Yok, kimse kimseyi suçlamasın. İlla suçlu bulacaksak, zaten belli: Bürokrasi. Bu sözlerde kesinlikle kinaye yok.
Maalesef, bürokrasi, yani sistem canavarı İzmir için önemli olan Teknokent’i engellemek için ağlarını örmüş. Peki, nedir bu bürokrasi? Sözlük anlamıyla, bir toplumda tabandan yukarı çıktıkça daralan bir yapıda örgütlenmiş olan, kişisel olmayan genel kurallar ve işleyiş ilkelerine göre çalışan sistem ve kurallar grubu. Ya Teknokent? EGİAD başta olmak üzere, İzmir’deki birçok kuruluş ve özel şirketin kurduğu İzmir Teknoloji Geliştirme Bölgesi A.Ş. ile dünyada 17 bilişim merkezini işleten CICOM’un yürüttüğü 4 milyar dolar işletme yatırımı, gelecek şirketlerden 15 milyar dolar yatırım beklentisi olan, Urla’daki Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nde kurulacak proje. Araziye uymak İyi de, ne istiyor bürokrasi, yatırım fakiri İzmir’in projesinden? Cevabı Ege Genç İşadamları Derneği Başkanı Cemal Elmasoğlu veriyor: “Arazi ya yeni bir bakanlar kurulu kararıyla, ya da daha önce tahsis edildiği İZTEKGEB şirketinin sermaye artırmasıyla devredilecek. Ancak, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı henüz karar veremedi.” Onlar mı vermedi, biz mi verdiremedik? Biz, bürokrasiden ne kadar çok çeksek de, sistem canavarının yeri geldiğinde delikli peynire çevrildiğini biliyoruz. Peki, bu kentin iktidar partili milletvekilleri; aralarında savunma bakanı, devlet bakanı ve VOB’un İzmir’de kalması için başbakanın kapısını aşındırıp başarılı olan Tuğrul Yemişçi de varken, bu bürokrasi neden demirden peynire dönüşüyor? Bence, bürokrasi işini yapıyor, kararı biz verdiremiyoruz.