Serdar Turgut: Güzel bir gelişme

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

ŞİMDİ size bomba gibi bir haber veriyorum. Amerika'nın doğu sahil kıyısına dev dalgaların çarpması bekleniyor.

Bu dalgalar özellikle New York şehri ve civarında çok etkili olacakmış.

Bilim adamları ‘La Palma’ Adası'ndaki volkanın yeniden aktif hale gelmeye başladığını tespit etmişler.

La Palma, Kanarya Adaları'ndaki en güçlü yanardağ olarak biliniyor.

Eğer bu beklendiği şiddette patlarsa, patlamanın sonucunda oluşacak dev dalgalar, bir jet ucağının hızıyla okyanusu geçip Amerika'nın doğu sahillerini şimşek gibi vuracakmış.

Dalgaların en azından beş metre boyunda olması da bekleniyor.

Bu, dünyada bugüne kadar görülen en tahripkár tsunamilerden bir tanesi olacakmış.

Ayrıca bu çarpışma sonrasında bile iç bölgelere doğru dev çamur yığınları hareket edecek, boyu beş metreden daha küçük boylu dalgalar iç bölgelere kadar ulaşacakmış.

* * *

Bu yeni bir filmin senaryosu değil.

Bir bilim kurgu romanından da almadım bu fikirleri.

Bu konuda değerlendirmeler aynı anda hem ‘Scientific American’ hem de ‘The New Scientist’ dergilerinde yer aldı.

Her iki dergi de yüzde 100 bilimsel ve son derece ciddidirler. Bir lafı söylerken yüz defa düşünüp, bir o kadar da eğriliğini doğruluğunu araştırırlar.

Anlayacağınız, inşallah olmaz ama, Amerika korkunç bir felaketle karşı karşıya kalabilir. Üstelik her an olabilir bu.

Bilim adamları bunu söylüyor.

Şimdi gelelim yazımın başlığını neden öyle attığıma.

Bunun bana neden güzel bir gelişme olarak geldiğine.

* * *

Çok bunalmış durumdayım.

Yemin ediyorum bıktım ‘bilimsel’ görünümlü olası deprem tartışmalarından. Bizim devletimizin kullandığı ve çok sevdiği deyimle ‘sözde deprem’lerden.

Hayatımda bu kadar saçma bir şey görmedim ya! Yani Amerikan dergilerinde yayınlanan yazılar İstanbul'da yayınlansa yarın herkes Diyarbakır'a filan göç etmeye başlardı mutlaka.

Ne kadar korkak, ne kadar çapsız insanlarmışız, ne kadar bilimden uzakmışız, bu deprem tartışmalarıyla bunu anladım.

Bir dır dır konuşma, bir spekülasyon aldı başını gidiyor.

Nereye gideceği de belli değil, hep bir kısırdöngü var.

Beş tane bilim adamı tek bir fikir üzerinde katiyen anlaşamıyorlar. Açıklama yapılıyor, şu kadar fay hattı var diye, ertesi gün bütün gazetlerde fay hattı sayısı farklı çıkabiliyor.

Abuk ve trajik bir durum ve işin sonu da yok dediğim gibi.

Son olarak da deprem riskinin aslında Ege'ye kaydığını açıkladılar ve böylece ilk kez korku belasına bir depremin olması gereken yerde değil de başka yerde olmaya karar vermesi olayıyla karşılaştık. Deprem bile İstanbul Türklerinden korktu anlayacağınız.

Hani insanın şu iş bir an önce olup bitiverse de beyinsiz insanların konuşmalarından kurtulsak artık diyeceği geliyor.

Adam çıkıyor ortaya, İstanbul'un güneyi etkilenir diyor depremdem. Yani bunu bilmek için büyük bilimsel bir zekáya gerek yok, çünkü fay hatları -ki bunların tam sayısı hálá daha tam bilinmiyor bilmem farkında mısınız?- güneyde. Yani fay hattının güneyde olduğu bir memlekette depremden kuzey bölgesi etkilenseydi bu daha garip ve belki de esprili bir olay olurdu.

Adam bu herkesin gözünün önünde duran gerçeği tekrar ediyor sanki çok lazımmış gibi, ertesi gün bu olay ‘‘Boğaz Köprüsü'nün güneyinde oturan herkes ölecekmiş’’ diye bir söylenti haline dönüşüveriyor.

Bu arada Çengelköy'deydik geçen hafta, onlar köprünün elli metre kuzeyindeler ya, ahalide bir rahatlama var aklınız durur. Biz yırttık depremden diyorlar kimle konuştuysam.

* * *

İrrasyonel ülkenin irrasyonel insanlarının korkak konuşmalarından bıkmıştım. Sonra bu Amerika'da yaklaşan felaketin haberi geldi, çok mutlu oldum.

Şimdi onların başında da yaklaşan bir bela var.

Artık tek başımıza değiliz bu dünyada.

Onlar da rahatsız olacaklar belki ve Washington DC'de emlak fiyatları patlama yaşayacak, kim bilir.

Bundan neden mutlu olduğuma gelince. Bu bir ‘schadenfreunde’ meselesi. Başkalarının çektiği acılardan mutlu olma yeteneği bir Almanlarda var, bir de bende galiba.

Burada kendi çekmekte olduğum acılardan acayip sıkılmıştım, bu iş çok ferahlattı beni. Adeta bir avuç limon kolonyası gibi rahatlattı içimi.

Şimdi New York emlak piyasasını kolluyorum. Şehri terk eden olursa -ki bunlar büyük ihtimalle, hatta kesinlikle yine Türkler olacaklardır- onların evini ucuza kapatıp, atacağım kendimi New York'a ve deprem yerine bu sefer de tsunami beklemeye başlayacağım.

Bu değişiklik de bana pek iyi gelecek, bunu hissediyorum.

Çünkü ben bela tiryakisi oldum ve belanın da yenisi güzeldir hep.

Yazarın Tüm Yazıları