Renkler

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

Açık ve yakın tehlike

Bugün Türkiye'de gelişmeye başlayan yeni bir tehlikeye dikkatinizi çekeceğim. Büyüklerimizin dediği gibi ‘yılanın başı küçükken ezilmelidir’. Herkes aval aval etrafa bakarken ülkemizi içerden işgale kalkıştılar, haberiniz olsun.

KÜRTLER'in Türkler'den daha hızlı üremeyi başardıkları, bu nedenle de 21'inci yüzyılın ilk yarısında Türkler'in azınlığa düşecekleri şeklinde bir teori biliyorsunuz ki var.

Bu teori ilk ortaya atıldığında ben çok keyiflenmiştim.

Biliyorsunuz bizim memlekette bütün aydınlar durmadan azınlık haklarından bahsederler.

Bizim haklarımızı elde etmemize sahip çıkan, bunu savunan bir Allah'ın kulu bile şu anda yok.

Bir Kürt'le yan yana sokakta yürürken, polis ikimizi de aynı anda dövse, ertesi gün Kürt'ün nasıl da devlet baskısına maruz kaldığı bangır bangır bağırılır.

Belki uluslararası bir durum bile yaratılır bundan.

Benim gariban başıma gelenler için ise kesinlikle tek bir örgüt bile parmağını kıpırdatmaz.

Hatta dayak yememe içten içe sevinen örgütler bile çıkar.

Azınlığa düşersek eğer bir gün, belki ancak o zaman bizim de sorunlarımızı dinlerler, belki bizi de adam yerine koyarlar, işte bunun için çok sevinmiştim bu gelişmeye.

* * *

Bu gelişmeye herkesin benim kadar mutlu olmadığını bilmem söylememe gerek var mı?

Yani yemin ediyorum bazı çevrelerde bu teori kesin bir panik bile yaratmış durumda.

Türkler'in Türkiye'de azınlığa düşmelerinin temelindeki felsefi komediyi göremeyen, bunun esprisini kavrayamayan insanlar için gerçekten üzülüyorum.

Neyse, onların durumu bir başka yazı konusu olabilir.

Benim burada dikkati çekmek istediğim konu şu: Aslında Türkiye'yi içten içe kemiren başka bir büyük tehlike var.

Yetkililer başka konulara konsantre oldukları ve ‘etnik köken’ deyince akıllarına ya Türk ya da Kürt geldiğinden, bu yeni ve bence çok daha vahim olan tehlikeyi göremiyorlar.

Göremedikleri için de ülkenin bölünmezliğini tehlikeye atacak gaflet ve dalalet içine düşüyorlar.

Bu yeni, vahim tehlike ÇİNLİLER'dir.

* * *

Evet Çinliler.

Bugün sadece İstanbul'da 30'u aşkın Çin lokantası bulunduğunu, İstanbul'un belirli bölgelerinde, örneğin Taksim'de yürürken her 15 dakikada bir en azından dört Çinli görmenizin kesin olduğunu, Çin'den gelen sosların süpermarketlerdeki sos reyonlarını ele geçirdiğini, İstanbul'da Kayseri mantısından çok daha fazla Çin mantısı tüketildiğini, bazı Türk erkeklerinde Asyatik kadın fetişizmi başladığını, hatta bazı alternatif seksüel video kasetlerinde deri kıyafetli kadın Çinli olmadığı takdirde bazı Türkler'in hayal kırıklığına uğramaya başladıklarını biliyor muydunuz?

Şimdi bana abarttığımı, bu dediklerimle Çinliler'in ilk önce İstanbul'u sonra da Türkiye'yi ele geçirme hazırlığı içinde oldukları sonucuna atlamamın kesinlikle saçma olduğunu söyleyeceksibiz, biliyorum.

AMA DEĞİL. Ne olur dinleyin beni, dinleyin ki Harrison Ford'un deyimiyle ‘Yakın ve açık tehlikeyi’ görüp bir an önce tedbir alın.

* * *

New York hakkında biraz bilginiz varsa Canal Street'in güneyinin Çin mahallesi olduğunu bilirsiniz.

Mott Street de bu Çin bölgesinin en önemli mahallelerinden bir tanesidir. (Dünyadaki en mükemmel soup dumpling (çorba mantısı) bu mahalle üzerindeki bir Çin lokantasında yapılır ama ana konudan ayrılıp da azgınlaşmış hislerimi yumuşatmamak için bu konuya şimdilik ayrıntılı olarak girmiyorum.)

New York şehrine ilk Çinli 1858 yılında bir kış günü geldi. Adı Ah Ken'di. Komik bir addı bu ama ne yapalım adı gerçekten böyleydi.

1870 yılında taş çatlasa 75 adet Çinli vardı New York'ta.

1880'de sayıları 700'dü.

1890'da ise 13 bine ulaştılar.

1999'un kasım ayı itibariyle dünyada Çin Halk Cumhuriyeti'nin başkentinden sonra Çinlilerin en yoğun olarak yaşadıkları yer Manhattan olmuş durumda.

Bilmem durumun vahametini anlatabiliyor muyum?

* * *

Geçen gün bardağı taşıran son damla da gerçekleşti. Sokakta yürürken bir Çinli elime bir broşür tutuşturdu.

Hayatımda ilk kez bir Çinli'nin dağıttığı broşürün evlere yemek servisi yapan bir Çin lokantasıyla ilgili olmadığına o gün şahit oldum.

Çinli ‘yüce üstat’ Bayan Ching Hai'nin vereceği konferansın duyurusuydu bu.

Gördünüz mü bakın gözünüzün önünde neler oluyor farkında değilsiniz.

Kürtlerden bile fazla üreyebilen bir ırk gelmiş İstanbul'a yerleşmiş, ilk önce midemizi sonra da beynimizi ele geçirmeye başlamışlar..

Ve büyük ihtimalle de yakında çoğunluk nüfusu oluşturacaklar..

Türkler uyanın, kendinize gelin ve üstünlüğü kimseye bırakmamak için var gücünüzle çiftleşin.

Vatan için bu fedakárlığı yapın be!!!

Yazarın Tüm Yazıları