MARTHA Stewart'ın bir girişimci olarak yükselişi, üniversitelerde iş yönetimi dalında doktora tez konusu olabilecek zenginliktedir.
Bayan Stewart uzun yıllar boyunca ‘‘ev işi’’ yapan kadının yaratıcılığını ortaya çıkarmak üzere çalıştı.
Bu kavram üzerine büyük bir imparatorluk kurdu.
Bir anlamda mutfakta kadınlara yemek dersi vermekten başlayıp, sonunda ailesinin iş yükünü yüklenmek zorunda kalmış kadınların ‘‘özgür salınmış girişimci ruhunun’’ simgesi haline geldi.
Bugün Amerika'da K-Mart adı verilen büyük mağazaya girdiğinizde ortalığın Martha Stewart yorganları, mutfak eşyaları, temizlik aletleriyle dolu olduğunu görürsünüz. Bayan Stewart'ın televizyon programı ve dergisi de kadınların en fazla ilgi gösterdiği yayınlar arasında yer almaktadır.
Bu girişimcilik başarısı, sonuçta yüz milyonlarca dolarlık bir imparatorluğa dönüştü. Martha Stewart tek başına başladığı mücadelesinin sonunda dev bir şirketin gücünü tek başında elinde tutan bir barones haline dönüştü.
İki hafta öncesine kadar her şey yolunda gidiyor, Barones Martha'nın önlenemez yükselişi de sürüyordu. Ancak birkaç gün içinde kurulmuş olan bütün bu imparatorluk bir anda sallanmaya ve hatta Martha'ya hapishane yolu bile gözükmeye başladı.
* * *
Olay kısaca şöyle:
Martha Stewart, kanser ilacı üretimine soyunmuş olan bir şirketin hisselerine yatırım yapmıştı.
ABD'de ilaç onaylarını veren kurumun, bu ilaca onay vermeyeceğinin açıklanacağı günden bir gün önce Martha Stewart elindeki hisseleri sattı.
Ertesi gün ilaca onayın gelmeyeceği anlaşılınca, ilaç şirketinin hisseleri tabana vurdu ama Martha Stewart bir gün önce harekete geçmiş olduğundan bu işten zarar almadan kurtuldu.
İşte bütün mesele de bu noktada başladı zaten.
Martha Stewart'a, ilaç şirketinin sahibiyle yakın ilişki içinde olduğundan içerden haber sızdırıp haksız rekabet yoluyla kazanç sağladığı yolunda soruşturmalar açıldı.
O güne kadar hep ‘‘doğruyu yapan düzgün kadın’’ rolüne soyunmuş olan Martha Stewart hakkında bu tür bir suçlama ortaya çıkınca tabloid gazeteler de fırsatı kaçırmadılar.
Stewart'ın bundan sonraki yemek programının hapishane mutfağından naklen yayınla yapılacağını anlatan birçok yazı ve karikatür çıktı basında.
* * *
Olayı benim açımdan ilginç yapan konu ise başka.
Öyle anlaşılıyor ki insan ne kadar para kazanmış olursa olsun, para kazanma hırsı hiç törpülenmiyor. Hatta galiba insanın kazandığı para miktarı arttıkça, para düşkünlüğü de aynı oranda artıyor büyük ihtimalle.
Martha Stewart'ın sorunları ortaya çıkınca kendi şirketinin borsadaki hisse fiyatları tepetaklak düştü. Bayan Stewart birkaç gün içinde 100 milyon dolara yakın servet kaybı yaşadı.
Ama, ilaç şirketinden satın almış olduğu ve ertesi gün kayba uğramamak için bir gece önceden sattığı hisselerin toplamı ne kadardı biliyor musunuz?
Sadece 200 bin dolar.
Evet sevgili okurlar. 200 bin dolar kaybetmeyeyim derken 100 milyon doları gidiverdi bir anda Bayan Stewart'ın.
Bunun böyle olabileceğini düşünememek, ancak ve ancak para hırsının insanın gözünü tamamen karartmasıyla mümkün olabilir bence.
Ve meseleye böyle bakınca da insanın belki biraz bundan sonra aklı başına gelir diyerek olan bitene ‘‘ohhhh’’ çekmemesi de imkánsız galiba, değil mi ama?