Paylaş
Ama dün ne ise bu gün de o. Ailesine, İzmir’e çok düşkün. Bir gönül adamı. Kurban Bayramı’nda ailesine ziyarete geldi. Fırsat, bu fırsat deyip. Konuştuk. Güzel bir sohbet oldu. Moda dünyasında koreografi ve moda organizasyonları denilince, ilk akla gelen isimden biri Öner Evez’den söz ediyorum. Yaklaşık 21 yıldır moda sektöründe. İzmir’de yaptığı defilelerle başladığı, moda organizasyonları zaman içinde, sosyal sorumluluk projeleriyle büyüdü. Ardından 1994 yılında, İzmir’e sığamaz oldu. İstanbul’da ofis açtı. 2000 yılından bu yana, dünyanın pek çok yerinde defileler düzenliyor... Ben sordum, o yanıtladı... Buyurun...
ŞD-İş yaşamın nasıl başladı? Kısa bir özetini yapsak...
ÖE-Bu yıl moda dünyasında, 21’inci yılıma girdim. 1990 yılında moda sektörüne, İzmir’de yaptığım işlerle başladım ve 1994 yılında İstanbul’da bir ofis açarak ulusal bazda tanınır oldum... 2000 yılı itibariyle dünya çapında organizasyonlara imza atmaya başlayarak, farkımı ortaya koydum. İnsan kendini sürekli yenilemeli. 1983 yılında bu maceraya atılırken, her şey gazetede gördüğüm, bir saç modeli ilanı üzerine başladı. Tabii bu Allah vergisi bir yetenek... Nasıl ki bir ressam, sonradan bu yetenekleri edinmiyorsa, bir dansçı, sonradan dans etmeyi öğrenmiyorsa, ben de belli bir yaşa gelince; “Haydi bu mesleğe başlayayım” diye girmedim moda dünyasına. Daha çocukluğumda, dans dersleri, skeçler, annemin sandığından çıkarttığım gelinlik ve gece elbiseleriyle komşu kızlarını toplayıp, müzik eşliğinde defile denemeleri yapıyordum. Tabii o gazetedeki gördüğüm ilan üzerine, saç modelliğini yapmam bir basamak oldu. 2000 yılından itibaren yurt dışına açılmamla beraber, orada yaptığım çalışmalar ve yaptığım gözlemler neticesinde hem dünyayı çok iyi takip ettim... Hem de kendimi geliştirdim. Bu işe başladığım dönemlerde, Türkiye’de tekstil ve moda sektörü dünyanın 7–8 yıl gerisindeydi. Bu farklar bu sektörde olduğum yıllar içinde yavaş yavaş önce iki yıla, sonra bir yıla kadar düştü... 2011 yılına geldiğimizde, artık dünyayla başa baş gitmeye başladık. Ama yine de, sezonu bir yıl geriden takip ediyoruz. Tabi, bazı markalar dışında... Araştırmacı kişiliğim, dünya trendlerini ve moda. Dünyasını, yakından takip etmem, iyi markalarla çalışıyor olmam beni bu noktaya taşıdı diyebilirim.
Küçük ve ucuz düşünen çok
ŞD-Benim gibi 35 yılını İstanbul’da yaşamış biri için bu soruyu sormak tuhaf ama, Niye İstanbul?
ÖE-Yapmış olduğum mesleğim nedeniyle Türkiye’nin, moda merkezinin İstanbul olmasından dolayı... İstanbul’un dünyada trend bir şehir olacağına inandığım için... İzmir’de misyonumu tamamladığım için...
ŞD-Şu an zirvedesin. Peki bu başarıyı yakalayıncaya kadar, destek ve köstek olanlar oldu mu?
ÖE-Tek destekçimiz kendimiz olduk. Kendimiz derken, 1992 yılından buyana iş ortağım Yakup Biçer, düşüncelerimiz, çalışma şevkimiz, gece gündüz çalışmalarımız ve işimizi iyi takip ediyor olmamız bizi başarıya ulaştırdı. Ama bunun yanında, tabi ki köstek olmak isteyenler çok oldu. En yakınımızdan tutunda, aynı mesleği paylaştığımız kendi sektörümüze faydalı olmak adına, birlikte hareket edeceğimiz insanlar bile, küçük ve ucuz düşünüp her zaman köstek olmuşlardır. Yazık. Halbuki bunun zararı, sektöre ve ülke ekonomisine dokunmuştur hep...
