Olmadı, yetişemedik, bağışla!

Haberin Devamı

Pazar günü yağmurlu bir havada, Alsancak Hocazade Camisi’nin avlusunda, tüm sevenleri birlikteydik. Eski bakanlardan, bana göre İzmir’in kıymetlisi Işılay Saygın, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu,  Şafak Fişek, Zühal Yorgancıoğlu, Vasfiye Abla, can dostu ve benim de can dostum Ertan Kayıtken, Sancar Maruflu, dostlarım Gülengül Uslu, Dr. Nazan Pedükcoşkun ve benim o kalabalıkta göremediğim, bir sürü seveni ile uğurladık. Giyemediği gelinlik ve duvakla sarılı tabutunu, alkışlarla gönderdik Esin’in (Yılmaz), Güzelbahçe Mezarlığı’na. Herkesin elinde beyaz güller ve onun şiirleri...

Çok güzellikler bıraktın Esin’im!

‘Güzelliği sustu bahçenin/ Çünkü sen sustun/ Güzellikler konuşturacak, peşinden/ Ben de susacağım, bir kaç sene sonra/ Keşke güzellikler bıraksam arkamdan...
Öyle yazıyordu... Nazan’ın (Pedükcoşkun) elindeki, beyaz gülün ucunda sarkan kağıtta... Benimkinde ise, İçimi ısıtmalı bir söz/ İçimi ısıtmalı usul bir dokunuş/ Sımsıcak olmalıyım/ Sözün dokunuşundan/ Ve ben uçmalıyım gökyüzüne...
Nasıl da anlamlı ve güzel yazmış. Şiirlerindeki mısralar gibi, güzellikleri konuşturarak ve arkasında bırakarak uçtu gökyüzüne Esin... Ama erkendi be Esin... 1 Nisan’da bize çok kötü bir şaka yaptın... Ölüm haberini, 1 Nisan’da Ertan’dan aldığımda gerçekten (şaka) sandım. Gerçek olduğunu öğrendiğimde de bir süre dondum kaldım...

Haberin Devamı

İzmir değil, Türkiye için çalıştı

Türkiye çapında bir değer, ünlü modacı Zühal Yorgancıoğlu’nun dediği gibi, Türk motiflerine çok düşkündü. Türk kumaşını, modasını, dünyaya tanıtmaya çalıştı. Ertan’ın dediği gibi, örnek ve öncüydü. Ölmeden önce;
“Yerel kumaşlar, yerel süs ve takımı malzemeleri modernle buluşmalı. Gündelik hayatın ve sokağın kültürü, yaratıcı beyinlerin, çizgilerinde yaşam bulmalı. Ne yaşamdan kopuk, ne yaşamın tıpkısı, geçmiş ve gelecekle birlikte yaşamaya, aynası olan bir tasarım hastasıyım...” demişti.

Hayal ettik, gerçekleştiremedik

Geçen hafta, perşembe, Ertan (Kayıtken) ile Esin’e gidecektik. Onun için hazırladığımız, muhteşem bir gecenin, haberini verecektik... Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan ve eşi sevgili Aynur Tartan himayelerinde olacaktı bu gece. Prof. Dr. Türkan Saylan Alsancak Kültür Merkezi Sanat Galerisi’nde, 25 Nisan saat 18 de... İnci  Tarakçıoğlu’nun, Esin için hazırladığı resim sergisi ve Esin’in yaşam öyküleri olan, elbise koleksiyonunu, İzmirli sanatseverlere muhteşem bir gösteri ile sunacaktık. Rönesans Ajansın patronu, sevgili Akif, mankenlerini tek kuruş  ücret almadan verecekti. Yine İzmir’in yetiştirdiği bir değer Öner Evez de defilenin koreografini üslenmişti. Olmadı. Annemin rahatsızlığı, Ertan’ın  işleri nedeniyle bu randevuyu 5 Nisan Salı’ya ertelemiştik. Ama yetişemedik...Demek ki, hayatı ertelememek lazım. Gerçi kısmet de...Öğretmenlerinin keşfettiği, o küçük kız, doğduğu şehir İstanbul’u terk ederek, yaşadığı ve çok sevdiği İzmir’de, sevdiği Güzelbah-çe’de artık... Ardından, bıraktığı, yeri doldurulmayacak boşlukla  aramızda değil... Nur içinde yat kardeşim...

