Paylaş
GEÇEN haftanın olayı hiç tartışmasız ODTÜ mezuniyet töreniydi. İzmir’de de çok sayıda ODTÜ mezunu olduğu için herhalde mezuniyet töreninde olan bitenleri büyük bir ilgiyle izlemişlerdir.
Başbakan Erdoğan’ın geçmişteki konuşmalarında yerden yere vurduğu ODTÜ’lü gençler ve öğretim üyeleri öylesine dolmuşlar ki mezuniyet töreni müthiş bir patlamaya dönüştü. Bu olay, Türkiye’nin artık bir ay öncesinin Türkiye’si olmadığını bir kez daha göstererek gerçeklere gözlerini kapatanların yüzüne vurdu.
Bundan 10 yıl önce cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik krizi sonucu AKP iktidara geldiğinde bugün üniversiteden mezun olan çocuklar 10 yaşındaydı. O zaman geniş kitlelere umut olan AKP, bugünün eğitimli, bağımsız, özgürlüklerine düşkün gençleri için ise tehdit oldu. Başbakan, “Bursları artırdık, tabletler aldık. Daha ne istiyorsunuz” gibi ifadelerle konuya sadece maddi gözlüklerden baktıkça gençler anlaşılamamanın öfkesini dışa vuruyor.
Nitekim hükümetin onca yaralı, hatta ölümlere rağmen eylemler sırasında havuzdaki fıskiyelerin kırılmasından şikayetçi olmasını ODTÜ’lü gençler mezuniyet töreninde esprili dille, “Fıskiyeyi ben kırdım. İtiraf ediyorum” pankartlarıyla cevapladılar.
Türkiye 10 yıllık kış uykusundan kalktı. Artık ‘Konuşan Türkiye’ var. Kimse bunu unutmamalı.
Bu yaşam tarzını hiçbir güç değiştiremez
CUMA gecesi saat 24.00’te Kıbrıs Şehitleri Caddesi, Birinci Kordon, İkinci Kordon’da sokak sokak yürürken boş masası olan tek bir yer bile görmedim desem abartmış olmam. Sanki bütün İzmir sokaktaydı. Bir taraftan masalardan yükselen şen şakrak kahkahalar, diğer yandan Gezi Parkı ruhunu canlandıran sloganlar atarak yürüyen 5–10 kişilik, bazen sayıları 30–40’a kadar çıkan gruplar. Ama hiç kimsenin kimseye zararı yok. Demokrasi böyle bir şey işte. Başkasına rahatsızlık ve zarar vermedikten sonra insanlar düşüncelerini söyleyerek yürüyüp geçsinler kime ne. İzmir renkli yaşam tarzından vazgeçmeye hiç niyeti olmadığını bundan önce hissettirmişti. Gezi Ruhu’nun oluşmasından sonra artık hiçbir güç onu değiştiremez.
Kelebekler Körfezi
ALAÇATI sörf cenneti yine rengarenk. Kelebekler gibi körfezin bir yakasından diğerine gidip gelen yüzlerce sörfün görüntüsü gerçekten muhteşem. Sadece bu görsel zenginliği seyretmek için bile Alaçatı’ya ‘Sörf Turları’ düzenlenebilir.
Geçen hafta her zaman gittiğim sörf kulübüne gitmek istediğimde yolumu bulamadım. Adeta sörf kulübü patlaması olmuş Alaçatı’da ve sayıları 10’a yaklaşmış. Hem de ne kulüpler açılmış. Spor, eğlence hepsi bir arada.
Sörfçülerden usta olanları seyre doyum olmuyor. Suyun üzerinde adeta uçan bu sporcular her yıl yapılan dünya şampiyonalarında rekor denemeleri yapıyorlar. Geçen yıllarda böyle çok rekortmenler geldi Alaçatı’ya. Sörfüyle 49.09 deniz mili hızına ulaşan dünya hız rekortmeni Antonie Albeau da bunlardan biriydi. Zaten dünya ikincisi Bora Kozanoğlu, sörfün prensesi Çağla Kubat gibi isimler kendi açtıkları kulüpleriyle Alaçatı’nın dünya söfrçüleri için cazibe merkezi olmasına katkıda bulunuyorlar. Bu yıl da ağustos ayında Alaçatı yine dünya rekortmenlerini ağırlayacak. Bakalım yeni rekorlar kırılabilecek mi?
Paylaş