TAM da operaya yakışan bir dizi olay yaşandı New York'ta geçen çarşamba gününden bu yana.Luciano Pavarotti, Metropolitan Operası'nda son konserini verecekti o akşam.
Jübilesi olacaktı bu konser onun.
Gayet tabii ki ilgi de hayli fazlaydı geceye. Biletlerin bir bölümü 1500 dolardan satılmıştı ve şehirde heyecanlı bir bekleyiş vardı.
Ancak perdenin açılışına 90 dakika kala Pavarotti o gece sahneye çıkamayacağını açıkladı. Menajeri, sanatçının soğuk almış olduğunu ve sahneye o haliyle çıkmasının imkánsızlığını bildirdi son anda herkese.
* * *
Büyük bir hayal kırıklığı yaşandı doğal olarak.
Ve şehirde hemen inanılmaz bir dedikodu ortamı oluştu.
Sanatçının 11 Mayıs Cumartesi günü de sahne alacağı açıklanmıştı önceden ama çarşamba performansı iptal edilince cumartesi çıkıp çıkamayacağı da spekülasyon konusu oldu.
Büyük çoğunluğun beklentisi, sanatçının büyük bir final yapma fırsatını ne yapıp edip kaçırmayacağı ve cumartesi akşamı Metropolitan konserine mutlaka çıkacağı doğrultusundaydı.
O konserin de biletleri yok sattı. Dışarıya ekranlar konularak, bilet bulamayanların bu tarihi olayı kaçırmamaları için tedbirler alındı.
Konser gecesi herkesin beklentisi doruğa ulaşmıştı.
Gelen bilgiler Pavarotti'nin sahne alacağı yolundaydı.
Ancak konsere bir saat kala sahneye Metropolitan Operası'nın genel yönetmeni Joseph Volpe çıktı.
Koskoca operada bir anda hayal kırıklığının kolektif sesi yükseldi.
Bay Volpe, saat 20.00'de başlaması gereken gösteri yaklaşırken Pavarotti'nin ilk önce saat 17.15'te sahneye çıkacağını bildirdiğini, ancak oyuna tam 50 dakika kala saat 19.10'da fikrini değiştirdiğini ve çıkmayacağını söylediğini anlattı izleyicilere.
‘‘Hiç olmazsa opera binasına gel, sahneye çık ve seyircilerden kendin özür dile’’ önerisini ise Pavarottti'nin ‘‘Bunu yapamam’’ diyerek geri çevirdiğini de anlattı.
Volpe sahnedeki konuşmasını, ‘‘Bu, harika bir meslek yaşamını noktalamak açısından hiç de hoş olmayan bir gelişme oldu’’ diyerek noktaladı.
Sahneden indi, ışıklar karardı ve perde açıldı.
* * *
Perde açıldıktan sonra olanları anlamak için bir gün öncesine, cuma gününe dönmemiz gerekiyor.
Pavarotti'nin cumartesi günü de sahneye çıkmaması ihtimaline karşı, genç tenor Salvatore Licitra, cuma günü apar topar İtalya'dan getirtildi.
33 yaşındaki sanatçı, bir kez bile orkestrayla prova yapmadı.
Oyundaki rol arkadaşıyla bile cumartesi günü saat 19.00 civarında tanıştı.
Pavarotti'nin kesin kararı belli olunca ve haydi sahneye komutunu alınca da, tek bir telefon açtı İtalya'ya.
Annesini aradı.
Ve hiç prova yapmadan, bütün opera dünyasının gözü onun üstüne dikilmişken, Pavarotti gibi bir devin yerine son anda geçmişken, büyük stres altındayken, o kadar yorgunken çıktı sahneye.
Perde indiğinde Metropolitan Operası'nı doldurmuş olan kalabalık ayaklardaydı. Opera dünyası onu alkışlıyordu.
Olağanüstü bir performans çıkarmıştı Licitra.
Evet sevgili okurlar.
Cumartesi akşamı New York'ta bir star öldü.
Bir büyük star da doğdu.
Oysa Pavarotti hasta olmasına rağmen o gece sahneye çıkıp özür dilese, hasta haliyle kısa bir şarkı söylese, Licitra'yı elinden tutup kendisi sahneye getirse ve eğilip çıksa, her şey ne kadar da farklı olurdu değil mi?