BİRKAÇ yıl önce birkaç gazeteci arkadaşla mavi yolculuğa çıkmıştık.
Arkadaşlardan bir tanesi son derece sosyal kişiliğe sahipti, bu yüzden de neredeyse denizdeki tüm yatlara yaklaşmak zorunda kaldık, çünkü onun her yatta mutlaka tanıdığı bir iki kişi oluyordu.
Sonra bir gün o arkadaş bir yazı yazdı ve 20 yıldır tek bir gün bile izin yapmadığını açıkladı.
Kendi kafasına göre mavi yolculuktaki temasları da onun açısından bir mesai anlamına geliyordu.
Meseleye bu şekilde bakarsanız ben de 1955 yılından bu yana hiç izin kullanmadım diyebilirim gönül rahatlığıyla.
Dolayısıyla artık vakit geldi.
Düşünseniz dile kolay, tam 47 yıldır kim bilir ne kadar yorulmuşumdur.