Haberin Devamı

Sayın Kocaoğlu ‘bağımsız koysun’

Yukarıda da söz ettim. Cenazede, sağ olsun Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da vardı. Tabuta omuz verdi... İnsan. O nedenle, kendisini seviyorum. Hiçbir sorunum da olamaz. Ha Belediye Başkanı olarak asla mutlu değilim. Nitekim cenazede, Alsancak’ta oturan iki hanım da sözleri ile benim düşüncelerimi onayladılar... Bakın nasıl:
“Şenay Hanım, ben Ankara’dan geldim. Eltim İzmirli. Emekli olduktan sonra eşlerimiz işadamı ve 60 yaşına da gelince İzmir’e yerleşip, Birinci Kordon’da Alsancak Vapur İskelesi’nin karşısında, eltimin oturduğu aparmanda bir daire aldık. Ama pişman olduk. Faytoncuların atlarının b.. ve sidik kokularından, sineklerden, körfezin, özellikle sıcak havalarda yaydığı, leş kokudan bıktık. Evlerimizi satıp, Güzelbahçe ve Narlıdere taraflarına yerleşeceğiz. Çünkü, İzmir’i terk etmeyecek kadar çok seviyoruz. Bu arada, şunu da yazın, bir daha Sayın Kocaoğlu’na asla oy vermeyeceğiz. Zaten aldığı oyları da kendisine sanıyormuş. O zaman bağımsız koysun, bakalım, görelim...”
Evet, aynen böyle söylediler. Bence Sayın Başbakan Erdoğan, Haliç’e yaptığını, İzmir Körfezi’ne yapması harika. Kocaoğlu’nun, “İzmir Körfezi’nde koku sorunu ve kirlilik akışı önlendi” sözleri ise, kocaman bir hayal. Yazın eşi ile buyursunlar, kendilerini oturamadığım balkonumda ağırlayayım, bakalım o kokuya ve sineklere tahammül edebilecekler mi?

Ekmek değil, kek

Haberin Devamı

Ekmeği çok seviyorum. O nedenle de İzmir’e geldiğimden beri, annemin, kardeşlerimin, yaptığı leziz yemekler ve de Kıbrıs Şehitleri’nde, Alsancak Unlu Mamülleri’nin, ekmek çeşitleri yüzünden, aldığım kiloları veremiyorum. Özellikle de yedi tahıllısı. Yakışıklı genç patronlarından Deniz Doğanoğlu, çıkan her lezzeti de tattırmak istiyor. Bir de Alman ekmekleri var ki, kek gibi lezzetli. Şimdi de başıma Özsüt çıktı.

Çeşit bol

Zaten bana göre Özsüt, bir dünya markası. Bir de sosyal projeler içinde hep yer almaları, bu firmaya olan sevgimi daha da artırıyor. Özsüt’ün de Kıbrıs Şehitler Caddesi’ndeki yerinde, yeni, taptaze lezzetlere yer vermeleri, yalnız beni mutlu etmedi. Harika ekmekler çıkarmaya başladılar. Onların ki de ekmek değil, kek mübarek. Tahıllısı, haşhaşlısı, tahinlisi, Alman ekmeği çeşidi, ne yapacağımı şaşırdım. Tek çare yolumun yönünü değiştirmek...Alsancak Unlu Mamüller Telefon: 0.232 464 93 93 ve Alsancak Özsüt: 0.232 464 22 12.

 

 

 

 

 

 


 

Yazarın Tüm Yazıları