Paylaş
Bu haberi sanırım herkes okumuş ya da duymuştur.
Paris Hilton’un da çok yakın arkadaşıydı Casey.
Televizyon starı Tequila’yla lezbiyen ilişki yaşayan Casey’e para da şohret de mutluluk getirmedi.
Los Angeles’ taki muhteşem dairesinde uyuşturucu komasına girdiği ve kurtulamadığı iddiaları ağırlıkta.
Şimdi Pazar günü Casey’in bu köşede ne işi var diye düşünebilirsiniz?
Yazacağım sabredin.
Bizim de sahne, sinema ve de elitler arasında hatta medyada uyuşturucu batağında olan pek çok ünlü isim var.
Sene 1996 yılında bir misyon üstleneyim istedim.
O tarihlerde Genel Yayın Yönetmenliği yaptığım Milliyet ile birlikte satılan Pahsa adlı dergide ve köşe yazarlığı yaptığım Posta Gazetesi’nde ‘Sosyete ve Sanat Dünyasında Kokain Operasyonu’ başlıklı bir yazı yazdım. O zamanın ünlü oryantali Leyla Adalı ve Sevda Demirel’in itiraflarıydı bu yazdıklarım.
Büyük olay oldu.
Pek çok ünlü isim emniyete ifade verdi.
Kimileri yurt dışına kaçtı.
Ben iki kez ölümden döndüm.
Evim kurşunlandı.
Arabamın önü kesildi.
İşte o tarih den sonra da uyuşturucu belasıyla ilgili bu ilk ve son yazım.
Çünkü aileme sözüm var.
Zaten de değişen bir şey yok.
Şu an daha çok pop dünyasında ne yazık ki uyuşturucunun özellikle de kokainin esiri olmuş pek çok star var.
Keşke sevgili Deniz Seki, ki çoooook sevdiğim bir insan, onu bu illete alıştıranları bir açıklasaydı?
Çünkü bu illete, starlarımızın büyük çoğunluğu şöhreti ve parayı taşıyamayan sevgilileriyle alışıyor.
Ya da kendisi o şöhret ve paranın altında ezilip arayışlara giriyor.
Biraz da yabancı şarkıcılara özenti sonunda kokain batağına saplanıyor.
Herkesin bildiği o kadar çok isim var ki bu durumda olan.
Dilerim Casey’in ölümü onlara da sosyete dediğimiz elit çevreye de bir ders olur.
Bu arada sevgili Deniz, ailenle ben başaracağına ve bir daha da o pis illete bulaşmayacağına inanıyoruz.
Adı bende saklı
Sosyetik Kleptoman
Olay İzmir’in hayli popüler bir restoran ve gece kulübünde geçer.
Bir iş görüşmesi için yakın bir dostum, iki iş adamıyla bu ünlü restorana gider. Restoran tıklım tıklımdır. Sonunda dip de bir masaya otururlar. Fakat bir süre sonra rezerve olan yan masaya on kişilik bir gurup gelir.
Hepsi İzmir’in en elitleridir.
Çoğunun fotoğrafı Diva, Alem, Hello gibi dergilerde boy boy yer alır. Çok hareketli bir masa olduğundan, dostum ve iki iş adamı ön kısımda boşalan ilk masaya geçerler.
Bir süre sonra da mekandan ayrılırlar. Ama dostum gözlüğünü restoranda bıraktığını fark eder.
Döndüğünde yetkililer gözlüğü bulamadıklarını söylerler.
Fakat kameralardan dostumun mekana girerken gözlüğünün gözünde olduğunu ve ilk oturduğu masada bıraktığını görürler.
Sonrası ise sır olur. Dostum işin peşini bırakmaz ve personeli özellikle kendisi sıkıştırır. İşte olanlar olur.
Personelden biri, gözlüğün kendilerinden birinin almadığını söyler, bir diğeri de yan masadaki sosyetik hatunlardan biri tarafından yok edildiğini açıklar. Fakat tüm ısrarlara rağmen bu ad verilmez.
Sinema tarihinde bir görsel şölen
Hafta içi üç gün İstanbul’daydım.
İstanbul anılarımı kısmetse sizlere Çarşamba günkü köşemde yazacağım.
Fakat İstanbul Maslak TİM’ de izlediğim Avatar’ı hemen anlatmam gerek.
