Paylaş
Şansınıza küsün. Bugün son derece ciddi bir havadayım. Dolayısıyla da elimde olmayan nedenlerden dolayı bugün memleketimizin önemli sorunlarından bir tanesi olan belediyelere el atacağım.
Memlekette güya seçim olacakmış gibi bir hava yaratıyorlar.
Örneğin bazı insanlar görevlerinden istifa edip, lacileri çekiyorlar.
Bazıları ise belediye başkanlığına falan aday oluyorlar.
En akıllıları ise belediye meclislerine aday oluyorlar.
Bu belediye meclisleri enteresan yerlerdir.
Buradaki üyelerin ne yaptığını çoğu insan bilmez.
Halbuki belediye meclisleri Türkiye'de toplumsal uzlaşmanın gerçek anlamda kurulmuş olduğu tek yerdir.
Burada partizanlık, kavga, ayak kaydırma katiyen yoktur.
Tam aksine belediye meclislerinde gerçek bir huzur, kardeşlik, karşılıklı sevgi ve yardımlaşma mevcuttur.
Yaklaşık 75 yıldır filan durum böyledir.
Bunun tek nedeni de buraya seçilen insanların doğa itibariyle harika kişiler olmasında değildir.
Belediye meclislerinin en önemli işi yeni alanları imara açma kararını vermektir.
Böyle önemli bir konuda ise kavga edilmesi yerine kardeş kardeş anlaşmanın herkese yararı olacağını herkes kavramıştır. Türkler kendi çıkarları söz konusu olduğunda dünyanın en akıllı ve uzlaşmacı insanları haline dünüşüverirler. Bu bizim özelliğimizdir.
Bu nedenle eğer bir devlet büyüğümüz Türkiye'de hükümet krizlerinin bundan böyle artık gerçekten bitmesini istiyorsa yapacağı tek şey imara açma işlemlerinin belediyelerden alınıp hükümetlere verilmesini sağlamaktır.
İmara açma işlemi belediyelerden alınıp hükümete verildiğinde Türkiye'de koalisyonların kurulması hem olağanüstü kolaylaşır, hem de Türkiye'ye yönetim istikrarı gelir. Başa bir kez gelen koalisyon bir daha katiyen gitmez.
* * *
Belediyelerde belediye meclisinin yanı sıra bir de belediye başkanı var tabii ki.
Bunlar da çok önemli insanlar ve bu nedenle de her parti daha şimdiden güya seçim olacakmış gibi ciddi ciddi belediye başkanı adaylarını belirliyorlar.
Ben de sorumlu bir vatandaş olarak bu listeleri tek tek inceliyorum.
Size şimdiden net olarak söyleyebilirim ki durum ümitsiz. Özellikle CHP'nin belediye başkan adaylarını okuyunca insanın içi gayri ihtiyari ürperiyor.
Örneğin Nurettin Sözen'i İstanbul'a aday olarak düşünüyorlarmış.
Bu çok iyi bir şey olur.
Nurettin Sözen başkanken memleketi olan Sıvas şehrinin yarısı İstanbul'a taşınmış ve bunların hepsi de belediyede çalışmaya başlamıştı.
Ben geride kalanlara üzülmüştüm. Şehrin nüfusunun yüzde 50'sini İstanbul'a taşıyınca akrabalar arasında hasretlikler başlamış, insanlar acı çekmişlerdi.
Şimdi Sözen tekrar başkan olursa bu anomali düzeltilir ve Sıvas şehrinin diğer yarısı da İstanbul'a getirtilerek, belediyede çalıştırılmaya başlanır.
Burada tek problerm Sıvas şehrinin bu göç sonrasında sıfır nüfusla kalmasıdır. Ancak bu da Nurettin Sözen'in cevap bulması gereken minimum bir detaydır.
CHP'nin diğer İstanbul başkan adayı ise Rıdvan Budak'mış. Bu da iyi bir isim, ancak Budak henüz bu koltuğu doldurabileceğini ispatlayamadı.
Bunun için ilk önce işçileri devrim yapmaya ikna edebilmesi gerekiyor. O düzeyde ikna gücünü ve liderlik vasıflarını kanıtlarsa o zaman ben oyumu ona verebilirim İstanbul belediye başkanı olabilmesi için.
* * *
CHP'nin bir diğer başkan adayı da Fatma Girik.
Şişli'den olacakmış aday.
Bu Şişli meselesine ben de kafayı takmıştım.
Biliyorsunuz Şişli'de tanınma oranım neredeyse yüzde 100'ü buluyor, çünkü bu beldemizin kişi başına düşen geliri 22 bin dolar civarında.
Bu gerçekten yola çıkarak ve eski belediye başkanına gönderme yaparak ‘Biraz da ben götürsem ne olur ki yani, ben keriz miyim?’ sloganıyla belediye başkanlığına aday olacaktım.
Ancak Cem Ceminay'ı seçim kampanyamı organize etmeye ikna edemediğim için bu işten vazgeçtim.
Fatma Girik aday olsun ve hatta kazansın da bir itirazım yok. Çünkü Şişli'de çözüm bekleyen sorun zaten yok ve bu nedenle de kaş yapacağım diye göz çıkarması mümkün değil.
Ama şu da var; biliyorsunuz Fatma Girik günde en az bir kişiyi dövmeye veya dövemese bile ona tükürmeye alışık bir kişidir, Şişli ise medeni bir yer olduğu için bu doğal dürtüsünü nasıl kontrol altına alacak, bu konuda hayli şüphelerim var.
* * *
Ali Talip Özdemir ANAP'ın İstanbul başkan adayı olacak.
Bu isme de tabii itirazım yok. Medeni, aklı başında, projeleri olan bir insan.
Ancak belediyecilikte fazla deneyimi yok.
Bundan önce Bakırköy belediye başkanlığını yapmıştı.
Bakırköy'de en büyük ve belki de tek sorun kablolu yayınlarda MTV kanalı yer alsın mı, almasın mı tartışmasıdır.
Bakırköy halkı bu konuda ikiye bölünmüş, mesele ideolojik boyutlara götürtülmüştür.
Bakırköy belediye sınırları içinde yer alan bu tek sorunun çözümü ise belediye başkanı ile ilgili olmadığından, başkan bütün gün işsiz oturup, Ataköy'deki bowling salonlarını denetleme planı yapmaktadır.
Bu tecrübesizlik handikapı dışında Ali Talip'in başkan olmak için bir engeli yoktur.
Paylaş