Paylaş
Bel fıtığı, belde yer alan vücudun temel iskelet yapısını oluşturan, ‘omur’ denen kemik yapıların arasında destek görevi yapan ve hareketlerde sürtünmeyi en aza indiren diskal yapının zamanla dejenere olup, aynı zamanda yerinden çıktığı bir hastalıktır. Tam endoskopik bel fıtığı cerrahisi ise küçük bir cilt kesisinden bir kanül kullanılarak, disk mesafesine ulaşmayı ve özel bir kamera sistemi ile fıtığın cerrahi olarak çıkarılmasını sağlayan bir cerrahi tekniktir. Bu önemli yeniliği Ankara Bayındır Hastanesi doktorlarından Ortopedi Uzmanı Doç. Dr. Oğuz Karaeminoğulları ile konuştuk. Sizlerden gelen sorulara yanıt aradık.
- Bel fıtığı nedir ve nasıl bulgular verir?
- Bel fıtığı belde yer alan omurların arasındaki disklerin dışa doğru uzaması yani fıtıklaşmasıdır. Bel ağrısı doktora başvuru sebeplerinin başlarında gelir. Zaten bel ve bacak ağrısının önemli sebeplerinden birisi de bel fıtığıdır. Genellikle ani bir hareketle ciddi bir bel ağrısı oluşur, daha sonra ağrı bacağa yayılır. Etkilenen bacakta uyuşma ve güç kaybı da eşlik edebilir.
- Peki tanı nasıl konur?
- Doktorun detaylı sorgulaması ve fizik muayene sonrası genellikle röntgen ve MR çekilir. Kaliteli çekilmiş bir MRG ve doğru değerlendirme ile tanı koymak zor değildir.
- Tedavisi her zaman amelyat mıdır?
- Her zaman cerrahi tedavi gerekmez. Fizik tedavi ve ağrı kesiciler başarılı olmaz ve güç kaybı belirgin ve ilerliyor ise cerrahi tedavi seçilir.
- Cerrahi tedaviden biraz bahsedermisiniz?
- Cerrahi tedavide amaç, diskin fıtıklaştığı parçanın çıkarılmasıdır. Önceleri klasik açık cerrahi uygulanırken, cerrahi sonrası oluşan problemlerden kaçınmak için mikroskop kullanılarak daha küçük bir kesi ile operasyon teknikleri geliştirildi.
- Bel fıtığı ameliyatı sonrası gelişen sorunlar nelerdir?
- Klasik cerrahide ve mikroskopik cerrahide fıtığı ulaşmak için kas, kemik ve bağ dokularına bir miktar hasar verilir. Mikroskopik cerrahi ile oldukça iyi sonuçlar alınsa da operasyon sonrası dönemde bazı komplikasyonlarla karşılaşıla bilinmektedir.Bunlar; uzun iyileşme dönemi, omuriliğe yapışıklıklar, fıtığın tekrarlaması ve ileride gelişebilecek bel kayması ve enfeksiyondur.
- Peki minimal invaziv teknikler nelerdir?
- Minimal invaziv tekniklerde felsefe, normal dokuya hasar vermeden hasarlı dokuya ulaşmaktır. Tüp kullanılarak yapılan cerrahiler ve lazer yada radiofrekans uygulanan teknikler bunlara örnektir. Ancak günümüzdeki en ciddi gelişme tam kapalı bel fıtığı ameliyatıdır.
- Tam Kapalı cerrahiden bahseder misiniz?
- Tam kapalı bel fıtığı ameliyatında cerrahi işlem, cillteki 0.5 santimetrelik bir kesiden, kamera kullanılarak yapılır. Kamera omurgada var olan anatomik boşluklarda ilerletilir ve hiçbir dokuya hasar vermeden fıtığa ulaşılır. Cerrahi işlem, endoskopta bulunan kanalın içinden ve kamera ile kontrollü yapılır. Kas, kemik ve bağ dokularına zarar verilmez ve kanama olmaz. Bu yüzden bel fıtığı cerrahisi sonrası gelişen problemler büyük oranda azalmış olur. İşlem yüzüstü pozisyonda ve genel yada lokal anestezi kullanılarak uygulanır.
Hastalar ameliyathaneyi ağrısız bir şekilde terk eder, aynı akşam yürür ve genellikle aynı akşam taburcu olur. Ağır iş dışında işe dönüş 3 ile 5 gündür. Kilolu hastada da uygulama zorluğu da yoktur.
- Tam kapalı bel fıtığı ameliyatı yaygın uygulanıyor mu?
- Geçmişi 30 yıla dayanan bu teknik, son 10 yılda sadece bazı merkezlerde yaygın olarak kullanılıyor. Kore, Almanya ve Amerika bu teniğin sık uygulandığı ülkeler arasında yer alıyor.
GELECEK HAFTA
Sevgili okurlar, önümüzdeki hafta konumuz kanser. 1-7 Nisan Dünya Kanser Haftası’nda çeşitli etkinlikler yapılıyor. Biz de bu önemli konuya farkındalık yaratmak ve sizleri bilgilendirmek amacıyla kanser hastalığını Ankara Liv Hastanesi doktorlarından Medikal Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Gökhan Erdem ile konuşacağız. Sizler de hafta boyunca sormak istediğiniz soruları skalyoncu@hotmail.com adresinden bana iletebilirsiniz.
DOÇ. DR. KARAEMİNOĞULLARI KİMDİR?
Doç. Dr. Oğuz Okan Karaeminoğulları, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Ortopedi ve Travmatoloji alanında ihtisas yaptı. 1997 yılında Abant İzzet Baysal Üniversitesi Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği’ni kurdu. Omurga cerrahisi ve eklem cerrahisinde özelleşen Karaeminoğulları, 2006 yılından bu yana Bayındır Hastanesi’nde Ortopedi ve Travmatoloji Bölüm Başkanı ve Tıbbi Hizmetler Direktör Yardımcısı olarak çalışmaktadır. Karaeminoğulları, minimal invaziv omurga cerrahisi konusunda Kore, Almanya, İtalya, ve Polonya’da eğitimlere katılmıştır.
Paylaş