Benim manevi kızım, Posta Gazetesi Magazin Şefi Suna Akyıldız, Show tv’de ‘Her şey Dahil’ adlı programın başarılı konuk koordinatörü Onur İliman ve ünlü estetik doktoru Mustafa Karataş’ın basın danışmanı Sıdıka Akkuş ile gittim.
‘Titanik’, ‘Aliens’, ‘Terminatör’ filmlerinin efsanevi yönetmeni James Cameron sinema tarihinde çığır açacak filmi, ne yazık ki beş kişi izledik. Durun şok olmayın.
TİM haricinde tüm sinemalarda kapalı gişe gösterimde Avatar,
TİM’e en çok da Türker İnanoğlu’ na buraya 50 milyon dolar harcadığı için üzüldüm. Çünkü TİM’e sahiplenecek kimse yok. Filmin başında makinist 2012’nin reklamını verdi. Kasım ayında vizyonda olan filmi. Sinemada ses düzeni felaket.
Suna çok güzel bir espri yaptı;
‘Anne Avatar her yerde kapalı gişe burada açık’ dedi.
AKILLARA KAZINILACAK BİR FİLM
Avatar’a gelince. Mutlaka izleyin.
Titanik ile 11 dalda Oscar kazanan Cameron, bu film için on yıl beklemiş.
Film Na’vi adlı yok olmak üzere olan bir halkın yaşadığı Pandora adlı gezegende geçiyor. Öykü belki bilindik.
Çevreyi, doğayı nasıl yok ettiğimize bir kez daha tanık olacaksınız. Ama teknolojik açıdan muazzam bir görselliğe de.
Aksiyonu bol, sürükleyici sahneleri, internet üzerinden oynayabilme gibi pek çok özelliği ile müthiş bir gösteri sizi bekliyor.
Hülya Avşar’ın büyük jesti
Öncelikle belirteyim, Hülya Avşar, bana rahmetli annesi Emral Avşar’ın bir yadigarıdır.
Onun şöhreti beni pek bağlamaz.
Hülya’nın annesi Emral Avşar’a ben ‘Amiral’ adını takmıştım.
Çünkü gerçekten de Emral Hanım ailenin komutanıydı.
Rahmetli de bir sihir vardı herkesi etkileyen.
Neyse gelelim sadede.
Hülya Avşar, kızı Zehra ile iki gün İzmir’deydi.
Show tv de sevgili Acun Ilıcalı ve Ali Taran ile birlikte jüri üyeliği yaptığı ‘Yetenek Sizsiniz’ İzmir elemeleri için gelmiş.
Elemeler Ege Üniversitesi Prof. Dr. Yusuf Vardar- Mötbe Kültür Merkezi’nde gerçekleşmiş.
Swissotel Grand Efes’de kalmış. Ben İstanbul’da olduğum için çok arzu etmeme rağmen görüşemedik.
Hülya İzmir’de topçuya gitmiş.
Sabah kaldığı Swissotel’de tenis oynamış.
Ekip den olan iki rakibini de iyi skorlarla yenmiş.
Çok yoğun olmasına rağmen Alsancak Lavanta’ya da gitmiş.
Aslında Lavanta’ya gitmesinin asıl nedeni Besim Kazado’yu görmek.
Çünkü buranın işletmesini yapan sevgili Besim Emral’ nde Hülya’nın da arkadaşı.
Nitekim diyette olduğu için kızı Zehra fettucini makarna yerken, o salata ile yetinmiş.
Hülya Avşar gerçek arkadaşlarına ve dostlarına düşkündür.
Onun bu yönü pek bilinmez. O nedenle, o yoğunlukta bile Besim’i bulmuş.
Yine Besim ve benim çok yakından tanıdığımız, sizlerin ise yıllardır ‘Tıpa Tıp Show’da Ajda Pekkan taklitlerinden tanıdığınız Ömer Yılmaz’a da yaptığı jesti insan ancak kardeşine yapar. Bodrum’da Yalıkavak’da yıllarca önce aldığı evi, Ömer’e çekirdek parasına sattı. Yıllarca annesi Emral Avşar’a dostluk yapan Ömer aslında para vermek için ısrar etti.
Yoksa Hülya o parayı da almazdı.
Paylaş