Paylaş
Bu hafta konumuz, dünya genelinde artış gösteren, tüm kanserler içinde önemli bir paya sahip olan ve doğumdan ergenliğe kadar her yaşta görülebilen “Çocukluk çağı kanserleri.”
Kanser, hayatımızın en kıymetli varlıkları olan çocuklarımıza asla yakıştıramayacağımız bir hastalık. Fakat ne yazık ki ülkemizde her yıl yaklaşık 3 bin çocuğa kanser tanısı konmaktadır ve her 2 çocuktan biri ya geç teşhis konması ya da tedavi görme şansı bulamaması nedeniyle yaşamını yitirmekte. Erken tanı ve doğru tedavi uygulamaları ile kanserli çocukların yüzde 70’i tam olarak iyileşebilmektedir ancak geleceğimizin güvencesi çocuklarımızın sağlığı konusunda biz büyüklere çok önemli görevler düşer.
Çocuk kanser tiplerinin dağılımları ve tedaviye yanıt oranlarının biz yetişkinlerden farklılık gösterdiği ve konu gözbebeğimiz çocuklarımız olduğunda daha bilinçli ve duyarlı olmamız gerektiği için, bu önemli haftada Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Onkolojisi Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilgehan Yalçın ile çocuk kanserlerini konuştuk.
Hocam öncelikle kanserin tanımından başlayalım. Nedir kanser?
Kanser, kontrolsüz ve anormal hücre çoğalması sonucunda ortaya çıkan bir hastalıktır. Vücudumuzda belli bir çoğalma hızı, kapasitesi ve ömrü olan hücrelerin çoğalmaları vücudun çeşitli mekanizmaları ile çok sıkı şekilde kontrol edilir. Bu kontrol mekanizmalarında bir şekilde aksama veya bozulma olursa, vücudumuzun herhangi bir doku veya organındaki hücreler kontrolsüz olarak çoğalmaya başlayarak tümör veya ur oluştururlar. Bütün tümörler veya urlar her zaman kötü huylu değildir. İyi huylu, yani selim tümörler sadece köken aldıkları organ veya dokuda büyüyüp vücudun başka yerlerine sıçrama yapmazlar. İyi huylu tümörler genellikle yavaş büyürler. Kanser tanımı kötü huylu habis tümörleri ifade etmek için kullanılır.
EN SIK GÖRÜLEN TÜR LÖSEMİ
Peki genel olarak toplumda çocukluk kanserlerinin görülme sıklığı nedir?
Çocuklarda kanserler büyüklere göre çok daha nadir olup toplumda yaşayan her bir milyon çocuktan yaklaşık 150 kadarına her yıl kanser teşhisi konulmaktadır. Ülkemizde her yıl yaklaşık 2500-3000 kadar çocukta kanser görülmektedir.
Çocuklarda en çok görülen kanser türlerinden bahseder misiniz?
Çocukluk çağında görülen kanserler erişkinlerde görülenlerden çok farklıdır. Ülkemizde çocukluk çağında en sık görülen kanserlerin başında sırasıyla lösemiler, lenfomalar yani lenf bezesi kanserleri ve beyin tümörleri gelir. Tüm çocukluk çağı kanserlerinin yaklaşık yarıya yakını lösemi ve lenfomalardır. Diğer sık görülen çocukluk çağı kanserleri azalan sıklık sırasına göre beyin tümörleri, nöroblastom, böbrek tümörleri (Wilms tümörü), yumuşak doku tümörleri (rabdomiyosarkom), kemik tümörleri, retinoblastomdur. Bunların dışında kalan kanser türleri daha nadir olarak görülür.
Çocuklarda kanser belirtileri neler olabilir?
