Paylaş
Sevgili okurlar uzun süreli ve inatçı ağrılar için, günümüzde, eski yıllara göre devrim olarak nitelendirilebilecek gelişmeler elde edildi. Özellikle; bir türlü iyileşmek bilmeyen, sık tekrarlayan bel, sırt ve boyun ağrılarının tedavisinde farklı ağrı tedavi yöntemleri uygulanmaya başlandı. Bunların en önemlisi, cerrahi tedavi olmaksızın ağrıların hızla ve en az yan etki ile tedavi edilmesidir ve modern girişimsel tedavi yöntemleri ile kronikleşen ağrıların yüzde 90´ına artık çare bulunmaktadır. Biz de ağrı tedavisiyle ilgili yeni yöntemleri bu hafta Ankara Acıbadem Hastanesi doktorlarından Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Kemal Erdemoğlu ile konuştuk. Konuyla ilgili merak edilenleri sorduk o da yanıtladı.
Ağrı Tedavi yöntemlerinden en sık kullanılan hangileridir?
Ağrılı bir hastaya ilaç, istirahat ve fizik tedavi yöntemleriyle yeterince yararlı olunamıyorsa, cerrahi girişim düşünülmüyor veya yapılamıyorsa; minimal girişimsel yöntemler ile radyofrekans uygulaması ideal bir çözüm olabilir.
Bununla beraber, hastanın ağrısının nedenine göre birkaç yöntem bir arada uygulanabilir ve bu sayede de etkinlik artırılabilir.
Peki kronik ağrıda Radyofrekans tedavisi nedir ve nasıl uygulanır?
Ağrıda Radyofrekans tedavisi; sürekli olarak ağrı üreten bölgedeki sinir iletim liflerinin devre dışı bırakılmasıdır. Bu alandaki sinirlere veya dokuya hasar verilmeksizin, radyofrekansın uygulandığı bölgedeki sinirler üzerinde düzenleyici etkisinden yararlanılır. Böylelikle uzun süreli ya da kalıcı ağrı tedavisi sağlanır. Steril şartlar sağlanarak, “küçük girişim” olarak adlandırılan yolla, özel bir cihaz ve çok yüksek titreşimli bir akım, özel bir kablo ve iğne aracılığı ile yalnızca ağrıyı taşıyan sinir lifine uygulanır. Böylelikle bu cihazı kullanarak yapılan müdahalelerde belirli bir sinire, kontrollü olarak uyarı verilir ve sinirin ağrı sinyallerini iletme özelliği kaybolur.
AMELİYAT GEREKTİRMİYOR
Radyofrekans uygulamasının diğer tedavilerden farkı nedir?
Özellikle bel, boyun, sırt ve diz ağrılarında etkili sonuç veren radyofrekans uygulamalarının diğer tedavilere kıyasla birçok önemli avantajı vardır. İşlem genel anlamda ağrısızdır ve ameliyat gerektirmemektedir. Son derece hassas cihazlarla, kontrollu olarak yapılır, uygulamanın yapılacağı yer, röntgen cihazı ile kesin olarak belirlenir ve elektronik cihaz tarafından belirlendiği için işlem emniyetle gerçekleştirilir.
Kronik ağrıda Radyofrekans tedavisi hangi durumlarda uygulanır?
Bel ve boyun eklemlerinin kireçlenmesi, faset eklem ağrısı. Bel ağrısı, omuz, diz, kalça eklemleri artrozu (kireçlenme) olan ilaç tedavileri ya da fizik tedavi
yöntemlerine yanıt vermeyen hastalar. Bel ve boyun fıtıkları. Genital bölge sinirlerine bağlı ağrılar. Sakroiliak eklem patolojileri. Omuz ağrısı, donuk omuz. Diz ağrıları, şiddetli diz kireçlenmesi. 6 aydan eski başarısız bel ameliyatına bağlı, tekrarlayan ağrılar. Sırt ve boyun ağrısı. Postüre bağlı ve mekanik kökenli ağrılar. Trigeminal nevralji. Topuk dikeni.
