Kamyon şoförü kızı olarak buralara geldim, gururluyum
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
İki yıl önce sevgilisi İlker İnanoğlu ile birlikte Amerika’ya giderek mankenlik kariyerini orada sürdüren Güzide Duran, kısa bir tatil için geldiği İstanbul’da sadece Kelebek’in sorularına yanıt verdi.
Yurt dışındaki podyum macerasını, İlker İnanoğlu ile yılan hikayesine dönen evlilik hikayesini, Cengiz Abazoğlu ve Deniz Akkaya ile olan tartışmasını anlatan Güzide Duran, ‘Bir kamyon şöforünün kızı olarak bu noktalara gelmekten gurur duyuyorum’ dedi.
Amerika’da bir yerlere gelmek için çok sabretmeniz gerekiyor. Çünkü dünyanın dört bir tarafından gelmiş, o kadar güzel kızlar var ki. İş bulduğunuz zaman da sizi inanılmaz çalıştırıyorlar. Ancak bu çalışmanızın da karşılığını alıyorsunuz. İki yıldır oradayım, çalışıyorum açıkçası iyi para kazandım ama eğer Türkiye’de kalsaydım orada kazandığımdan daha çok para kazanırdım. Mesela burada bir saatte aldığın ücreti, Amerika’da sekiz saatte çalışıp alıyorsun. Bir de zaten New York çok pahalı bir şehir. Çok hesaplı yaşamak zorundasın. Böyle yaşamazsan, hemen bitersin.
KENDİMCE ŞÖHRETİM VAR
Ben şu an Amerika’da yüzde 60 tanınan bir modelim artık. Ama bu sokakta yürüyen insanların tanıması, şöhret anlamında söylemiyorum. Beni firmalar tanıyor. Artık bir ‘Güzi’ oldum. Görüşmelere gitmeden, işe gidiyorum. Bu da tanındığım anlamına geliyor. Yani firmalar arasında bir şöhretim var, inşallah dünya çapında bu şöhrete sahip olurum.
Burada şöhret olmak için sansasyonlara adı karışan manken nasıl popüler olup, iyi para kazanıyorsa, Amerika’da da aynı şey geçerli. Orada da ne kadar çok magazin dergilerinde yer alıp, ne kadar çok magazin programlarına çıkarsan, üst üste teklifler alıyorsun. Sistem aynı. Farklı olan tek şey, magazin programlarının sunuluş biçimleri. Görüntüler, yorumlar kimseyi rahatsız ediyor.
YÜRÜRKEN BİR HAVAM VAR
Ben, Amerika’da da havalıyım. Öyle ki İlker bana, ‘Artık bıktım senden’ demeye başladı. Çünkü Amerika’da ve Avrupa’da, bakmak ne kelime, neredeyse insanların bana bakarken boynu kopacak. Kendimi çok güzel bulmuyorum. Klasik bir güzelliğim yok. Yürürken bir havam var, karizmam var. Kimse bana ülkemde bu kadar çok, ‘Çok güzelsin’ demedi. Amerika’da bu lafı o kadar çok duyuyorum ki. İlker bu durumdan ne yazık ki çok mutlu değil.
DOĞRU DAVRANMADIM
İki yıl önce yapılan Cengiz Abazoğlu defilesinde bir takım şeylerden rahatsız oldum, bu doğru. Ve bir daha Abazoğlu değil, hiçbir modacının defilesine çıkmayacağımı da söyledim. Bu kızgınlığım, bir yıl sürdü. Sonra Cengiz’le yurtdışında karşılaştık, konuştuk. Hayat kısa. Kimseyle küs kalmanın anlamı yok. Sonuçta Deniz Akkaya da her modacının kullanmak istediği bir kız. Profesyonelce davranmadım. Kimin ne kıyafet giyeceğine, ne kadar ön planda olması gerektiğine karar verecek kişi modacıdır. İşte ben, Amerika’da bunu öğrendim. Ben bu konuda hatalı olduğumu kabul ediyorum. Deniz Akkaya’yı çok seviyorum ve beğeniyorum. Çektirdiği resimlere, görüntüsüne bayılıyorum. Çok güzel ve iyi bir kız. Ancak aramızda ne yazık ki bir şeyler oldu. Ne yazık ki bazı şeyleri basına yansıttık.
