Paylaş
Hatta başlığı görünce, içinizden "Amman, yeter!" diyorsunuz. Bence de... Ama lütfen okumaya devam edin. Çünkü ben de aynı fikirdeyim. Hatta sadık bazı okuyucularım her seferinde, "Bıkmadın mı bu yazılardan, kimse artık bu yazıları okumuyor" diye eleştiri getiriyor. Katılıyorum ama, bir umut arsızı olarak yine de yazmam gerekiyor.
Sağdan say aynı, soldan say aynı. Çözümleri mi? Onlar da aynı. Yıllardır arama-kurtarma çalışmaları yapılır, sorunlar madde madde belirlenir. Sonra ne mi olur? Unutulur. Sonra? Gel zaman, git zaman, yine bir arama-kurtarma, sorun ve çözüm belirleme çalışması yapılır. Aynı maddeler, yeni keşfedilmiş gibi tekrar ortaya dökülür ve unutulur... Yine başka bir çatı altında toplanılır ve yine aynı şey olur: Hiçbir şey... Bunu belki üçüncü defa tekrarlayacağım ama buna ben, “İzmir deja vu’su” diyorum. Bu tür etkinlikleri, önde gelen aktörlerin toplumsal egolarını tatmin aracı olarak görüyorum. Alınmak yok.
Peki, bu yazıyı niye mi yazıyorum? Geçen hafta, “İzmir’in Kurulları” diye bir yazı yazmıştım. Yazıdan sonra, Diyarbakır’a gittim, Hürriyet Daily News için Kürt sorunuyla ilgili birkaç görüşme ve yazı için. Oradayken, güneşin altında kaynama noktasına yaklaşırken, Necmi Çalışkan aradı. Fazla konuşamadık ve dönüşte görüşmek üzere sözleştik. Ve geçen gün uzun uzun konuştuk. İşin özüne geleyim: Boş söz denizinden aynı şekilde bıkmış olan Çalışkan şöyle diyor: Bu kurullar, toplantılar, aynı sorunların tekrar keşfi, insanların umutlarını da kırıyor. İnsanlara umut lazım, tutunacak, “Bak İzmir’de bir şeyler oldu ve oluyor” diyecek işler lazım.
Üç pilot proje
Ve ekliyor: İzmir’de umudu yeşertecek, başarıyla çözülecek üç pilot proje(sorun) gerekli. Bütün önde gelen kişilerin sırtlayabileceği, toplu hareket ederek birlik, bütünlük ve İzmir ruhunu yansıtacak ortam yaratarak tabii. Öneriler de Basmane çukuru, İzmir Limanı ve Kurvaziyer Limanı.
Malum, Basmane çukuru yıllardır sorun. Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun çözmek için gösterdiği çaba yadsınamaz. Kocaoğlu, yaklaşık 2 yıldır bu işle yoğun bir şekilde uğraşsa da, sorun sürüyor.
Yaklaşık iki yıldır, İzmir Limanı’nın gerilemesine neden olan bir devir süreci var. Danıştay, ihalenin iptal istemini reddetti. Dava itiraz yüzünden şu anda Danıştay’da. "Eee ne yapalım, toplu halde Danıştay’a mı yürüyelim” diyeceksiniz. Yok, bunu tavsiye etmiyorum. Ama, bir baskı unsuru olmayı, bu konuda belki Adalet Bakanı’na bir ziyareti tavsiye edebilirim. Çünkü İzmir Limanı, Mersin Limanı’nın gerisine düştü, düşecek.
Kurvaziyer Limanı’na gelince. Malum bu işin içinde de, İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş var. Yatırımı başka yere yapmayı planlayan İtalyan kurvaziyer devi Costa’yı İzmir’e getirmesi yadsınamaz. Yaklaşık 100 milyon dolarlık bu projeye, Kültür ve Turizm Bakanı da, bildiğim kadarıyla Kocaoğlu da, fikri değişmemişse, sıcak bakıyor. Proje için Özelleştirme İdaresi ve Anıtlar Kurulu’ndan onay alınacak. Onay alınırsa, başlamaya hazırlar.
Evet, buyurun size, İzmir’deki umudu yeşertecek, inancı tazeleyecek, çözülmeyi bekleyen üç pilot proje. Haaa, bu önerileri beğenmemiş olabilirsiniz... O zaman birini çıkartın, kendi sorununuzu koyun. Ama lütfen umudu aşındırmayın.
Paylaş