Paylaş
Refahı eşitleme projeleri, benim en fazla dikkatimi çekenler arasındaydı. Bu amaca ulaşmada kooperatiflerin önemli rol oynayacağı anlaşılıyor. Tire Süt, Bayındır Çiçek kooperatifleri gibi başarılı örneklerin geliştirilmesi öngörülüyor. Örneğin Halk Gıda Kooperatifi, Halk Süt, Halk Taşıt gibi yeni projeler programda var.
Domates, biberde tanzim satışlara gösterilen ilgi dikkate alınacak olursa, bunlar doğru projeler olabilir. Her ne kadar yerel ekonomi, ülke ekonomisinin genel gidişatından bağımsız olamasa da dar gelirliye nefes aldıran girişimler önemli. İnsanlar ulaşıma, süte daha az para harcadıkları zaman bütçelerinden başka ihtiyaçlarına kaynak ayırabilir.
Örneğin geçen hafta İzmir Büyükşehir Belediyesi, Ödemiş Bademli Kooperatifi’nden patates ve Polatlı Üreticiler Birliği’nden aldığı soğanları dar gelirli 35 bin aileye 10’ar kiloluk paketler halinde dağıttı. Nereden baksanız 50 - 60 liralık bir destek. Bu sayede 35 bin aile soğana, patatese harcayacağı parayı belki çocuğuna ayakkabı, belki evine battaniye gibi ertelediği ihtiyaçları için kullanabilecek.
KOOPERATİF DOĞRU ADRES
Kooperatif, üretici ile tüketiciyi aracısız buluşturmanın en kestirme yolu. Kooperatifleşen üretici traktörden, süt sağma makinesine ihtiyaç duyduğu araçları buradan kiralayabildiği için üretim maliyeti düşük oluyor. Ayrıca, kooperatif alım garantisi verdiği için üreticinin sütüne, yağına pazar arama derdi de olmuyor.
Başkan Aziz Kocaoğlu’nun Türkiye’de neden kooperatifleşme gerektiğini anlattığı, beğendiğim değerlendirmeleri vardır. Kısaca özetlersek:
“Üretimde maliyetler ölçek ekonomisiyle düşer. Bizde araziler miraslarla bölünerek küçüldüğü için üretim maliyetleri yüksek, verim düşük. Ama küçük üreticiler kooperatiflerde birleştiğinde ölçek ekonomisinin koşulları oluşuyor. Maliyetlerini düşürüp kazançlarını artırabiliyorlar.”
Bütün bu nedenlerle Soyer’in de zaten Seferihisar’da uyguladığı kooperatif modelini daha da geliştirme sözü vermesi önemli.
ORTA VE DAR GELİRLİYE KONUT
Refahın eşitliğinde dikkat çeken bir diğer konu ise orta ve dar gelirli İzmirlilere başlarını sokacak yeni yuvalar yapma vaadi. Tunç Soyer, “Kentin içinde kalmış atıl alanlar, ekonomik durumu orta ve düşük düzeyde olan İzmirliler için yüksek kaliteli ve planlı iskan alanlarına dönüştürülecek” diyor. Bunlar seçmende umut yaratacak projeler. Nitekim, Zeybekci’nin de Ankara destekli yeni TOKİ projeleriyle seçmene benzer vaatlerde bulunduğunu unutmamak gerek.
BÜTÜN DÜNYANIN SORUNU
Refahın eşitlenmesi günümüzde sadece İzmir’in değil Türkiye’nin, özellikle de dünyanın en büyük sorunu. Yoksullarla zenginler arasındaki gelir uçurumu tarihte görülmediği kadar açıldı. Fransa’da sarı yelekliler isyanı, Sudan’da kurşunlara rağmen halkın sokaklara dökülmesi refahtaki eşitsizliğin dayanılamaz boyutlara ulaşmasının bir sonucu. Ne demişler “Kimi yer, kimi bakar. Kıyamet ondan kopar.”
Böyle bir dönemde Soyer’in İzmir’de refahı eşitleme projeleriyle ortaya çıkması bu nedenlerden dolayı dikkat çekiyor.
Paylaş