Çocuklarda ani gelişen, olağan gelmeyen ve düzelmeyip devam eden bir takım belirti ve bulgular konusunda uyanık ve dikkatli olmak gerekebilir. Bu tür belirtilerin varlığı her zaman kanser tanısının söz konusu olduğu anlamına gelmez. Önemli olan doğru yerde ve doğru uzmanın hastayı değerlendirmesidir. Gözde beyaz parlaklık olması, belirgin derecede solukluk olması, özellikle sabahları belirgin olan baş ağrıları, kilo kaybı ve ateşsiz havale geçirme, diş eti, burun kanamaları, karında veya göğüs duvarında şişlik veya kitle olması, boyundaki lenf bezelerinde önemli derecede büyüme, ciltte yaygın ve önemli derecede morluklar, çürükler gelişmesi, uzun süre devam eden ve açıklanamayan halsizlik, yorgunluk hali, idrarda kanama, dışkılamada zorluk olması, koltuk altları ve kasıklardaki lenf bezelerinde önemli derecede büyüme, kollar ve bacaklarda şişlik, kitle ya da uzun süre devam eden ağrı olması, dengesiz yürüme, kolda bacakta kuvvet azlığı, uzun süre devam eden ya da tekrarlayan yüksek ateş, ani gelişen ve devam eden görme kusurları veya göz kayması, çift görme gibi kusurlar, kollar, bacaklar, sırt, bel veya eklemlerde uzun süre devam eden şişlik ya da ağrılar, uzun süre devam eden bulantı ya da nedensiz ani kusmalar eğer belirli bir nedene bağlanamıyorsa kanser belirtisi olarak görülebilir.
TEDAVİDEN SONRA YAKINDAN İZLENMELİ
Peki artık günümüzde bir çok kanser türünün tedavisi olduğunu biliyoruz. Çocuklarda tedavi yöntemleri nelerdir?
Tanı konulması amacıyla ameliyatla biyopsi alınması gerekebileceği gibi ameliyat ana tümörün tümünün ya da bir kısmının çıkarılması için de gerekebilir. Ameliyatla tümör alındıktan sonra tanıya göre kemoterapi denilen ilaç tedavileri verilir. Kemoterapi bazı durumlarda ise tanı konulduktan sonra tümörün ameliyatla tam olarak alınabilecek duruma gelmesini sağlamak amacıyla verilir. Üreme potansiyeli az olan düşük dereceli bazı tümörlerde ve ameliyatla tam olarak çıkarılmış bazı kanser türlerinde kemoterapi verilmesi gerekmeyebilir. Lösemiler ve lenfomalar, tanı konulduktan sonra genellikle ameliyat gerekmeden kemoterapi ile tedavi edilirler. Kemoterapi denilen ilaç tedavileri ve ışın tedavisi uygulamaları çocuklarda çok daha dikkatli ve hassas kararlaştırılıp uygulanır. Genel olarak kanserlerin tedavisinde radyoterapi denilen ışın tedavisi de belli durumlarda kullanılır. Bu tedavide özel cihazlar ve özel hazırlanmış odalarda vücudun tümor içeren yerlerine yüksek enerjili ışın parçacıkları veya dalgaları gönderilerek kanser hücreleri öldürülür.
Hocam son olarak, hastalık sonrası süreçte neler yapılmalıdır?
Günümüzde çocukluk çağı kanserlerinde yüksek oranda tam iyileşme sağlanabilmektedir. Hastalarımız tedavi bitiminden sonraki ilk 1-2 yıl daha sık, izleyen yıllarda biraz daha kontrol araları açılarak mutlaka yakın olarak izlenmeye devam edilirler. Kanser tanısı konulup tedavileri tamamlanmış ve iyileşmiş çocuk hastaların, hastalığın tekrarlama olasılığı yanında, büyüme ve gelişme durumları ile uygulanan tedavilerin olası erken veya geç yan etkileri açısından yaşam boyu gözlem altında olmaları önemle önerilmektedir.
