Paylaş
Sevgili okurlar bu hafta konumuz Sedasyon. Sedasyon kavramı, tıp biliminde kullanılan bir kavramdır ancak halk arasinda genel olarak genel anesteziyle karıştırılmaktadır. Hastada uyku hali oluşturarak hastanın rahatlamasını ve sakinleşmesini sağlayan ve anesteziyi desteklemek amacıyla kullanılan sedasyon yöntemi son yıllarda gelişen tıp uygulamaları içerisinde birçok alanda tanı ve tedavi amaçlı kullanılmaktadır. Hafta boyunca gelen mailler doğrultusunda Ankara Acıbadem Hastanesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Uzmanı Dr. Arif Timuruğlu ile Sedasyon hakkında bilinmesi gerekenleri konuştuk.
Öncelikle sedasyonun tanımı ile başlayalim sedasyon nedir?
Ağrı duymanızın, hareketli olmanızın veya uyanık olmanızın istenmediği tanı ve tedavi amaçlı yapılacak tüm işlemler için uygulanan anestezi yöntemine sedasyon denir. Genel anesteziden farklı olarak genellikle hastanın bilinci açıktır. Sedasyon, anestezi uzmanı veya sedasyon uygulama eğitimi almış bir hekim tarafından ameliyathanede, poliklinikte veya muayenehanede uygulanabilir.
Peki kimlere ve nasıl uygulanabilir?
Yeni doğan bebekten ileri yaşta erişkine kadar geniş bir yaş grubundaki kişilere güvenle uygulanabilir. Özellikle çocuklarda kullanım sıklığı giderek artmaktadır. Sedasyon uygulamasının güvenli bir şekilde yapılabilmesi için hastanın işlem başlamadan 2 saat öncesinde yeme-içmeye son vermesi gerekir. Genellikle damardan sedasyon ilaçları verilerek veya ağızdan ilaç/şurup içilmesi sağlanarak uygulanan bir yöntem olmakla beraber bazen anestezi gazları bir yüz maskesi yardımıyla solutularak da uygulanabilir. Sedasyon uygulanması sırasında kandaki oksijen düzeyi, kalp hızı ve kan basıncı hekim tarafından sürekli takip edilir, gerekirse oksijen maskesi ile oksijen verilir.
Genel olarak uygulama alanları nelerdir?
Sedasyonun tıptaki kullanım alanları çok geniştir. Hemen hemen tüm branşlarda sedasyonun kullanılabileceği bir tanı veya tedavi yöntemi mevcuttur. Bununla beraber en sık diş hekimliği, endoskopik işlemler, radyolojik görüntüleme yöntemleri gibi bir süre hareketsiz kalınması gereken işlemlerde uygulanmaktadır. Bunların yanı sıra lokal anestezi ile gerçekleştirilen küçük ameliyatlarda (biyopsi, dikiş atılması, gibi) ve ağrı oluşabilecek girişimlerde de sıklıkla uygulanır.
En çok merak edilen ve sorulan soru, kişi sedasyon sırasında ve sonrasında neler hisseder?
Uygulanan ilaçların miktarına göre sedasyonu kabaca bilinçli sedasyon ve derin sedasyon olarak ikiye ayırabiliriz. Bilinçli sedasyonda hastanın bilinci açıktır, söylenilenleri anlar ve uygular, heyecanı ve işleme bağlı ağrı hissi azalmıştır. İşlem sırasında keyifli bir süre geçirir. İlaç dozları bir miktar daha artırılırsa derin sedasyon oluşur, kişi uyku durumuna geçer. Etrafta olanlardan habersiz olur, işlem sonunda uyanınca sanki şekerleme uykusundan uyanmış gibi hisseder. Çoğunlukla kısa etkili ilaçlar kullanıldığı için işlemden sonra 5-10 dakika içerisinde kişi uyanır ve yaklaşık yarım saat sonra sanki hiç ilaç verilmemiş gibi hisseder, ama sedasyona bağlı uyku hali 2-4 saate kadar uzayabilir. Gün içerisinde işine geri dönebilir, kişi her ne kadar kendini çok iyi hissetse de reflekslerinde yavaşlama olabileceği için her iki sedasyon yönteminden sonra hastalara, araba sürmek gibi dikkat gerektiren işleri yapmaması önerilir.
Peki guvenli bir yöntem midir?
Her tıbbi işlem gibi bu işleminde bazı riskleri vardır ama gerekli güvenlik önlemleri alındığı taktirde karşılaşılabilecek olumsuzlukların ihtimali çok azdır.
Son olarak, avantajları nelerdir?
Bebeklere ve çocuklara yapılması gereken tomografi veya MR gibi radyolojik görüntüleme yöntemleri sedasyon sayesinde güvenle ve kolaylıkla yapılabilmektedir, klostrofobisi (kapali alan fobisi) olan erişkinler için MR çekimi sedasyon ile mümkün hele gelmiştir. Endoskopi ve kolonoskopi gibi girişimsel tanı ve tedavi yöntemlerinin uygulanabilmesi kolaylaşmıştır.
Sedasyon uygulaması kolay ve güvenli bir yöntemdir, hastalıkların tanı ve tedavisinin ağrısız ve korkusuz bir şekilde sürdürülmesini sağlar.
ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA
Sevgili okurlar önümüzdeki hafta konumuz gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerin en önemli sağlık sorunu olan obezite. Obezite, besinlerle alınan kalorinin harcanan kaloriden fazla olması ve fazla kalorinin vücutta yağ olarak depolanması sonucu ortaya çıkan, yaşam kalitesini ve süresini olumsuz yönde etkileyen bir hastalıktır. Önümüzdeki hafta bu konuyu Özel Medicana International Ankara Hastanesi Genel-Obezite Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Osman Yıldırım ile konuşacağız. Obezite’nin tanı ve tedavi süreci ile ilgili merak ettiğiniz tüm soruları hafta boyunca skalyoncu@hotmail.com adresinden bana ulaştırabilirsiniz.
Paylaş