İşte Türkiye’nin Top On mankeni
ŞD-‘Türkiye’nin ilk top on mankeni’ desem. Kimler ve hangi özellikleriyle?
ÖE-Eskisi gibi değil... Daha çok magazinsel olmayıp, işleriyle gündemde olan, yeni jenerasyon modeller benim favorilerim. Selda Car, Didem Soydan, Ebru Öztürk, Ülkü Taşkın, Merve Büyüksaraç, Nur Gümüşdoğrayan, Gonca Eroner, Begüm Yılmaz, Tanya, Ece Akmert gibi...
ŞD-Peki yerli mi, yoksa yabancı modelle çalışmak daha kolay? Niye?
ÖE-Benim için yerli ya da yabancı modelle çalışmanın hiçbir zorluğu yok. Disiplin ve iş terbiyesi önemli...
ŞD-Bu güne değin çalıştığın yabancı modeller ve yer aldığın uluslararası gösteriler?
ÖE-Dünya çapında tanınan çok top modeli, ülkemize getirerek çalıştım. Bunların başında; Naomi Campbell, Ester Canadas, Camila Alves var.
Ama benim için en önemlisi, Victoria Sectret modellerinin neredeyse tamamıyla, ülkemizde çalıştım. Giselle Bündchen, Alessandra Ambresio, Ana Beatriz Baros, İsabeli Fontana, Irina Shayk... Bunun yanında dünya çapında tanınan, celebrity isimler; Monica Cruz, Dita Von Teese gibi isimlerle de çalıştım.
Öner Evez kimdir?
Öner Evez mesleğine, çocuk yaşlarda evcilik oynarken, annesinin sandığındaki gelinlik ve giysilerini arkadaşlarına giydirerek başlamış. Arkadaşlarına oynattığı Hacivat - Karagöz oyunları, ilk ve orta öğrenim dönemlerinde küçük skeçler yazarak tiyatro oynaması... Bale, modern dans, halk oyunları ve alınan müzik dersleri de onu, sanatın farklı bir dalı olan koreograflık hayatına yön vermesine vesile olmuş. Öner Evez, 1983 yılında, gazetede gördüğü bir ilan üzerine saç modelliğiyle kendini moda dünyasının içinde bulmuş. 1990 yılında İzmir’de, ilk şirketini kurmuş. İzmir Moda Günleri’nin oluşmasında büyük katkısı olmuş. Her yıl sosyal sorumluluk organizasyonları düzenlemeye başlamış. 1994 yılında İstanbul Maçka’da, ikinci ofisini açmış. Yerli ve yabancı markalara, ayrıca pek çok önemli organizasyonlara, 2000 yılından itibaren ise dünyanın birçok şehrinde başarılı organizasyonlara imza atmış. Atmaya da devam ediyor. New York, Paris, Milano, Londra , Bükreş, Düsseldorf, Berlin, Barselona, Strasbourg, Moskova, Varşova, Mısır, Libya, Kazakistan, Odessa gibi şehirlerde ise Ülkemizin adını duyurdu. 17 Şubat 2007 tarihinde İtalya Moda Federasyonu tarafından davet aldı. Milano Moda Haftası’nın açılışını yaparak, İlk Türk Milli Koreograf unvanını aldı. Paris’de her yıl düzenlenen, haute couture haftasında, Cengiz Abazoğlu defilelerine imza atıyor. Öner Evez, başarıyla süren 21 yıllık birikimlerini gençler ile paylaşmak için İstanbul Aydın Üniversitesi Moda Tasarım Bölümü’nde, 5 yıl öğretim görevlisi olarak çalışmış. Hala da pek çok üniversite de derslere giriyor, seminerlere katılıyor...
Paylaş