Paylaş
Barış Manço'nun öldüğü haberi gazetelere gece yarısını geçe ulaştı.
Böylece bir çok gazete şehir içi baskılarında bu haberi birinci sayfadan gördüler.
Sabah bütün televizyon programlarında bu konu vardı.
Radyolar gün boyu Barış Manço'nun yaşamını anlattılar. Şarkılarını çaldılar.
Saat 19.00 oldu ATV ve Kanal D akşam haberlerine başladılar.
ATV haber bülteninin ilk 35 dakikasını bu konuya ayırdı.
Kanal D ise 28 dakika civarında verdi aynı haberi.
Televizyon haberciliği açısından bu konunun tartışılması gerekiyor.
Barış Manço'ya ayrılan 35 dakika tabii ki çok değil.
Kanallar isterlerse bütün önceden açıklanmış gece programlarını iptal edip, Barış'ın hayatını getirsinler ekrana.
Buna kimsenin itirazı olamaz.
Ancak haberlerde bu konunun 35 dakika irdelenmesi teknik açıdan yanlış bir şey.
İyi habercilik yapılan bir çok Batı televizyon kanalında haberler tam tamına yarım saattir.
Hatta Amerika'da bunun içine 7 dakika kadar da reklamlar dahildir.
Yani Amerikan televizyonları 23 dakikada haberleri verirler.
Dünyada olabilecek her haber için aslında 23 dakika yeter.
Ha, bazı haberler daha detaylı mı incelenecek?
O zaman kanallar prime-time'da bir veya iki saatlik haber araştırma programlarında konuyu bütün boyutlarıyla ele alıp incelerler.
* * *
24 saat önce olduğu bütün ülkece duyulan, bilinen bir vefat olayının artık flaş haber olma iddiası olamaz.
Bundan sonra yapılacak iş ölen kişinin önemine uygun uzunlukta bir ‘‘hayat değerlendirme’’ programı hazırlayıp, o insana saygıyı ayrı bir haber-araştırma programında vermektir.
Ancak tabii Batı ülkelerinde uygulanan bu yöntemin bizde de uygulanabilmesine imkan yok.
Hem ATV hem de Kanal D bugün bütün güçlerini Turnike ve Çarkıfelek'e dayamış durumdalar.
Bu programlar seyirci topluyor, reklam alıyor.
Zaten sadece bu nedenden dolayı da yine bütün kriterlere aykırı olarak yarışma programları Türkiye'de iki saatten fazla sürdürülüyor.
Programcılar ‘‘sete, stara, yıldızlara bu kadar yatırım yaptık bari geceyi de tek programla kapatalım olup bitsin’’ havasındalar.
Çarkıfelek doğuş yeri olan Amerika'da ‘‘Wheel of Fortune’’ olarak bilinir ve reklamlarıyla birlikte yarım saat uzunluktadır.
Bizim ülke gerçeği bu şekilde olunca Barış Manço gibi önemli bir kişi vefat edince televizyon kanalları ikilem içinde kalıyorlar.
Onlar da normal olarak haberleri kendi işlevinde bırakıp konuyu prime-time'da ayrıca işlemenin doğru olacağını biliyorlar tabii ki.
Ancak para basan yarışma programlarının iptal edilmesi anlamına gelecek bu.
Bu da imkansız bu koşullarda.
Dünyanın sonu geliyor olsa yarışma programlarından ayrı kalamaz kitleler.
Güner Ümit'in, Barış Manço'nun vefat ettiği gece dediği gibi The Show Must Go On, yani şov, hayatta ne olursa olsun sürmelidir.
O zaman da yapılacak tek şey, haberleri haberler olmaktan çıkarmak ve tek olaya 35 dakika vermek kalıyor.
Sonuçta haber saati haber saati olmaktan çıkıyor, bir tür magazin haline geliyor.
* * *
Bir süre önce Yener Kaya'nın ölümüyle ilgili önemli bir haber birinci sayfalardan duyuruldu.
Bu haberde polisin Kaya'nın ölümündeki esrarı çözdüğü, Kaya'nın evli bir kadınla ilişkisi nedeniyle kadının kocası tarafından öldürtüldüğü açıklandı. Adı geçen kocanın da önemli, adı iyi bilinen bir kişi olduğu haberde belirtildi.
Normal olarak bu haberi ertesi gün bütün gazetelerin vermesi, televizyon kanallarının konunun üstüne gitmeleri ve okuyucuya bazı açıklamaların yapılması gerekiyordu.
Tamam ben yazı yazıyorum ama aynı zamanda da okuyucuyum. Merak ediyorum ne olduğunu.
Konumun gereği haberin üstüne neden gidilmediğini istesem iki dakikada öğrenirim.
Ama benim öğrenmem önemli değil önemli olan meselenin üstüne gidilmesinin neden bıçak gibi kesilmiş olduğunun kamuoyuna açıklanması.
Paylaş