Renkler

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

Evlilikten manzaralar

Bu yazıda anlatılan olaylar tamamen hayal ürünüdür. Yazıda yer alan kişiler roman tekniğine göre üretilmişlerdir, gerçek insanlarla uzaktan yakından alakaları yoktur. Daha da önemlisi bu yazı katiyen otobiyografik değildir.

Adam spor kulübünde veremediği kiloları bu kez de açık havada verme girişimindedir. Her gün yürümekte ve eve gelince de doğal olarak duş yapmaktadır. O gün yine eve kan ter içinde gelir. Sokaktaki insanlara da kızmıştır her zaman olduğu gibi. Soyunur ve duşa girer. Teknik açıdan anlaşılması mümkün olmayan bir nedenden dolayı duşun sıcak tarafı katiyen akmamaktadır. Adam ilk önce musluk sistemlerine ve daha sonra da bunu tamir ettiğini iddia eden tamircilere söver. Bu arada karısı banyonun kapısına gelir ve ‘Ne oldu yine ne söyleniyorsun’ der. Adam karısına onun yüzünden bu memlekette yaşamak zorunda olduğunu söyler ve sıcak tarafı akmayan bir duşu barındırabilen bu ülkeden bir an önce gitmesi gerektiğini belirtir. Kadının hemen her sorunu memleketi terk etme sonucuna bağladığını bildiği kocasını dinlemeye niyeti yoktur. Kadın cevap vermeden odasında yapmakta olduğu çizimin başına oturur. Kadın uzaklaştıktan sonra adam Bizans İmparatorluğu'ndan bu yana buralarda yaşamış herkese sövmeye başlar bu kez. ‘Durmadan savaşacağınıza doğru dürüst musluk yapmayı öğrenseydiniz ya’ diye haykırır. Daha sonra sinirini alamaz, dışarda hemen kapının yanında duran bir sopa ile duşa vurmaya başlar. Sonra bir an şofbenin dört yıldır açık duran sıcak su musluğuna bakmayı nedense akıl eder. Sıcak su tarafı kapalıdır. Adam hışım içinde karısının çalışmakta olduğu odaya gider. Titreyen bir sesle ‘Sen sıcak su musluğunu kapatmış mıydın?’ diye sorar. Kadın ona bakar ve ‘A, evet sana söylemeyi unuttum dün akşam sızıntı vardı, kapatmıştım’ der. Adam bir anda içinin tamamen boşaldığını hisseder. Ölmektedir büyük ihtimalle. Koltuğa çöker ve 15 dakika kadar boşluğa bakıp öylece durur. Teorik olarak karısını öldürmesi gerektiğini bilmekte ama ne yazık ki o anda elini bile oynatamamaktadır.

*

Adam kadına ‘Artık eve kedi köpek getirme’ der. Sonra da ‘İyi ki Afrika’da yaşamıyoruz, hasta zebra bile getirirdin o zaman eve' diye espri de yapar. Kadın bunun komik olmadığını, adamın duyarsız olduğunu söyler. Çıkar işe gider. Akşam saat 20.00 civarında telefon çalar. Kadın eve bir şey bırakacağını sonra da bir mağazaya uğrayacağını söyler, ‘Aşağı in de ben doğruca devam edeyim, yukarı çıkmayayım’’ der. Araba yanaşır, kadın kucağındaki köpeği adama bırakır ve ‘Eve çıkar onu’ der. Köpek asansörde korkudan adamın üzerine işer, evdeki kedileri görünce de halıya kakasını yapar.

*

Yürüyüşe çıkacağı zaman adamın en sinirlendiği şey kendisine alışveriş siparişi verilmesidir. O gün kadın ince uzun bir káğıda yazmış olduğu sipariş listesini onun eline tutuşturur. Adam yürüyüşe çıkar. Adam spor yürüyüşünde telefonla konuşmaktan nefret etmektedir. Telefonu süpermarkete gidinceye kadar üç kez çalar. Arayanların hepsi de karısıdır. Sipariş listesinde akılda tutulması imkánsız olan son derece karmaşık değişiklikler yapar. Adam alışverişi yaparken de iki kez arar ve bir önce yapmış olduğu değişiklikleri yine değiştirir. Adam süpermarketten çıkar, telefon çalar. Arayan tabii ki karısıdır. ‘Birkaç şey daha almanı istiyorum’ der. Adam kocaman bir ‘offffffffffffffffffff...’ çeker. Karısı aniden telefonda bağırarak ‘Ben bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır’ diye şarkı söyler. Adam bir anda ayaklarının tutmamaya başladığını hisseder. Karısının sesi hem çirkindir, hem de hayatta ilk kez kocasına bir türküden bir cümle bildiği yolunda ipucu vermiştir. Adam felç olmayı atlatabileceğini ama bu manevi şoku atlatmasının mümkün olmadığını düşünür. Karısının en olumlu yanlarından bir tanesinin katiyen türkü bilmemesi olduğunu yıllardır düşünmüş olan adamın bütün hayatı kararmıştır artık. Kadının türkülerden bildiği tek şey bu cümle olsa da onun için bir şey fark etmemektedir.

*

Kadın kocasını nedense haftada üç kez Pasha'ya götürmeye başlar. Bir erkeğin karısıyla bu kadar sık gideceği dünyadaki en son yer Pasha'dır aslında. Kadın Pasha'da kocasının etrafa bakmasına da yasaklar koyar. Hatta koca tuvalete giderken bile saat tutar. Koca tuvaletten dönünce yolda görmüş olduğu manzaralar nedeniyle ‘Delirium Tremens’ halindedir. Kadın ‘Etrafta güzel kadınlar var mıydı?’ diye sorar. Adam konuşamadığı için kafasını hızla iki yana hayır anlamında sallar. Kadın sonra onu unutup arkadaşlarıyla sohbete dalar. Kadının sadist olduğu kesindir.

Yazarın Tüm Yazıları