GEÇTİĞİMİZ hafta Mısır'da büyük bir felaket yaşandı, mutlaka okumuşsunuzdur.
Bir yolcu treninde yangın çıktı 400 insan öldü.
Acımamak, üzülmemek mümkün değil böylesine büyük bir faciaya, can kaybına.
Olayın detaylarına bakınca da sinirlenmemek mümkün değil.
Düşünsenize, kapasitesi sadece 150 olan vagona 450-500'e yakın insan doldurmuşlar.
Anlamadığım bir nedenden dolayı vagonların pencerelerinde ise demir parmaklıklar varmış.
Ve gayet tabii ki o tıkış tıkış dolu olan vagonun içinde yemek pişirmek için, çay içmek için tüp yakmışlar.
Duramazlar tüp yakmadan, mümkün değil beklemeleri.
Yangın çıkmış, bunun görülmesine rağmen treni durdurmamışlar bir süre.
Yedi kilometre gidildikten sonra ancak durmuşlar, demir parmaklıklar nedeniyle insanlar içerde kalmışlar ve yanmışlar.
*
Şimdi arkadaşlar bakın, dünyada medeniyetler diye bir kavram katiyen yoktur.
Çünkü medeniyet dediğin şey insanının birey olarak gündelik yaşamına değer veren ülkelerin sahiplenmesi gereken bir kavramdır.
İnsanına değer vermeyen, onu her an gözden çıkarılacak bir yaratık olarak gören sistemlerin medeniyetle uzaktan yakından alakası yoktur.
Mısır'da yaşanan olay Arap ülkeleri arasında en gelişmişlerden olan Mısır'ın bile onca haşmetli geçmişine rağmen medeniyeti yakalamayı başaramadığını net olarak göstermektedir.
Evet tabii ki kaza her ülkede olur ama medeni hiçbir ülkede kapasitesinin dört misli insan doldurulmuş vagonda demir parmaklıklı vagonda tüp yakılmasına izin verilmez.
Medeni ülkede bireyler öyle bir vagonda ateş yakmaya cesaret etmez, bunu akıl dışı bulur, akıl dışı davranmaya yeltenenleri de uyarır, uyarıyı dinlemeyeni de polise şikáyet eder.
Medeni olmayan ülkelerde bu tür olaylar ertesi gün unutulur çünkü insan yaşamının oralarda pek de değeri yoktur.
*
Gelin şu son olay bağlamında İbrahim Tatlıses'in son yaptığını bir daha düşünelim.
Gitti Almanya'da, bir otel odasında mangal yaktı.
Ya kaza çıksaydı, ya yansaydı otel, ya insanlar ölseydi.
Araplara özgü davranışlar Türk insanına yakışmaz. Bizde Arap gibi davranmaya yeltenen çok insan var, dini kardeşlik adına bunu yapıyorlar ama Arapların dinden anladığı Türklere uyar mı uymaz mı onu sormuyorlar.
Türk insanı kendisini bulunduğu coğrafyaya özgü davranışlardan, düşünce biçimlerinden uzaklaştırma savaşı vermişti bir zamanlar, şimdi o savaşta kazanılmış olan medeniyet çizgisi birtakım insanlar tarafından aşağıya çekilmek elimizden alınmak isteniyor.
‘‘Amerika karşıtı olmak’’, ‘‘dini hakları savunmak’’ gibi yalanlarla bizi lanet olası komşularımız gibi yapmak isteyenler var bu toplumda.
Bilmiyorlar ki Türk insanı Atatürk devrimleriyle kazanmış olduğu haklara, yaşam biçimlerine alışmıştır, inancıyla bu yaşam biçimleri arasındaki dengeleri sıradan insanlar güzel bir içgüdüyle bulmuştur ve içimizdeki hainlerin bu dengeleri bozmak için yaptıkları bütün cambazlıklar sonunda bu güzel içgüdüye toslayıp kalacaktır.