Basında radikal değişim

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

Türkiye'yi daha güzel bir ülke yapabilmek için dün başlatmış olduğum kampanyaya bugün de devam ediyorum.

Bugün basının düzeltilmesi için ne gibi tedbirler alınabileceğini anlatacağım.

Tabii bazı meslektaşlarım, basında düzeltilecek bir yan olmadığını, basının zaten mükemmel olduğunu söyleyeceklerdir.

Özellikle meslektaşlarımın genel yayın yönetmeni olan bölümü bunu yapacaktır.

Ama zaten bu konuya el atmamın bir nedeni de Türkiye'de genel yayın yönetmeni sayısını radikal bir biçimde azaltacak düzeni kurma amacıdır.

Dolayısıyla kısa süre sonra işsiz kalmaları muhtemel olan bu insanları da dinlemem için bir neden bulunmamaktadır.

*

Turgut Özal bundan yıllarca önce ‘‘İleride Türkiye'de sadece iki buçuk gazete kalacak’’ kehabetinde bulunmuştu.

Bunu söylediği gün yemediği hakaret kalmadı. Eline kalemi alan adamcağıza bağırdı çağırdı.

Gelinen noktada, görünürde iki buçuktan fazla sayıda gazete bulunmasına rağmen aslında iki gazete var. Diğerleri de buçuk olabilmek için yarışıyorlar.

Ancak bu yetmiyor.

İki buçuk gazete bile Türkiye'ye fazla geliyor.

Bu ülkenin bir an önce düzlüğe çıkabilmesi, vatandaşın rahat nefes alabilmesi, kalitenin yükselebilmesi için gazete sayısının daha da azaltılması gerekiyor.

Evet, Türkiye'nin sadece tek bir gazeteye ihtiyacı var. Aslında bazen bu bile fazla mı diye düşündüğüm de oluyor, ama sıfır gazete demokratik teamüllere uymadığından tek bir gazete formülünde toplumsal konsensüs oluşmasını istiyorum.

*

Şimdi diyeceksiniz ki ‘‘Tek bir gazete olduğu zaman basında kaliteyi yakalamak imkânı var mı?’’

Ben de size cevap olarak diyeceğim ki, ‘‘Evet var’’.

Alın size bir örnek.

Koskoca New Orleans'ta sadece tek bir gazete yayınlanıyor. Adı ‘‘The Times-Picayune’’.

New Orleans'ta biraz dolaşınca aslında o yörede değil bir gazete, Red Kit dizisinin bile yayınlanmasının imkânsız olduğunu düşünüyorsunuz ilk önce.

Kitapçılarda ‘‘dünya edebiyatı şaheserleri’’ bölümünde sadece Stephen King ile Anne Rice'in kitapları duruyor bu şehirde.

Bu ikisinin dışında da başka ağır içerikli kitap yok. Hatta kitap yok.

Stephen King'den sonra ikinci sırada ise en çok okunan olarak alabalık avcılığında son teorik gelişmeleri resimli bir biçimde anlatan kitap geliyor.

Özetle şurası bir gerçek ki New Orleans, Amerika'daki entelektüel düzeyi en yüksek olan şehirlerden bir tanesi katiyen değil.

İkinci bir gerçek daha var. New Orleans'ta herkes pek neşeli. Durmadan eğleniyorlar.

Bu da gösteriyor ki, sadece aptal insanlar çok gülüp, yüksek sesle eğlenirler.

*

Şimdi bu şehirde ‘‘Times-Picayune’’ gibi bir gazetenin bulunabilmesi gerçekten tuhaf.

İnanılmaz derecede kaliteli bir gazete bu. İçi incelemeler, özel haberler, güzel yazılmış makalelerle dolu.

Üstelik de 500 bin adet satılıyor.

‘‘Times-Picayune’’ tek gazete olmanın verdiği avantajı kullanarak, zekâ düzeyi hayli düşük olduğu her halinden belli olan okuyucu kitlesine her gün entelektüel bombardıman yapıyor.

Gerçi dünya tarihinde bugüne kadar sadece gazete okuyarak entelektüel düzeyini artırabilmiş bir insan yok.

Bundan sonra kazayla böyle bir insan olursa, bunun da New Orleans'tan çıkma imkânı katiyen yok.

Ama olsun, gazete bu gibi önemsiz detayları hiç düşünmeden gününü gün ediyor.

Okuyucunun ne istediğine katiyen aldırmadan kendi bildiğini veriyor.

*

İşte bu noktada Türkiye önerime geri dönmek istiyorum.

Bu ülkede de sadece tek bir gazeteye ihtiyaç var.

Tek gazete olunca vatandaşın katiyen istemediği ciddi haberler, ciddi yazılar, entelektüel tartışmalar, kaliteli editoryallerle dolu bir gazete hazırlanma imkânı da ele geçirilecektir.

Böylece haftanın altı günü pazar magazin eklerinden şikâyet edip, pazar günü gelince ilk onu eline alarak okuyan okuyucu tahakkümünden de kurtulacağız.

Basında zekâ düzeyi yükselecek, her şey gül gibi olacak.

*

Tek gazeteli toplum olmanın bazı diğer avantajları da şöyle:

1- Her bakımdan anlamsız ve tıpatıp birbirine benzeyen siyasi analiz yazıları birçok gazeteye yayılma imkânından mahrum kalacak. Bunlar sadece tek bir gazetede tek bir yazıyla temsil edilecekler. Böylece, ben pek olması ihtimalini görmesem de, halkın derin analiz yapma yeteneğinin önü açılabilecek.

2- Bugün toplumda çok sayıda genel yayın yönetmeni var. Bunların sayısı da teke inecek.

3- Türkiye'de gerçekten okuma yazmayı bilenlerin sayısı 3 milyon, okuduğunu anlayabilenlerin sayısı da taş çatlasa 1.5 milyondur. Bu gazetenin tirajı da en fazla 1.5 milyon olacaktır. Bu da aslında bir gazete için en optimal okuyucu sayısıdır.

4- Türkiye sadece tek bir ciddi gazeteye kavuşunca Serdar Turgut gibi abuk kişilerin yazı yazması devri de sona erecek, halk derin bir nefes alacaktır. Geleceğin gazetesinde ciddiyet düzeyi o kadar fazla olacaktır ki, Oktay Ekşi bile kendi yazılarına bir çekidüzen verme ihtiyacını hissedecektir. Eh, bu gazetede bana ve benim gibilere yer olmayacağı da kesindir.

5- İstersenin bana yalaka deyin, ama şimdi de en güzel avantajı veriyorum. Tek gazeteli sistemde patronlar tasarruf edecekler, birçok gereksiz ve nihai analizde artı değer üretmeyen insana maaş ödemekten kurtulacaklardır.



Yazarın Tüm Yazıları