Noam Chomsky

AMERİKALI bilim adamı ve sürekli muhalif Noam Chomsky, Türkiye'de insan hakları meselesini test etmek için buralara gelecekmiş.

Keşke hiç zahmet etmeseydi, çünkü bunu test etmek için fazla seyahat etmesi gerekmeyen bizler ona test sonuçlarını kısa yoldan verebilirdik.

Durum pek iç açıcı değil burada Bay Chomsky, yakında daha da kötü olacak ve buna ne sizin ne de bizim yapabileceğimiz bir şey yok.

Türkiye'de hükümetler ve onları seçen kitleler demokrasiymiş, insan haklarıymış, özgürlüklermiş öyle sıradan şeylerle pek ilgilenmiyorlar.

Bu gerçeği kimse değiştiremedi ve değiştiremeyecek de, o şeylere önem verenler hep çok azınlıkta kalacak bu ülkede.

Ve siz buraya geldiğinizde de sizi alkışlayanlar sadece bu azınlık olacağından Türkiye'de tek bir şey bile değişmeyecek.

* * *

Şimdi diyecekler ki olsun onun dediklerinin etkisi Amerika'da duyulur, onun için gelsin.

Hayır efendim duyulmaz, çünkü o son yıllarda prestijini büyük ölçüde yitirmiş bir kişidir artık.

Bunu sadece 11 Eylül olayının hemen ertesi günü, ülkesinde acı yaşanırken, daha olayın üzerinden 24 saat bile geçmemişken ‘‘Bu olayın içerik olarak ABD'nin Sudan'a füze yollamasından farkı yoktur’’ demesinin, olayla ilgili göstermelik de olsa bir üzüntü göstermeyi başaramamasının memleketinde yarattığı tepkiye bakarak söylemiyorum.

Chomsky ülkesinden o kadar fazla nefret ediyor ki neredeyse bütün rasyonel düşünme yeteneğini kaybetmiş durumda.

Bir örnek vereyim. 1989 yılında Çek Cumhurbaşkanı Vaclav Havel Washington'u ziyaret etti ve önem verilen bir devlet adamı olduğu için de ABD Kongresi'ne hitap etti.

Noam Chomsky sadece bu nedenle Vaclav Havel'i ‘‘savaş suçlusu Amerika'nın işbirlikçisi’’ olmakla suçladı çünkü bu ziyaretten kısa bir süre önce El Salvador'da ABD'nin desteklediği gerillalar bazı din adamlarını öldürmüşlerdi ve bu olay nedeniyle Chomsky hem bütün Amerikan Kongresi'ni hem de Vaclav Havel'i bir savaş suçlusu olarak görmeye başlamıştı.

Bunun son derece tuhaf ve çarpık bir bakış açısı olduğunu, iki olay arasında neden-sonuç bağlantısı olmadığını ona kimse anlatamadı.

Bunu anlamadığı gibi o konuşması nedeniyle Havel'in Stalinist eğilimler taşıdığını da etrafta söylemeye başladı.

Ona göre dünyada Amerika ne yaparsa kötüydü, bu nedenle de son olarak Bosna'da Miloseviç'e haksızlık yapıldığını anlatmaya başladı insanlara.

Neredeyse tüm dünyanın kasap, faşist olarak tanımladığı bu Türk ve Müslüman düşmanı ona göre yanlış anlaşılıyordu, çünkü ABD ordusu orada insanları ona karşı korumuştu ya sadece bu bile onun haklı olabileceğine kanıt olabilirdi, ABD'nin doğru bir iş yapması mümkün değildi.

* * *

Anlayacağınız Noam Chomsky'i kendi ülkesinde de kimse fazla ciddiye almıyor son zamanlarda.

Ülkesini seven bir muhalefet insanından, ülkesinden nefret eden bir sinirli saldırgana dönüştü ve bu nedenle de tavırları rasyonel olmaktan çıktıkça, onu dinlemeye hazır olan insan sayısı da hızla azaldı.

İnsanın kendi ülkesine muhalef olmasının, hele bu ülke ABD olduğu takdirde, o insana bir süre önemli prestij sağlayacağı kesin.

Ancak sürekli muhalifler bir süre sonra sadece kendi söyledikleriyle mutlu olmakla yetinip muazzam bir kısırdöngüye de giriyorlar

Gerçeklikten tamamen kopuyorlar ve kendi kısırdöngüleri içinde ha babam dönerlerken etraflarında kendilerine destek veren insan sayısının hızla azalmakta olduğunu da geç fark ediyorlar.

Bunu fark ettiklerinde de muhaliflikten, sinirli saldırganlığa geçiş yapmaları gerekiyor çünkü sadece bu şekilde bir süre daha sözlerine müşteri bulabileceklerini sanıyorlar.

Bir zamanların büyük mücadele adamı Chomsky artık trajik bir figür ve buraya gelip istediği kadar kalmasında da bir sakınca yok, çünkü artık onun hiçbir önemi yok.
Yazarın Tüm Yazıları