Serdar Turgut: ‘Öteki Türkiye’ hapı yuttu

Serdar TURGUT

GEÇEN hafta Star Gazetesi'nde bir haber vardı.

Deniz Baykal, ‘Öteki Türkiye’ye sahip çıkmaya karar vermiş.

Bu manşeti ve altındaki haberi okuyunca son derece hüzünlendim.

Biliyorsunuz bu kavramın ortaya çıkmasında hayli katkım olmuş durumda. (Aslında kavramı ben ortaya attım ama şimdi sadece ‘katkı’ yapmışım gibi yazıyorum ki ‘aslında bu kavramı biz daha önce yazmıştık’ diye cümleler kuran yazarlar üzülmesinler, kırılmasınlar. Bakın görüyorsunuz bende meslek dayanışması var, örnek alın beni biraz.)

Ben bu konuyu yazıncaya kadar halk gayet tabii ‘öteki’ durumunda olduğunun katiyen farkında değildi.

Türkiye'de bilinç ‘üçkáğıtçılık’, özgürlük de ‘para vurma serbestliği’ olarak anlaşıldığından, ‘öteki’ konumundakiler bu durumlarını katiyen kafaya takmadan gayet de mutlu bir şekilde yaşamayı sürdürüyorlardı.

Şimdi bu kavram ortaya atıldı da ne oldu diyeceksiniz, bunu biliyorum.

Gayet tabii ki bir şey olmadı. Sadece biz küçük burjuvalar kendi aramızda tartıştık bu konuyu, konunun asıl süjesini oluşturanlar ise gazete bile okumadıkları ve televizyonda da Türk filmlerinin tekrarından başka bir şey izlemedikleri için bu tartışmadan haberdar olmadılar.

Tartışmayı izlemedikleri için aptallara özgü olan o sürekli mutluluk hallerinde de bir değişiklik olmadı.

* * *

Vallahi billahi mutlular ya! Yani bu mutlulukları biz gazetecileri de şaşırtıyor yemin ediyorum.

Örneğin alın sevgili Engin Ardıç'ı. Engin, bu kadar mutluluk kişi başına düşen milli gelir 3 bin dolar olan bir ülkede mümkün değil olamaz diye haklı olarak düşünüp, bu milletin gelirinin en azından 6 bin dolara yakın olduğuna karar vermiş.

Belki şaşıracaksınız ama ona aynen katılıyorum.

Aynı lafı Deniz Gökçe söyleseydi kızardım, çünkü o bu lafı söylemekle kalmıyor üstelik de dediğini bilimsel olarak ispat etmeye kalkışıyor, işin cılkı çıkıyor o zaman da.

Hiçbir şeyi ispata filan gerek yok, bu memlekette gelir dağılımı bozuluyor olamaz, kişi başına düşen milli gelir de düşüyor olamaz, çünkü insanlar hallerinden memnun yaşayıp gidiyorlar.

Bu durumda benim illa da siz memnun değilsiniz diye tutturmamdan daha abes bir şey olamaz gayet tabii ki.

* * *

Şimdi gelelim benim Deniz Baykal'ın ‘Öteki Türkiye’ye sahip çıkmaya karar verdiğini duyunca neden aniden çok hüzünlendiğime.

Sosyal demokratların en büyük hedefi azami mutsuzluğu en fazla sayıda insana eşit olarak yaymaktır.

Bugüne kadar ‘öteki’ durumunda olduğunu fark etmeyen bir sürü vatandaş, kendilerine durup dururken, kendilerinden bir talep gelmeden sahip çıkmaya başlayan Deniz Baykal sayesinde aslında mutsuz olduklarının farkına varabilirler.

Bu çok vahim, bırakın vahimi milli menfaatlerimize bile aykırı bir gelişmedir.

Çünkü Türkiye'de mutsuz olduğunu her gün söyledikleri halde aslında gayet de mutlu olan bizim gibi insanların bildiğimiz gibi yaşayabilmemiz, müthiş mutsuz olmaları gerektiği halde mutlu olan insanların durumlarındaki abukluğu fark etmemelerine bağlıdır.

Bakmayın biz onlar hakkında yazıp duruyoruz, sosyal bilinçler filan yapıyoruz ama içimiz rahat. Nasıl olsa gazete okumadıklarından, bu yazdıklarımızın da farkına varmayacaklarının güvencesi içinde hareket ediyoruz.

Deniz Baykal ise bu insanların arasına girecekmiş, onlarla yemekler yiyecek, evlerinde kalacak ve dahası sabah otobüse bile binecekmiş. Bizim mesajı onlara anlatacakmış..

İşte burada durun! ‘öteki’ möteki dedik diye meseleyi abartmaya gerek yok. Şurada aramızda teorik olarak, güzel güzel konuşup tartışırken, meseleyi halka yansıtmak son derece yanlıştır.

Bu sosyal demokratlar kesinlikle iş bilmiyorlar, bunu da bilin istedim, bilmem anlatabiliyor muyum?