‘Aşk Kadın Ruhundan Anlamıyor’ adlı üçüncü albümünü çıkaran Hande Yener, ‘Benim isyanım erkeklere değil, aşka’ diyor. Genç şarkıcı, hayatına girecek erkeğin tarifini de şöyle yapıyor: ‘Biraz feleğin çemberinden geçmiş, hiçbir şeyde aklı kalmamış olmalı...’
Gençlere albüm yapacağım
10 yıl şarkı söyledim. Herkesin bir şekilde albümü çıkıyordu. Bana kimse albüm yapmayı düşünmüyordu. Sonra, ‘Acaba iyi bir şarkıcıyım diye kendimi mi kandırıyorum, yoksa insanlar mı bir tuhaf’ diye düşünmeye başladım.
İşte bu durum hala canımı çok yakıyor. Prodüktörüm diye geçinen insanların hiçbiri bir tane yetenekli genç bulup, onu piyasaya çıkarmıyor. Ev yarışmaları gibi garip yerlerden şarkıcılar bulmaya başladılar.
Şimdi bu son albümümde prodüktör olarak kendi imzam var. Ve ben Allah nasip ederse inandığım, yetenekli, isimsiz bir genci alıp, ona albüm yapmak istiyorum.
Acılar sesimde
14 yıldır bu mesleğin içindeyim. Yaşadığım acı ve sıkıntıların şimdilerde sesime yansıdığını düşünüyorum. Kazandıklarımı değerlendirmeye çalışıyorum ama görünen başarım kadar param yok.
Çünkü ben paramı, işime ve çocuğumun iyi bir eğitim alması için ona harcıyorum. Arkamda hiçbir güç olmadan, hayata sıfırdan başladım ve bugün bu noktadayım. Tıpkı rahmetli Sakıp Sabancı gibi...
Değişimi seviyorum
Monotonluğu sevmediğim için saçımdan, giyim tarzıma, evime kadar her şeyi çok sık değiştiririm. Bu değişim doğal olarak şarkılarıma da yansıyor.
İnsanların sıkılacağı bir albüm yapmak istemedim. Arkadaşlarımla beraber benim hikayemden, yaşadıklarımdan yola çıkarak şarkılarımı hazırladık. ‘Nasıl olsa Hande Yener oldum’ diyerek durmuyorum.
Dünyadaki starları kendime örnek alıyorum. Son yıllarda hiçbir şekilde Türkçe müzik dinleyemiyorum. Dikkat edin insanlar hep hayatlarındaki belirsizliklerden dolayı bir psikoloğa ihtiyaç duyuyorlar.
Şarkılarımın sözlerine de hayattaki belirsizliğe karşı duyduğum isyanımı anlattım.
Erkekleri çözdüm
Aşksız bir hayat düşünemiyorum. Aşk insana pozitif enerji yüklüyor. Her an aşk yaşamaya hazırım. Korkmuyorum... Çünkü erkekleri artık çözdüğüme inanıyorum.
Eskiden, kendi kendime sevip, aşkı kendi dünyamda ilahlaştırıyordum. Şimdi partnerimin bunu yapmasını istiyorum.
Böyle yaparsa, o kişiyi hayatıma sokabilirim. Yani 24 saat aşka kapım açık... Aşk için uçmaya hazırım. Ne kadar yaşayacağımı bilmiyorum. Bunu bilmediğim için de beklemenin anlamı yok.
Kadınlar daha çabuk unutuyor
Tabii ki aşk yaşıyorum. Ama herkes gibi benim de hayalini kurduğum bir aşk var. Erkekler de kendi açılarından haklı. Onlar daha az aşık oluyorlar ve unutamıyorlar. Kadınlar daha çok aşık oluyor, çabuk unutuyor.
Fakat karşı taraf sahip çıkarsa, kadın sonuna kadar sadık oluyor.
Kendine güvenen, biraz feleğin çemberinden geçmiş, bazı şeylerden bıkmış, kendinle barışık ve mesleğimi kabullenebilen birisine her zaman kapım açıktır.
Ben bir markayım
Bir dönem özel hayatımı ekran önünde yaşadım. Artık bu konuda daha bilinçlendim. Şu an hayatımda kimse yok. Ama günün birinde olursa, artık sevgilim ile el ele ekranlarda olmayacağım.
Ben, bir markayım. Dolayısıyla insanların benden bıkmaması gerek. Bu yüzden kendimi gizlemeliyim. Daha az malzeme olmam gerek diye düşünüyorum.
Bunun burnumun kalkmasıyla ya da başka bir şeyle ilgisi yok. Sadece işimin gerekliliğinden dolayı bunu yapacağım. Normalda çok ortada olmak istemiyorum.
Dinleyicilerimin benden bıkmaması adına, elimden geldiğince kendimi korumak istiyorum.
Zekam güzelleştiriyor
Ben standart güzellerden değilim. Kendimi kesinlikle karizmatik ve tarz buluyorum. Sonuçta herkesin bir alıcısı vardır. Zeki bir kadınım. En büyük özelliğim de bu zaten. Aptal bir güzel olmayı hiçbir zaman tercih etmezdim. Ben zekam ile kendimi güzelleştirdiğime inanıyorum. Erotizme gelince, ben kötü ve basit durmayan her türlü fotoğrafı çok seviyorum.
Ancak her attığım adımda oğlumu düşünüyorum. Ve ona göre çok dikkat ediyorum. Erotizmin dozunu çok iyi ayarladığımı düşünüyorum.
Hayatımı yazdıracağım
Hayatımı bir kitap haline getirmeyi düşünüyorum. Bunu birisine yazdıracağım. Benim hayatım 24 saat içinde çok değişir. Bu kitap öyle magazinsel içerikli olmayacak. Hande Yener isminde bir şarkıcının hayatını anlatacağım, hepsi bu. Bizler hep ukala ve şımarık biliniyoruz... İşte kitapta farklılığımı, şarkıcı kimliğimi anlatacağım...
Erotizmde ölçüyü bilirim
Kötü ve basit durmayan her türlü fotoğrafı çok seviyorum. Ama attığım her adımda oğlumu düşünüyorum. Erotizmin dozunu çok iyi ayarlıyorum.
Aşkıma sahip çıkarım
Duygu olarak her zaman aşkına sahip çıkan birisiyim. Fakat bugüne kadar olan şarkılarımda hiçbir şey umurunda olmayan, ‘Git ve bir daha gelme’ diyen bir kadın vardı. Şimdi biraz daha yumuşadım. Artık şarkılarımda erkeklere değil, aşka söyleniyorum.
Yani erkeklerle hiçbir problemim yok. Ancak şunu anladım ki, onlarla aynı frekansta ve aynı hızda değiliz. İşte bu son albümde bunun haykırışı var. Bu haykırış, kimi sözlerde eğlenceli, kimi sözlerde de dramatik bir şekilde anlatılıyor.
Kısacası genel konsept, aşk kadın ruhundan anlamıyor. Bana göre bu hayatta hayallerimizdeki aşkı yakalayamıyoruz. Bu hem kadın hem de erkek için geçerli. Ben bu albümde kadınların cephesinden baktım. Erkekler de bu albümle kadınları tanıyabilecek.