Paylaş
Besinler hücrede, mitokondri ismi verilen enerji motorlarının içinde enerjiye dönüşüyorlar. Bu enerji sayesinde gerçekleşen tüm kimyasal değişikliklere metabolizma diyoruz. Böylece metabolizma hızını sağlıyor, vücut ağırlığını koruyor, büyüyor, toksinleri atıyor ve canlı kalabiliyoruz. Prof. Dr. Pelin Arıbal Ayral, bu hafta bize metabolizma ile ilgili bilgiler verdi.
ENERJİ MOTORLARIMIZ OLAN MİTOKONDRİLERE ZARAR VERMEYELİM!
Fazla yemek yediğimizde, basit karbonhidratları fazla aldığımızda, akşam geç saatlerde atıştırdığımızda mitokondrilere zarar veriyor, onların parçalanmasına neden olabiliyoruz. Sadece bu kadar da değil, hareketsiz bir yaşamda enerji üretimimiz duruyor, ATP denilen enerji birimi depolanmıyor ve hareket edip harcamazsak yeni enerji yapılmıyor! Hâlbuki hareketli bir yaşam, kaslarımızın artmasına ve böylece kas hücresinde fazla sayıda bulunan mitokondrinin artışına ve metabolizma hızımızın artışına neden oluyor, böylece kilo almamayı başarıyoruz. Bir de sigara, alkol ve çevresel toksik maddeler, mitokondrilerimize zarar veriyor bunu da unutmayın! Böyle durumlarda, hareket etmek istemeyen, kendisini enerjisiz hisseden, yorgunluktan yakınan, sabahları uyanamayan kişilerle doluyor çevremiz.
SİZDE DE BÖYLE DEĞİŞİKLİKLER VAR MI?
Metabolizma hızımızı belirleyen temel aracı tiroid hormonu ancak toplumun çoğunda beslenme bozuklukları, genetik yatkınlık, bağırsak yapısının bozulması ve bağışıklık sistemindeki beklenmedik tepkiler sonucunda ortaya çıkan ne kadar çok ‘Hipotiroidi’, ‘Hashimoto Tiroiditi’ durumu var! Bu durumlarda tiroid hormon düzeyinde düşme olduğunda, metabolizma hızımız düşüyor, dahası yaşam kalitemizi bozuyor. Kilo alıyor-veremiyorsak, kabızlık çekiyorsak, sıklıkla üşüyorsak, çabuk yoruluyor, hareket etmek istemiyorsak, sabahları zor kalkıyorsak, saçlarımız dökülüyor, tırnaklarımız kırılıyorsa, kendimizi depresif hissediyorsak, adet kanamalarında düzensizlikler oluyorsa, karaciğerimizde yağlanma olduğunu öğrendiysek metabolizmamızın ana belirleyicisi olan tiroid hormonu ile ilişkili tetkiklerimizi yaptırmanız için bir hekime başvurmamız gerekir. Bazen tiroid hormonu alan kişilerde dahi T4 hormonunun yeterince T3 hormonuna dönüşememesi nedeniyle bu şikâyetler ortaya çıkabilir. T4 hormonunun, T3’e yeterince dönüşememesine; stresimizin fazla olması veya çok düşük karbonhidratlı beslenmemiz gibi durumlar sebep olabilse de en sık karşımıza çıkan neden selenyum ve çinko eksikliğidir. Ve sıklıkla yapılan tetkikler sonucunda gereken oranda selenyum, çinko ve eksiklik varsa iyotun, bazı çok önemli noktalara dikkat edilerek bir hekim gözetiminde tamamlanması adeta bir sihirli değnek dokunmuşçasına yaşamımızın güzelleşmesini sağlayacaktır.
METABOLİZMAMIZA FAYDALI OLABİLECEK İKİ TAKVİYE NE OLABİLİR?
Çalışmalar gösteriyor ki koenzim (Q10 )mitokondri içinde enerji elde edilmesinde taşıyıcı rol alarak hücresel enerji oluşumunu arttırıyor böylece; metabolizma hızımızı yükseltiyor, tüm sistemlerde enerji gerektiren her işlevde etkinlik gösteriyor, etki gücüne şüphe yok. İkincisi ise alfa lipoik asit diyelim, besinlerin enerjiye dönüşümünde kritik noktada görevli, çok ama çok güçlü bir antioksidan, kilo kaybı ve kan şekeri kontrolüne de destek sağlıyor, yaşlanma karşıtı, sinir hasarlarına da iyi geliyor… Bilgilendirme amaçlıdır, lütfen hekiminize danışarak kullanın…Daha mutlu ve daha sağlıklı yaşayalım.
Paylaş