50-79 yaş arasındaki kadınların çoğunda bir dereceye kadar rahim sarkması görülebiliyor. Zamanla doğum, çoğul gebelik, ilerleyen yaş, sigara kullanımı, ağrı kaldırma, sürekli devam eden öksürük, kilo alıp vermeler neticesinde bu dokular zayıflayabilir ve rahim bulunduğu yerden aşağı kayabilir yani sarkabilir. Rahim sarkması ilk başlarda hastanın günlük hayatını olumsuz etkilemez ve sadece jinekolojik muayenede anlaşılabilir. Ancak durum ilerledikçe oldukça rahatsız edici bir soruna dönüşebilir ve kadının günlük yaşantısında ciddi sorunlara yol açabilir. Rahim sarkması teşhisi için detaylı jinekolojik muayene olunması gerektiğini hatırlatayım.
RAHİM SARKMASI NEDİR?
Rahim sarkması, leğen kemiğinin iç kısmında bulunan ve çeşitli bağ dokuları tarafından tutulan rahmin zamanla aşağı doğru kaymasıdır. Doğum, çoğul gebelik, kronik öksürüğe neden olan rahatsızlıklar, östrojen miktarındaki azalma ve aşırı kilo gibi nedenler bu bölgede bulunan bağ dokularının zayıflamasına ve rahmi tutamayacak hâle gelmesine sebep olabilir. Rahim sarkmasının belirtileri, hastalığın şiddetine göre ortaya çıkar. Hafif vakalarda pesser adı verilen halka ve fizik tedavi egzersizleri, ileri vakalarda ise histerektomi yani rahmin alınması ile tedavi edilebilen bir rahatsızlıktır.
KARŞILAŞILAN BELİRTİLER
İdrar yapamama ya da idrar kaçırma. Bağırsak hareketlerinde ve tuvalet düzeninde değişmeler. Vajinal kanama. Belin altında ağırlık ve ağrı hissi. Vajinal akıntının artması. Cinsel ilişki sırasında ağrı. Vajinadan bir şey düşüyormuş gibi hissetmek.
Bu hastalıkta insulin direncinde artış ve obezite sık görülen bulgular olarak öne çıkmakta. Bu hafta bu konuyla ilgili özellikle beslenme konusunda dikkat edilmesi gerekenleri Diyetisyen Deniz Eylem Öğüt’e sordum.
Diyetisyen Deniz Eylem Öğüt
***
POLİKİSTİK OVER SENDROMU (PKOS) NEDİR
Polikistik over sendromu (PKOS), üreme çağındaki birçok kadını etkileyen hormonal bir hastalıktır. Temel semptomlarından biri, kilo alımına ve kilo vermede zorluğa yol açabilen insülin direncidir.
Bu hafta bu konuyu Dr. Sevil Özkan’la konuştum. Yorgunluk için, “Kişilerin bedensel ve ruhsal etkinlikler açısından verimliliğin azalması, genel bir bitkinlik, enerjisizlik halidir” tanımı yapan Özkan merak edilenleri yanıtladı.
YORGUNLUK NEDEN OLUR?
* Organ yetmezliklerinde, özellikle karaciğer, böbrek yetmezliğinde.
* Romatizmal hastalıklarda (romatoid artrit gibi).
* Kansızlık.
* Enfeksiyon hastalıklarında, verem, virüs enfeksiyonları (grip gibi).
Doğuştan gelen ya da yaşamın ilk yıllarında ortaya çıkan bu hastalıkla ilgili merak edilenleri, Ankara Medipol Üniversitesi Dil ve Konuşma Terapisi Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi Emel Arslan Sarımehmetoğlu’na sordum.
* * *
Dr. Emel Arslan Sarımehmetoğlu, 2000 yılından bu yana otizm görülme sıklığının yüzde 317 arttığını söyledi. Hatta, Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi’nin 2023 raporuna göre de her 36 çocuktan yaklaşık 1’inin otizm spektrum bozukluğu tanısı aldığını, erkek çocuklarında ise görülme sıklığının daha fazla olduğunu anlattı.
Ve merak edilen yönleriyle üç soruda otizm spektrum bozukluğu:
1) Otizm spektrum bozukluğu nedir?
Otizm, doğuştan gelen ya da yaşamın ilk yıllarında ortaya çıkan karmaşık bir nöro-gelişimsel farklılıktır. Çocuklarda sosyal etkileşim ile iletişim kurma becerileri olumsuz etkilenen, sınırlı ilgi ile tekrarlı davranışları olan çocukluk çağı hastalıklarındandır. Belirtileri daha çocukluk döneminden itibaren ortaya çıkan, etkileri ömür boyu devam eden ve günümüzde sık rastlanan gelişimsel bozukluklar arasında yer almaktadır. Otizm spektrum bozukluğunun nedeni ise tam olarak bilinmemektedir.
2) Otizm spektrum bozukluğu belirtileri nelerdir?