DENİZ’E DÜŞMAN DEĞİLİM
Gala dergisi için Cengiz Abazoğlu ile bir çekim yaptım. Çok güzel vakit geçirdik, çok güzel eğlendik. Yalnız benim Cengiz’in defilesine çıkacağım kesin değil. Çünkü Amerika’da bir işim var. O yüzden defileye çıkıp, çıkmayacağım belli değil. Zaten onun defilesi için de gelmedim. Sonuçta ben bu defileye çıkarsam, Deniz Akkaya’nın da olması beni asla rahatsız etmez. Eski günlerimi yaşayacağım için çok da mutlu olurum. Kendime çok güveniyorum artık. İşimi yaparım, çıkar giderim. Deniz’le problemim yok. Benimle konuşmayan o. Bu arkadaşlığı bozarak doğru mu yaptım, yanlış mı yaptım diye düşünmesi gereken biri varsa, o da Deniz’dir.
GEÇMİŞİNİ UNUTMAYACAKSIN
Mersin, İstanbul ve Amerika. Bu benim için inanılmaz bir olay. Her şey bir rüya gibi. Bundan on yıl önce, geleceği belli olmayan, Mersin’de yaşayan sıradan bir kızdım. Hayat gerçekten sürprizlerle dolu. Ben hiçbir zaman geçmişimden utanmadım. Bir kamyon şoförünün kızı olarak, buralara gelmekten, gurur duyuyorum. Ailemle gurur duyuyorum. Bakın birçok sanatçıya, hepsinin geçmişinde bir sıkıntı, yokluk var. Geçmişini unutmayacaksın. Ben yokluğu, açlığı, varlığı ve tokluğu da biliyorum.
Buradaki kıskançlıklardan, dedikodudan bıkmıştım. İlişkimde de huzuru buldum. Çok güzel flört ettik, hala da ediyoruz. Sokakta yürürken onun sırtına çıkıyorum, boynunu öpüyorum, o beni öpüyor, yolda yürürken birbirimizin poposunu çimdikliyoruz. Burada bunları yapamayız. Bu anlamda inanılmaz özgürüz ve rahatız. Mesela kırmızı ışıkta durduğumuz zaman, yeşil ışık yanana kadar öpüşüyoruz. İşte bütün bu rahatlık, ilişkimizi de huzurlu yapıyor. Eğer biz Amerika’ya gitmemiş olsaydık, kesin şimdiye kadar birçok kez ayrılmıştık. Çünkü sürekli çıkan haberler, dedikodular bizim bu ilişkimizi yıpratacaktı.
İLKER’SİZ YAPAMAM
Bundan iki yıl önce İlker İnanoğlu ile Los Angeles’a tatile gitmiştik. Bu tatil sırasında İlker’in ısrarıyla oradaki ajanslarla görüşmeye gittik. Yurtdışında iş yapabileceğimi düşündüm ve heveslendim. Türkiye’ye geldik. Birkaç ay burada kaldıktan sonra İlker ile düşündük ve artık Amerika’da şansımı denemem gerektiğine karar verip, buradan ayrıldık. İlker’in desteği ve yardımı beni acayip cesaretlendirdi. Tek başına bir şeyler yapabilmek çok zor. İlker’in benimle beraber olması, orayı çok iyi bilmesi, 14 yıldır orada yaşaması bana çok artı getirdi. Hatta ona daha da bağlandım, aşık oldum. Çünkü sonuçta hiçbir erkek benim için böyle bir şey yapmazdı. O, benim kariyerim için, benimle birlikte Amerika’ya geldi.
Haziranda evleniyoruz
Biz İlker’le kısa bir ayrılık bile yaşamadık. Üç yıldır birlikteyiz ve çok mutluyuz. Biz birbirimize hala aşığız. Güle oynaya ülkeme geliyorum ama dedikoduları duyunca bir an önce gitmek istiyorum. Huzur yok burada. İlker’in bana taktığı bir yüzük var. Ben de o yüzüğü sol parmağımda taşıyorum. Yüzüğü gören herkes evlendiğimi düşündü. Soranlara da herhangi bir açıklama yapmadım. ‘Hayır evlenmedim’ demedim, çünkü bir ay sonra evleniyoruz. Bütün işlemlerimizi yaptık. Biz zaten evliyiz. Sadece bir imzamız yok, o kadar. Haziran başı gibi Miami’deki evimizde, kumların üzerinde bir nikah yapacağız. Çok az dostumuzu çağıracağız. Filiz Anne de (Akın) nikahımızda bulunacak. Gelinlik falan giymek istemiyorum. Beyaz, saten, sade bir elbise giyeceğim. Ve birkaç yıl sonra da çocuğum olmasını istiyorum. Bu arada Filiz Anne’in de sağlığı gayet iyi. Ciddi bir problemi yok. İlker ile şu an Houston’dalar.