İlla başlık atmak zorunda mıyım?

SENEDE 500 yazı yazıyorum. Yakında bu sayı daha da artacak.

Bunların hepsine ayrı başlıklar bulmak düşüncesi bile üzerimde korkunç bir stres yaratıyor.

Bunu bilin ve bana sempati gösterin lütfen.

* * *

Tüm dünya depremlerin önceden tahmin edilemeyeceğinde hemfikir.

Türkiye'de ise deprem tahmini üzerine koskoca bir sektör oluştu.

Yahu nedendir bilmem ama bu memlekette çok üçkáğıtçı var be!

Yani insan acayip sıkılıyor bunların fazlalığından.

* * *

Konu üçkáğıtçılardan açılmışken bağlantılı bir konuya yatay geçiş yapmalıyım.

Şimdi tartışıyorlar millet neden Filistin halkıyla dayanışmasını açıkça göstermiyor diye.

Konu hakkında bilimsel açıklamalar yapılmaya çalışılıyor.

Nafile uğraş bu. Bilime dayanarak bir sonuca varamazsınız.

Bizim insanımızın büyük bölümü üçkáğıtçılıkla para kazanmayı dünyadaki her türlü ideolojinin ve inancın üstünde değerli görür.

Bırakın Filistin halkının çektikleri kendi komşusunun, hatta akrabasının çektikleriyle ilgilenmez bu tipler.

Eğer para meselesi varsa, örneğin acı çekmekte olan akrabası kendisine para bırakması ihtimali olan biriyse ancak o zaman ilgilenir gibi yapar onun sorunlarıyla.

Para yoksa da onu katiyen iplemez.

Bu memlekette hiçbir ideolojinin gerçek anlamda maya tutmamasının nedeni de budur.

Dolayısıyla ruh hali bu şekilde çarpılmış olan çoğunluğun özel konuşmalarında ana avrat sövmekte olduğu Araplarla herhangi bir dayanışmaya girmelerini beklemek de tek kelimeyle abesle iştigaldir.

* * *

Bir önceki paragrafta tanımlamaya çalıştığım tiplere bir de ‘‘makul’’ çoğunluk demeye çalışmıyorlar mı?

Çok komik ya bu, yani insan bu memlekette 15 gün kalsa bile radikal bir nihilist olur yemin ediyorum.

Ki ben yaklaşık 47 yıldır buradayım, düşünün halimi artık siz.

* * *

Bakın şunu artık net olarak görün.

Bu memlekette insanların kendi yaşamlarında yaptıklarıyla, davranış biçimleriyle, teoride savundukları, sadece bunun doğru olduğunu etrafa anlattıkları davranış biçimleri arasında kesinlikle tek bir çakışma yoktur.

Ve para kazanıldığı anda da teoride savunmuş oldukları tüm davranış biçimlerini bir anda bırakmaya hazırdır kitleler.

Dolayısıyla Türkiye'de bir seçim olacaksa eğer bu ancak bireyler tekrar para kazanmaya başladığında olacaktır, seçime ancak o zaman izin verilecektir.

Çünkü sıradan insanlar para kazanmaya başlar başlamaz AKP'yi de, türbanı da, Necmettin'i de, Tayyip'i de bir anda unutacaklardır.

Hatta bu tipleri yeni kazandıkları paraları yıllardır hayal ettikleri gibi harcayabilmeleri için önünde bir engel, bir tehdit olarak göreceklerdir.

İşte o zaman demokrasinin gereği yapılacak ve üçkáğıtçı çoğunluğun siyasi sistem üzerine fikir beyan etmelerine izin verilecektir.

Ve onlar gayet tabii ki yine kendilerine en fazla haksız kazanç sağlayacak partiyi iktidara getireceklerdir.

* * *

Bugün çok erken kalktım. Saat henüz sabahın altısı ve ben güne bu tür fikirlerle başlamış durumdayım.

Gün geliştikçe hislerimin yumuşayacağını da hiç sanmıyorum.

Çünkü sokaklar boşken yazdım bunları, biraz sonra herkes sokağa dökülecek ve o zaman daha da sinir bozucu olacak her şey.

Buna eminim ama belki de bir sürpriz olur, bakarsınız işe gitmekten vazgeçerler bugün.

Nüfusun yüzde 80'i mesleksiz ama bunların çoğu da işe gidiyor ve bu da bizim memlekete özgü çözümü olmayan bir muamma.

Bir de şunu eklemeliyim ki nüfusunun yüzde 45'i köylü olan bir ülkede doğru dürüst kıvırcık salata bulmanın da imkánsız hale gelmesi lanet okunacak bir gelişmedir.

Bunu da bilin yani.
Yazarın Tüm Yazıları