Özeti şu: Vajınayı ve rahim ağzını incelemeye olanak veren bir mikroskopla bakılması işlemidir.
* * *
6-40 kat büyütme özelliği olan bu ışıklı aletler, rahim ağzını daha net görüntüleyerek rahim ağzındaki lezyonların tanısını koydurur.
* * *
SORU 1: KOLPOSKOPİ HANGİ HASTALIKLARDA YAPILIR?
Kolposkopi, özellikle klinik belirtileri olmayan rahim ağzı kanserinin (serviks kanseri) erken evrede saptanabilmesine yardımcı olur. Özellikle sitolojik sonuçları ve smear testi anormal çıkan veya HPV testinde HPV riskli tipi pozitif gelen hastalarda rahim ağzının değerlendirilmesi için kolposkopi uygulanır. Rahim ağzı kanseri yavaş ilerleyen bir kanser olduğu için jinekolojik muayenelerde yaşanan değişimler, kolposkopi ile daha rahat değerlendirilebilir.
Ramazanda, iftarla sahur arasındaki süre 14-15 saate çıkabiliyor. Bu mübarek ayda tuttuğumuz orucun manevi hazzının yanı sıra aç kalmanın bedenimizdeki etkilerini de öğrenme adına Ankara Seben Klinik’ten Dr. Sevil Özkan’la, “ramazanda beslenme önerileri” üzerine konuştuk. Şu bilgileri verdi:
* Ramazanda beslenme, iftar, ardından iki ara öğün ve sahur olarak dört öğün şeklinde oluşturulmalı.
* Sahurda zengin bir kahvaltı şeklinde yüksek enerji içeren kolay hazmedilen gıdalar alınmalı. (Peynir, ekmek, tarhana çorba, sütlü sebze çorbası gibi.)
* İftarda oruç, su ve çorbayla açılmalı, 10 ila 30 dakika arası dinlenmenin ardından ana yemeğe geçilmeli.
* İftar, sahur ve ara öğünlerde et-tavuk-balık, süt–yoğurt, sebze–meyve, tahıl olmak üzere dört besin grubu da dengeli tüketilmeli.
*
Uzmanlık alanım olan “kadın doğum” üzerine de zaman zaman yine sizlerden gelen sorular üzerine yazılar yazıyorum.
Bana en çok, “Neden sezaryen doğum?” sorusu yöneltiliyor.
Çünkü:
Dünya Sağlık Örgütü’nün açıkladığı verilere göre sezaryen, günümüzde her üç doğumdan biri için başvurulan yöntem. Bu oran beklenenden üç kat fazla. Bunun nedeni ise kadınların daha rahat olduğuna inanarak sezaryene yönelmeleri ve doktorların da bu kararı uygulaması. Benim klinik uygulamamda öncelik her zaman için doğal doğumdan yanadır. Ancak bazen normal doğum şartları oluşmadığı durumlarda sezaryeni tercih ediyoruz. Bu seçeneği tercih etmek için gebelik takibinin doğru yapılması ve anneyi iyice tanımış olmak gerekiyor. Bu tercihi yapmak için iyi bir doğum tecrübesine sahip olmak da şart. Biz, siz ve bebeğiniz için en doğru, risksiz ve sağlıklı olan tercihi yapıyoruz.
DOĞUM AĞRISI
Temelde doğumun başlaması ile karın, kasık ve bel bölgesinde belli aralıklarla hissedilen ağrılardır. Sıklığı ile anne ve bebeğin doğuma ne kadar yaklaştığını gösterir. Ağrılar genellikle çok şiddetlidir ve bazen anne ile bebeği kötü yönde etkiler. Çoğu kadın bu ağrılara dayanamadığı için vajinal yani doğal doğumu göze alamaz ve sezaryene yönelir.
Sadece depremin etkilediği şehirlerde değil, ülkenin tamamında hakim olan yas süreci, artçı depremlerin devam etmesiyle tetikleniyor ve toplumun birçok kesimini etkileyen deprem korkusu giderek yaygınlaşıyor. İlerleyen deprem korkusu; travma sonrası stres bozukluğu ve akut stres bozukluğu gibi ciddi psikolojik rahatsızlıklara da yol açabiliyor.
* * *
Uzman Psikolog Rojin Tasmimi, deprem korkusunun geçmesi ve normal hayata/günlük rutinlere dönülmesi için öncelikle bazı önemli noktalara dikkat çekiyor. İşte merak ettiğim sorular ve Rojin Tasmimi’nin verdiği yanıtlar:
* Deprem korkusu (seismophobia) belirtileri nelerdir?
Deprem korkusu, doğrudan depremi yaşayanlar ve uzaktan şahit olanlarda da aynı şekilde ortaya çıkabilmektedir. Deprem korkusunun birtakım hem fizyolojik hem psikolojik etkileri vardır.
FİZYOLOJİK ETKİLER
• Yorgunluk