Paylaş
Loise Brown’nın 1978 yılında ilk başarılı tüp bebek tedavisi ile doğmasından sonra geçen 46 yıllık dönemde teknolojinin gelişmesiyle beraber tüp bebek tedavilerinde de yeni gelişimler olmuş ve yeni tedavi modaliteleri eklenmiştir. Ülkemiz de dünyadaki bu yeni gelişmelere ayak uydurarak paralel gelişim göstermiştir. Her yıl düzenlenen uluslararası ve ulusal kongrelere katılım sağlanarak internetin de artık yaşamımızda iç içe olmasından dolayı her türlü bilgiye ulaşabilmekteyiz. Öyle ki artık dünya literatürüne yaptığımız araştırma ve katkılara, ülkemiz olarak yön vermekteyiz. Peki bu 46 yıllık süreçte ne gibi gelişmeler oldu? Başarıyı artıracak neler sağlık hizmetine sunuldu? Gerçekten başarıyı artırabildik mi? Ülkemizde uygulanan bu tedavilerle elde edilen başarı oranları diğer ülkelerle paralellik gösteriyor mu?
Prof. Dr. Süleyman Akarsu
DAHA KONFORLU TEDAVİ
İlk yapılan tedavilerde karından yumurta toplama işlemi yapılırken radyolojik gelişimlere bağlı olarak yani yüksek rezolüsyonlu ultrasonografi cihazlarının pratik kullanımımıza girmesiyle günümüzde vajinal yolla yumurta toplama işlemi anestezi altında yapılmaktadır. Önceki yıllarda lokal anestezi kullanılırken şimdilerde sedasyon dediğimiz basit ve kısa süreli bir anestezi işlemi uyguluyoruz. Böylece daha konforlu bir şekilde tedavilerimizi gerçekleştiriyoruz ve daha fazla yumurta toplayabiliyoruz. Yine teknolojik gelişmelere paralel olarak yumurta ve spermin seçiminde ve döllenme işleminin yapıldığı mikroskopların gelişimiyle yapısı ve hareketi daha iyi olan spermler seçilebilmekte ve toplanan yumurtanın yapısı daha iyi değerlendirilebilmektedir. Suni dölleme işleminin yapılmasından 17 saat sonra değerlendirilmesi ve döllenen embriyoların 3 ya da 5 gün gelişimlerini sürdürdükleri ortamlar, artık anne rahmine daha çok benzetilerek besi yerleri olarak hizmetimize sunuldu.
EMBRİYOLARIN DONDURULMASI
Son yıllarda embriyoların dondurulması ile ilgili pozitif yöndeki gelişmelerle embriyolar 3’üncü ya da 5’inci gün dondurulabiliyor. Daha sonraki dönemlerde çözdürüldüklerinde ise aynı şekilde embriyo elde etme oranlarımız çok arttı. Neredeyse dondurduğumuz kalite ve sayıda embriyo elde edebiliyoruz. Döllenme ile ilgili sorunları olan çiftlerde ‘Piezo elektrik’ gibi döllenmeyi artıracak tekniklerle döllenme sorunlarını neredeyse halletmiş olduk. Yine ‘Embriyoskop’ dediğimiz cihazların kullanıma girmesiyle embriyolar hiç inkübatörlerden çıkarılmadan tedavi sonuna kadar kapalı bir ortamda kalabilmekte ve dışarıdan embriyolar 24 saat izlenebilmektedir. Bu da akademik çalışmalara yön verebilmekte, en iyi spermin seçiminde bize yapay zekâ gibi olanak sağlamaktadır.
İLAÇ TEDAVİLERİ DEĞİŞTİRİLEBİLİYOR
Sperm seçiminde, spermlerin mikroskobik olarak çok büyütülerek sağlıklı sperm seçimini sağlayan IMSI yöntemi bulundu. Yine sperm seçiminde mikroçipleri kullanabilmekteyiz. Aşırı uyarılma sendromuyla ilgili olarak ilaç tedavisindeki gelişimlerle bu sendromla artık hiç karşılaşmıyoruz bile. Fazla yumurta çıkabileceğini yapılan kan tetkikleri ve ultrasonografi incelemeleriyle görebilmekte, ona göre ilaç tedavilerini değiştirebilmekteyiz. Tüm bunlarla beraber hekim tecrübesi ve laboratuvar tecrübesi çok önemli olup, bu tedaviye başlayacak olan çiftlerin bunları önceden çok iyi değerlendirmesi gerekir. İnternet gibi bilgi kirliliğinin had safhada olduğu günümüzde, her bilgiye çok inanılmaması gerektiklerini ve doğrudan bir uzmandan görüş almaları gerektiğini belirtmek isterim.
Paylaş