Paylaş
“Metronun 1 kilometresinin maliyeti 50 milyon dolar, 80 milyon euro ne ki?” diye küçümser açıklamalar dolaşıyor sosyal medyada. Peki ne yapılsaydı? ‘Başlangıç finansmanı’ olan bu kredi alınmasa mıydı? Borçlanılmasın diye 13 kilometre metro hattı inşaatı için Büyükşehir Belediyesi’nin 650 milyon dolar biriktirmesi mi beklenseydi? İzmirliler onlarca yıl daha otobüslerde, dolmuşlarda sefil mi olsaydı?
Bir zamanlar, “Kimse binmeyecek” diye tramvaya karşı çıkanlar bugün duraklarda dört gözle tramvayın gelmesini bekliyor. Bunları gördükçe, “İyi ki İzmir’de laf değil, iş yapanlar kazanıyor” diyorum.
İZMİR, EBRD’NİN GÖZ BEBEĞİ
Biraz da İzmir’e Hazine garantisiz 80 milyon euro kredi açarak yeni metro hattının başlamasını sağlayan EBRD’nin kim olduğuna bakalım. EBRD, Berlin Duvarı’nın 1989 yılında yıkılmasından sonra sosyalist sistemdeki eski ülkelerin kalkınmasına destek için 1990’da kurulan bir yatırım bankası. Geçen 20 yılda toplam 5 bin 200 projeye tam 130 milyar euro destek sağlamış. Türkiye’deki projelere bugüne kadar sağladığı kredi ise 11 milyar euro.
Ama EBRD’nin gözünde İzmir’in ayrı bir yeri var. Geçen yıl İzmir, EBRD Yeşil Şehirler Programı’na katıldı. Böylece İzmir, çevre dostu yatırımlara öncelik veren 30 şehirden biri oldu. Banka bu şehirlere çevreci ulaşım, çevreci su ve atık yönetimi gibi projelerin gerçekleşmesi için kredi destekleri sağlıyor. Bugüne kadar desteklenen projelerle bu şehirlerde karbondioksit emisyonunun yıllık 372 bin ton azalması sağlanmış. Bu rakamın havaya egzoz gazı salan 80 bin aracın trafikten çekilmesine eş olduğu belirtiliyor.
İzmir’de ise yeşil ulaşımı teşvik için bugüne kadar Fahrettin Altay-Narlıdere-Kaymakamlık metro hattı projesine 80 milyon euro, İzmir metro sistemine 85 yeni araç alımı için 23.5 milyon euro, üç yeni araba vapuru alımı için verilen 33 milyon euro olmak üzere toplam 159 milyon euro kredi sağlanmış.
İNSANLIĞIN EN BÜYÜK FELAKETİ
EBRD’nin yaptırdığı araştırmaya göre İzmir’in çevreci yatırım öncelikleri arasında otobüs vb. araçlarla yapılan toplu taşımacılıktan kaynaklanan hava kirliliğine neden olan gazları azaltmak, havanın, suyun, toprağın kalitesini yükseltmek, yeşili korumak ve genişletmek var. Kentin ayrıca artan hava sıcaklıkları, susuzluk, deniz seviyesinin yükselmesi, erozyon ve deprem gibi doğal felaketlere karşı hazırlanması gerektiği belirtiliyor. Bunun için de İzmir’in öncelikli yatırım, kalkınma vizyonu ve stratejik hedeflerinin belirlendiği beş yıllık bir eylem planı hazırlanmış.
Görüldüğü gibi İzmir geleceği artık yeşil yatırımlarla şekillenecek. Küresel ısınmanın hızla insanlığın en büyük felaketi haline gelmekte olduğu şu dönemde bu strateji çok daha önem kazanıyor.
Paylaş