OKUYUCUDAN DOKTORA
Çocuğumun sürekli boynunda lenf bezeleri çıkıyor. Doktora gittiğimizde önemli olmadığı söyleniyor ancak ben bir anne olarak yine de endişeleniyorum. Bu bezelerin kansere dönme ihtimali var mı?
Genellikle tüm çocukların boyunlarında mercimek, nohut veya fındık kadar lenf bezeleri her zaman ele gelebilir. Özellikle bebekler ve küçük çocukların sıkça geçirdikleri üst solunum yolu enfeksiyonları çene altı, boyunun özellikle üst ön kesimlerindeki bezelerde büyümeye neden olurlar. Bu lenf bezelerinin boyutları çoğunlukla 1.5-2 cm’yi pek geçmez. Çoğunlukla enfeksiyon iyileşince lenf bezeleri de küçülür, ancak tamamen kaybolmaları beklenmez. Bazen de küçülmeleri birkaç haftayı bulabilir. Boyundaki lenf bezelerinin kansere dönüşmesi genellikle beklenmez. Lenf bezelerinin büyüklükleri, normal ya da önemli hastalık belirtisi olup olmadıkları bulundukları yere, yaşa ve hastanın diğer yakınma ve bulgularına göre değerlendirilir. Boyunun alt kesimlerinde, arka bölgesinde, köprücük kemiklerinin üzerindeki boşlukta yerleşik büyümüş lenf bezelerinin daha fazla önemsenerek bir uzman bir doktor tarafından değerlendirilmesi gerekir.
Kızkardeşimin çocuğunda lenfoma olduğu için kendi çocuklarım açısından her zaman kaygı duyuyorum. Çocuklarımın biri 10, diğeri 5 yaşında. Acaba bu lenfoma genetik olabilir mi?
Kız kardeşinizin çocuğuna lenfoma tanısı konulmuş olması sizin çocuklarınız için genetik olarak risk oluşturmaz. Çocuklarınızı bu gerekçe ile bir çocuk onkolojisi uzmanına göstermeniz gerekmez. Bir çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanının çocuklarınızı genel kontrol için görüp değerlendirmesi yeterli olur.
10 yaşında bir kız çocuğum var ve dönem dönem karın ağrıları oluyor. Başvurduğum çocuk doktorları muayene sonrasında gaz sancısı olduğunu söylüyorlar. Acaba bir kanser uzmanına başvurmalı mıyım?
Bu yakınmalarla kızınız için bir çocuk onkolojisi uzmanına başvurmanız gerekmez. Zaman zaman tekrarlayan karın ağrıları çocuklarda sık görülen bir yakınmadır. Nedenleri arasında kanser olasılığı çok düşüktür. Bir çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanının değerlendirmesi yeterli olur.
KISACA PROF. DR. BİLGEHAN YALÇIN
1966’da Erzurum’da doğdu. Uzmanlık eğitimini Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nde 1996’da tamamlayarak Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı oldu. Ardından aynı fakültede başladığı Çocuk Onkolojisi yan dal uzmanlık eğitimini tamamladı. Hollanda’da Amsterdam Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde davetli olarak çeşitli çalışmalarda bulundu. 2010’da Hacettepe Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’nda Profesörlük kadrosuna atandı.
SİZ SORUN, UZMANLAR YANITLASIN
Önümüzdeki hafta konumuz bahar aylarının gelmesiyle özellikle kadın okuyucularımızın çok ilgi duyacağı ve pek çok bilinmeyeni olan botoks uygulamaları. Kırışıklıklar nasıl oluşur, kimler botoks ile kırışıklık tedavisi için uygundur, botoks yaptırıldığında yüz ifadesi kaybolur mu gibi cevabını merak ettiğiniz soruları konunun uzmanı Doç. Dr. Lale Dönderici’ye soracağım. Sorularınızı hafta boyunca jineklinik@senolkalyoncu.com adresinden bana ulaştırabilirsiniz.
Paylaş