İZMİR ve Ege’nin yatırım bekleyen kronik sorunları için kronik beklenti içindeyiz. "Hükümetten umut kesilmez" ya da "Umut Egeli'nin ekmeği..." Buyurun siz seçin İzmir olarak, Ege olarak içinde bulunduğumuz durumu anlatacak sözü.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği 19 Kasım'da Ankara’da, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Nazım Ekren koordinatörlüğünde, ilgili bakanlar ve üst düzey bürokratların, oda ve borsa başkanlarının katılımıyla, 5. Türkiye Ticaret ve Sanayi Şurası düzenleyecek. Şurada, her bölgeden ve ilden bir sözcü, on dakikada sorunlarını anlatacak. Şurada bu sorunlara çözüm aranacak.
İzmir’den Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş sözcü olarak seçilirken, Ege Bölgesi'nin sorunlarını da Denizli Sanayi Odası Başkanı Müjdat Keçeci anlatacak. Ticareti, sanayiyi, daha doğrusu gerçek ekonominin içinde olan iki değerli isim, diğer bölgelerin temsilcileri ile İzmir’in ve Ege’nin sorunlarını dile getirecek. Bu iki ismin İzmir ve bölge sorunlarını en iyi şekilde dile getireceklerine kuşku yok. Özellikle, hükümetin ekonomi kurmaylarıyla iyi ilişkiler için olan Demirtaş’ın kendisini dinleteceği bir gerçek ve sözcü olarak iyi bir seçim.
Sürdürülebilir beklenti
Ama önemli olan, İzmir ve Ege’nin sorunlarının dile getirilmesi değil, çözümü bulmakta. Söz konusu sorunlar zaten yıllardır masanın üzerinde duruyor. Bu noktada daha önceki şuralarda sorunların çözüm bulduğunu dile getiren Demirtaş kadar iyimser olmak çok mümkün değil. Malum, küresel kriz bizi içine aldı, alacak. Görünürde IMF ile anlaşmaya yanaşmayan, ama yanaşmak zorunda kalacak olan hükümetin, parasızlıktan Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) kapısını çalmak üzere olduğu da söyleniyor. Piyasaları rahatlatmak için Çin’in 586 milyar dolarlık teşvik paketi bile dünya borsalarında ve dolarda yarım günlük bir rahatlamanın ötesine geçmedi. Sanayi üretimi düşmüş, TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ’a göre de Türkiye resesyona girmiş durumda.
Şimdi, bu noktada, gerçekçi bir yaklaşım göstermenin zamanıdır. Sürdürülebilir bir beklenti içine girmek gerçekçiliğe daha uygun olacaktır. Bütün bu tablo içinde hükümetin, Ticaret ve Sanayi Şurası'nda, valilerin ilgilendiği Gediz ve çevre konusuna gerçekten eğileceğini beklemek gerçekçi değil. Umarım, İzmir’in ve bölgenin iki değerli temsilcisi, bölgeden ulusalı etkileyecek daha önemli sorunlar ve çözümleri dile getirir.