Aslında bu bir çeşit ameliyat; peki anestezi uygulanıyor mu ve ameliyat sonrası nekahat donemi genel olarak uzun sürer mi?
Hayır. İşlem lokal anestezi ve sedasyonun birlikte uygulanmasıyla gayet konforlu bir şekilde tamamlanabilir. Uygulanan bölge sayısına göre değişmekle birlikte işlem 20-30 dakika sürer ve yatış gerektirmez. Hastalar çoğunlukla işlemden sonra 2-3 saat kadar takip edildikten sonra evlerine gönderilir.
İSTİRAHAT ÖNERİLİYOR
Peki hastalara işlemder sonra özellikle kaçınmaları gereken hususlar konusunda önerileriniz nelerdir?
İşlemden sonraki 4-5 gün istirahat etmelisiniz. Tuvalet, banyo, yeme-içme gibi ihtiyaçlar dışında yatak istirahati önerilir. İstirahat süresinin bitiminde düzenli olarak kontrole çağrılırsınız ve gerekliyse egzersiz programına alınırsınız.
Kimlere Radyofrekans Tedavisi yapılmaz?
Girişim döneminde aktif enfeksiyonu olan, gebe olan veya gebe olma ihtimali olan, kanama bozukluğu olan, bel omurgasındaki kırıklar, şiddetli kemik erimesi, sekestre (omurilik kanalına parça düşmesi) bel fıtıkları, omurga tümörleri, omurgada iltihabi hastalığı olan hastalar tedaviye alınamazlar.
Bu tedavinin kalıcılık süresi ne kadardır?
Uygun hasta ve teknikler yapılınca, etki süresi ağrının tipine, başlangıç zamanına ve kişisel özelliklere göre birkaç aydan uzun yıllara kadar değişiklik gösterir.
Son olarak bu işlemi daha önce yaptırmış ancak başarısız olmuş hastalardan gelen bir soru; bu işlem en fazla kaç defa uygulanabilir?
İlk işlem yeterli ağrı kesici etki sağlamazsa bulgulara göre ikinci bir işlem uygulanabilir. İlk işlemden fayda görmeyen pek çok hastada ikinci işlemle yeterli tedavi edici düzeye ulaşılır. Sinir sistemi kendini yenileyebilen bir doku olduğundan bu yöntemler kalıcı yöntemler değildir ve eğer ağrı yeniden başlarsa tekrarlanabilirler.
ALİ KEMAL ERDEMOĞLU KİMDİR
1985 yılında TED Ankara Koleji, 1992 yılında Ankara Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Ankara Numune Hastanesi’nde Nöroloji dalında uzmanlık aldı. Amerika, Chicago, Colombus Cabrini Hospital ve Diamond Headache Clinic’te doktor olarak çalıştı. 2006 yılında Doçent unvanını, 2011 yılında Algoloji ve Klinik Nörofizyoloji uzman unvanını ve 2015 yılında Profesör Doktor unvanını kazanmıştır. Erdemoğlu, Kasım 2012‘den bu yana Ankara Acıbadem Hastanesi’nde Nöroloji ve Ağrı Merkezi’nde çalışmaktadır.
ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA
Sevgili okurlar, önümüzdeki hafta toplumun her kesimini etkileyen ve en sık rastlanılan ürolojik hastalıklardan biri olan üriner sistem taş hastalığını ele alacağız. Üriner sistem taş hastalığının oluşumu, risk faktörleri, belirtileri, tanısı ve tedavisiyle ilgili Medical Park Ankara Hastanesi Uzmanları’ndan Doç. Dr. Cengiz Kara’yla konuşacağız. Konuyla ilgili merak edilenleri hafta boyunca skalyoncu@hotmail.com adresinden bana ulaştırabilirsiniz.
Paylaş