Paylaş
Estetik ve kozmetik amaçlarla, mimik kaslarının hareketleri ile ortaya çıkan yüzdeki kırışıklıkları azaltmak, oluşumunu engellemek ve aşırı terleyen bölgelerdeki terlemeyi azaltmak amacıyla ve kronik migren tedavisinde kullanılabilmektedir. Peki botoks maddesi nedir? Yılan zehiri midir? yoksa başka bir zehir midir? Nerelerde kullanılır? Tüm merak edilenleri Dr. Serkan Öztürk’e sorduk.
YILAN ZEHİRİ BİR HİKÂYEDİR
“Soğuk kanlı bir hayvan olmasına rağmen sanırım toplum olarak seviyoruz bu yılanı. ‘Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır’, ‘Su içene yılan dokunmazmış’, ‘botoks yılan zehiriymiş’. Bir yılan hikâyesidir gidiyor, botoksun yılan zehiri olduğu da bir hikâyedir aslında. Botilinum toksin namı değer botoks closturidium, botilinum adı verilen bir bakteri tarafından üretilen sinir sistemi üzerinde etkili bir zehirdir. 10 bin yıl öncesine kadar tüm insanlar besinlerini doğadan temin eden avcı toplayıcıydılar. Zamanla yerleşik düzene geçen insanoğlu bahçecilik hayvancılık ve tarımı geliştirdi. Eskiden temel yaşam kaynağı olan besini bulduğu an tüketirken artık ihtiyacından fazla besini ürettiği için besinleri saklamayı öğrendi ve insanoğlu, botilinum toksin botoks ile tanıştı. Orta çağ dönemimde genellikle sosis ve benzeri ürünlerin tüketimi sonrası bildirilmiş ölümler nedeni ile bu ürünlerin yenilmesi bir dönem yasaklanmıştır. 18. yüzyıl sonlarında Almanya’da sosis zehirlenmesinden ölüm oranları artmış ve öldürücü bu hastalığa latincede sosis anlamına gelen botulusdan esinlenerek botulizm denilmiştir. 1895’te Dr. Emile Pierre Van Ermengen, botulizm hastalarının dalaklarından bu toksini salan bakteriyi izole ederek closturidium botilinum bakterisini bulmuştur.
Bu bakterinin salgıladığı toksin botoks bilinen en güçlü zehirlenden olup yılan zehrinden kat be kat daha zehirlidir. Yaklaşık yarım litre saf toksin ile insanoğlu yeryüzünden yok edilebilir. Yani botoks yılan zehiri değil bir çeşit besin zehiri. Konserve gibi besin saklama yöntemleri ile oluşan yılan zehirinden de çok daha güçlü bir zehir. Peki nasıl oluyorda biz bu zehiri migren, terleme, kas spazmı gibi hastalıkların yanısıra estetik amaçlı kullanıyoruz.
YÜZDEKİ ÇİZGİLER AZALTILIR
En çok kırışıklık tedavisi, yüz şekillendirme, aşırı terleme ve migren tedavisinin yanı sıra tıbbın başka alanlarında da kullanılmaktadır. Mimik kaslarının yıllar boyunca çalışması, üzerini örten deri üzerindeki kıvrımları belirgin hale getirir ve böylece yüz bölgesinde çizgilenmeler ortaya çıkar. En sık ortaya çıkan çizgiler, alın, kaşlar arası, göz kenarları ve dudak çevresinde görülür. Alın ve göz kenarlarındaki çizgiler kişiye daha yaşlı bir görünüm, kaşlar arasındaki çizgiler ise kişiye çatık kaşlı, kızgın bir bakış ifadesi verir. Mimik kaslarına botoks uygulanarak bu kasların hareketleri zayıflatılabilir, kas hareketlerindeki azalma, üzerindeki derinin, kas hareketleri ile katlanmasını ve katlanmaya bağlı çizgilenmeyi de azaltır. Bu şekilde yaşlı ve kızgın olarak görünen yüz ifadesinde de belirgin bir düzelme sağlanır.
GÜLÜŞ ŞEKLİ DÜZELTİLEBİLİR
Yüz şekillendirme de ise botoks enjeksiyonu ile kaşların kuyruk kısmından kaldırılması, şaşkın yüz görünümüne yol açan kaş orta kısmındaki yüksekliğin indirilmesi sağlanabilir. Botoks enjeksiyonu ile gülüş şekli de düzeltilmektedir. Ayrıca çiğneme kasının(massetter) belirgin olduğu durumlarda diğer bölge uygulamalarından farklı olarak masseter kasına, botoks uygulamaları yapılarak hastaların sahip olduğu kare yüz görünümü yumuşatılır ve oval bir yüz elde edilir. Böylece daha ince ve feminen bir yüz görünümü elde edilmiş olunur.
TERLEYEN BÖLGELERE DE UYGULANIR
Botoks, ter bezlerine uygulandığında, ter bezleri ile sinir uçları arasındaki iletim de durdurularak ter bezlerinin çalışması azaltılabilir. Vücudun en çok terleyen bölgeleri, avuç içleri ve koltuk altı bölgesidir. Aşırı terleme ve buna bağlı ter kokusu şikâyeti olan kişilerin terleyen bölgelerine botoks uygulandığında şikâyetlerinde düzelme sağlanır.
Migrende ise; kafa ve boyundaki 7 bölgeye, 31 enjeksiyon noktasından daha ince olan iğne uçları ile yapılır. Tedavi kişiye özel planlanmakta ve 12 hafta ara ile en az 2 tedavi dönemi bulunmaktadır. Bazı hastalarda tedavi etkinliği için enjeksiyon tekrarlanması gerekirken, bazı hastalarda ise etkinlik birkaç yıl süresince devam etmektedir.
Paylaş