Paylaş
Bu köşeyi okuyanlar, yıllar boyunca zaman zaman kadın-erkek ilişkileri konusunda yazılar yazdığımı hatırlarlar.
Bu yazıların ana fikri, kadın-erkek ilişkilerinde erkek tarafının tahammül edilmeyecek oranda aptalca davranması üzerine kurulmuştu.
Eleştiriler aldım böyle düşündüğüm için...
Erkeklere haksızlık yaptığım söylendi.
Ama ben fikrimi değiştirmediğim gibi aradan geçen zamanda bu konudaki yargılarımı daha da güçlendirdim.
Suç sadece bende değil.
Konuyu tam unutmaya hazırlanıyorum, durup dururken bir yazı gözüme çarpıyor.
Haydi bakalım sil baştan, yine erkeklere acımaya başlıyorum.
Son örneği vereyim bakın size.
***
Amerika'da tek başına yaşayan ve ‘‘hayat arkadaşı’’ bulmakta zorlanan insanları bir araya getirmeyi hedefleyen yeni bir şirket kurulmuş.
Adı ‘‘Just Lunch’’. Yani ‘‘Sadece Öğle Yemeği’’.
690 doları bastırıyorsunuz ve size değişik bayanlarla 10 öğle yemeği ayarlıyorlar.
Siz, kendinize en uygun düşen, en beğendiğiniz bayanı bulana kadar bu yemeklere çıkıyorsunuz. Eğer anlaştığınız bir kişi ile karşılaşırsanız, onun da sizinle anlaşması durumunda, arkadaşlığınızı ilerletmek için adımlar atabiliyorsunuz.
***
Bu işi yapan şirket bir araştırma yaptırmış.
Öğle yemeklerine katılan erkek ve kadınları inceletmiş.
Gelen bilgilere göre, öğle yemeğine katılan erkeklerin yüzde 80'i kadınla tanışmalarından ilk 15 dakika içine onunla hayat boyu birlikte olabileceğine karar veriyormuş.
Evet, erkeklere 15 dakika yetiyormuş bu kararı alabilmek için.
Kadınlara ise ilk adımı atmak için en azından bir saat gerekiyormuş.
***
Bunun anlamı şu.
Erkek, 15 dakika öncesine kadar hiç görmediği kadına merhaba dedikten sonra, masaya daha henüz ekmek ve su bile konulmadan önce onunla evlenebileceğini düşünebilmektedir.
Erkek için o anda kadının hayat felsefesi, dini, batıl inançları, seri katil olup olmadığı, amcasının, babasının ve dedesinin tımarhanede bulunup bulunmadığı, kadının bundan önce evlenip evlenmediği, evlendi ise o kocalarının her birinin evde tuhaf bir kaza sonucunda ölüp ölmediği, bütün bunların hiç birisinin önemi yoktur.
Erkek tabii ki o anda ‘‘belki yatarız’’ düşüncesinin getirdiği heyecanla aşkı birbirine karıştırmakta ve mutlu bir şekilde bunu da umursamamaktadır.
Kadın ise o arada bir saat süreyle adamı incelemekte ve adam ilk 15 dakikada evlenmeye karar verdiğinden tuhaf davranacağı için de bu bir saat sonunda büyük ihtimalle onu bir daha katiyen görmeme kararını almaktadır.
***
Bir adım daha öteye gidelim ve şu ana kadar erkeğe acımadıysanız şimdi hüngür hüngür ağlamanız için gereken bilgiyi verelim.
Şirket, öğle yemeğine çıkacak erkek ve kadınlara önceden bazı tavsiyelerde bulunuyormuş.
Kadınlara ‘‘Aman adama fazla derin sorular sorarak onu ürkütme’’ öğüdü veriliyormuş.
Erkeğe ise ‘‘Randevunuza gelirken kılık kıyafetinize dikkat edin. Ve ne yaparsanız yapın, ama sakın ha birbiriyle farklı çoraplar giyerek lokantaya gelmeyin’’ öğüdü veriliyormuş.
İç çamaşırlarını bile öğüt almadığı takdirde koordine etmekten aciz bir cinsin, ilk gördüğü kadına 15 dakika içinde vurulması sizce acıklı bir olay değilse, acıklı olayın ne olduğunu bana anlatırsanız sevinirim?
***
Aslında bu olayda işi düzenleyen şirket de acıklı durumda.
Çünkü onlar da erkek psikolojisinden katiyen anlamıyorlar.
Neden mi? Bakın anlatayım:
Şirket yöneticileri ilk randevuyu öğle yemeği olarak düzenleme nedenlerini şöyle açıklıyorlar:
‘‘Akşam yemeği kritiktir. Erkek bu yemeği cinsel bir davet olarak görebilir. Öğle yemeği ise çok daha masum ve sorunsuzdur.’’
İşte bu cümleler onların erkekleri katiyen anlamadığının en net göstergesidir.
İlk kez gördüğü kadına 15 dakikada âşık olmayı başaran bir erkek için yemeğin öğle saatlerinde olması, arkasından seksin olamayacağı anlamına katiyen gelemez.
O erkeğin hayatını seks konusunda yönlendiren slogan ‘‘Her zaman, her yerde’’dir.
Şirket yöneticileri, yemeklere katılan kadınları istenmeyen taleplere muhatap etmekten korkuyorlarsa, yemeği öğle vakti düzenlemek yerine başka bir şey yapmalıydılar.
Her yemeği televizyonda naklen maç yayınlanacağı güne ayarlamalı ve çifti ilk kez maç saatinden yarım saat önce tanıştırmalılar.
Böylece erkek ilk 15 dakikada âşık olup, ikinci 15 dakikada yemeğini yedikten sonra yaşadıklarını aniden unutarak maç seyretmeye gider ve böylece de her şey yoluna girerdi.
Paylaş