Paylaş
Bugün 31 Aralık 1998.
Ve işte Serdaramus-1999
***
Yalım Erez kaşını beyaz renge boyayan ilk geçiş dönemi başbakanı olacak. Bilmem hatırlar mısınız ama bundan önceki geçiş dönemi başbakanları sadece saçlarını siyaha boyamakla yetinmişlerdi. Erez bu konuda da farklı davranarak Türk siyasi yaşamına damga vuracak. Bu arada Nahit Menteşe'nin ‘‘Benim de başbakan olmak için gerekli kualifikasyonlarım vardı, ama hakkım yendi’’ diye konuşması da Tansu Çiller'i çileden çıkartacak.
***
Mesut Yılmaz şubat ayında düzenlenen ‘‘Demokrasilerde sivil yönetim- ordu ilişkisi’’ konulu bir sempozyuma katılacak. Konuşmak için kürsüye çıkan Yılmaz, konuşmasının ‘Giriş’ ve ‘Gelişme’ bölümlerini başarıyla tamamlayacak. Ancak ‘Sonuç’ bölümünü bir türlü bağlayamadığından konuşması uzadıkça uzayacak. Bunun üzerine belki kendisine bir çıkış yolu gösterirler diye hemen arkasında oturan panele bakan Yılmaz, oradaki insanların da kendisine yardımcı olmadıklarını görünce ‘‘Bu gazeteciler de amma hayırsızlar, zor duruma düşünce insanı yarı yolda bırakıveriyorlar’’ diyerek konuşmasını, ‘Sonuç’ bölümünü bağlayamadan bitirecek. Salondaki izleyiciler onu ayakta alkışlayacaklar.
***
Hadi Uluengin'in bir çocuğu daha olacak. Bu durum Belçika parlamentosunda protestolara yol açacak. Bilim adamları onu incelemeye alarak böyle bir gelişmeyi neden daha hâlâ önlememekte ısrarlı olduğunu anlamaya çalışacaklar. Hadi konu hakkında son sözü söylemek için bir yazı yazacak ancak yazı yanlış anlaşılacağı için tamamen lüzumsuz bir yeni tartışma süreci daha başlayacak. Bizim gazete ile yaptığımız sözleşmede yer alan ‘çocuk yardımı’ ile ilgili madde de sırf Hadi yüzünden yürürlükten kaldırılacak. Bu arada gazete yönetimi bir maddenin kaldırılmasını fırsat bilerek hazır işe başlamışken diğer bütün maddeleri de feshedecek.
***
Benim zorlamam sonucunda ses teli nakli operasyonunu ilk deneyen kişi Rana olacak. Operasyonun başarılı olması durumunda nihayet huzura kavuşulacak ve belki de ilk kez tabiattaki diğer güzel seslerin farkına varılacak. Rana'nın eski ses telleri, merkezi New York'ta bulunan ‘Tuhaf Olaylar Müzesi’ne sergilenmesi için yollanacak.
***
31 Aralık 1999 günü, Hürriyet Gazetesi'nde dördüncü sayfada ‘Serdaramus 2000’ başlıklı bir yazı yayınlanacak. Adı geçen yazıyı kaleme alan kişi 1999 yılı içinde ‘Evet, Tarih Bir Tekerrürden İbarettir, Gerçekten’ başlıklı bir kitap da yazacak.
***
28 Şubat süreci sona erecek. Ancak bu kez de tamamen aynı içerikte olan ama farklı bir tarihle anılan tıpatıp aynı yeni süreç başlayacak. Neden böyle bir şey yapıldığını araştıran gözlemciler, Milli Güvenlik Kurulu'nun bir halkla ilişkiler şirketiyle anlaşma yapmış olduğunu ve onun tavsiyeleri üzerine 28 Şubat süreci yerine yeni tarihi kullanmaya başladığını anlayacaklar. Türk basını bu gelişmeyi ‘Devletin üst kademelerinde önemli bir vizyon değişikliği’ olarak yorumlayacak. ‘Evet, Tarih Bir Tekerrürden İbarettir, Gerçekten’ kitabının yazarı bu gelişmeleri müstehzi bir gülümsemeyle ama aynı zamanda tamamen şaşı bakarak izleyecek.
***
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel yıl ortasında bir demeç verecek ve ‘‘Evet, plastip şovda başrol oynamam teklif edildi. Filhakika ben bu teklifi reddetim. Çünkü bu, devlet adamlığı ciddiyetiyle bağdaşmaz. Ayrıca transfer ücreti de düşüktü’’ diyecek.
***
Hakan Şükür'ü transfer eden Juventus hayatının en büyük hatasını yaptığını anlayacak. Şükür, içliköfte ve lahmacunu özlediği için İtalya'daki ikinci gününden itibaren gün boyu ağlamaya başlayacak. Eve telefon ederek ‘‘Anne, şu adamlara bir şey söylesene beni çok koşturuyorlar, sonra da terli terli soğuk su içmeme izin veriyorlar’’ diye şikâyet edecek. Baba Şükür, günde en az dört kez Juventus antrenörünü arayarak oğluyla ilgili ona tavsiyelerde bulunacak. Şükür İtalya'da yalnızlık da çekecek, çünkü kendisiyle çıkmak isteyen kızlara ‘‘Benim damarlarımda asil Türk kanı akıyor, beni Türk kızlarına teslim ediniz’’ diye bağıracağı için bir süre sonra tek bir kızın bile ona tahammülü kalmayacak. Şükür, maç ortasında aniden durup yüksek sesle ‘Ham Çökelek’ şarkısını söyleyerek dans edecek. Sadece ona bakmakla görevli full time İtalyan psikolog ‘‘Neden böyle yaptın?’’ diye sorunca da ‘‘Memleket sevgisi bu sen ne anlarsın hain herif’’ diye bağıracak. İtalya başbakanı bir açıklama yaparak, ‘‘Biz Apo'yu başımıza dert aldık sanıyorduk. Ondan daha büyük bir dert olamaz diyorduk. Juventus'un yaptığı transfer sonrasında yanıldığımızı anladık. Lütfen Apo'dan önce Hakan'ı geri isteyin’’ diye yalvaracak. Gözü yaşlı vatanına dönecek olan Hakan uçaktan iner inmez yere eğilip vatan toprağını öpecek.
***
Yalçın Doğan, kendi gazetesi içinde kendisiyle dalga geçen bir mizah yazarının bulunmamasını ve Ertuğrul Özkök'ün (*) ayrıcalıklı konumunu kıskanacak. Bana transfer teklifinde bulunacak. Bu gelişme Doğan Medya Grubu içinde inanılmaz boyutta bir krizin doğmasına neden olacak. Kriz, yazarın ‘‘Transfere ne gerek var canım. Biraz fazla para karşılığında ben Hüriyet'te de kalarak başka genel yayın yönetmenleriyle dalga geçebilirim’’ demesiyle sona erecek.
***
(*) Ki kendisi son 100 yılın en seksi erkekler listesine 11'inci sıradan hem de Antonio Banderas'tan bile ön sırada girmeyi başarmış kişidir.
Bunu unutabileceğimi herhalde düşünmediniz, değil mi?
Mutlu, sağlıklı, güzel bir yıl olsun inşallah.
Paylaş