daha hazırlanmakta oldukları, bunun nerede ve ne zaman olacağının bilinmediği ama aynen 11 Eylül öncesinde alınan istihbaratlara benzer istihbaratlar alınmaya başlandığı, yönetimin her türlü gelişmeye hazır olduğu bildirildi.
Pazar günü Amerika gazetelerinin hemen hepsinde bu haber manşetti.
Amerikan yönetiminin Türkiye'de de eylem olabilir yolunda yaptığı çağrı da alındığı söylenen bu istihbarat demetlerinden çıkarılan bir sonuç aslında.
Ben gazetecilik mesleğinin insanda yarattığı bütün mesleki deformasyonları beynimde taşırım.
Bu nedenle de herhangi bir hükümet medya tarafından ağır eleştirildikten daha 48 saat geçmeden o eleştirilerin ertelenmesine yol açabilecek türde yeni bilgiler sızdırıldığında buna gayet tabii ki kuşkuyla bakarım.
Şuna emin olun ki Amerikalı gazeteciler de aynı kuşkuları çok daha yoğun bir şekilde yaşıyorlar ve sığınaklardan da çıkılmış durumda.
İnşallah insanları tekrar sığınaklara çekilmeye zorlayacak yeni bir büyük olay tekrar yaşanmaz da Amerikan demokrasisi yara alma sürecinden daha hızla çıkar.