Paylaş
Benzer açıklamalar Türkiye’nin başka yerlerinden ve başka ülkelerden de geliyor. Dünyada 182 aşı adayı klinik öncesi değerlendirme aşamasında. Bunlardan 36’sının klinik denemeleri sürüyor. Üçüncü faz aşamasında olan 9 aşı adayının ise insan üzerinde denemelerine başlandı. Eninde sonunda bazılarından başarılı sonuçlar alınacak. Ancak aşıyı bulmak yeterli olmayacak. Hastalığın dünyadan kalıcı bir şekilde silinebilmesi için milyarlarca insanın aşı olması gerekecek.
ZENGİNLER EL KOYDU
Asıl sorun da bu noktada başlıyor. Halen, ABD gibi zengin ülkeler ilk çıkacak aşılara el koyup paralarını ödediler bile. Bulunacak aşının dünyada geniş kitlelere ulaşması hayli zaman alacak. O nedenle başka yerlerden aşı bekleme yerine birçok ülke kendi aşısını bulma telaşında.
Ülke ekonomilerinde büyük yaralar açan, iş ve eğitim yaşamını felç eden salgının dünya genelinde en erken 2021 son çeyreğinde kontrol alınabileceği tahmin ediliyor. Yani en az bir yıl daha virüs belasıyla baş başayız. 10 ayda 35 milyon kişiyi hasta edip 1 milyondan fazla insanı öldüren bir beladan söz ediyoruz.
35 MİLYON YENİ HASTA
Salgın bir yıl daha süreceğine göre yaklaşık 35 milyon yeni hasta ve 1 milyon kişinin daha hayatı söz konusu. Aramızdan herhangi biri bu hastalardan ya da hayatını kaybedeceklerden biri olabilir. Örneğin, geçen haftaki virüs kurbanlarından İzmirli Dr. Mehmet Ali Baran’ın çok sevilen biri olduğunu ölümünden sonra yapılan sosyal medya paylaşımlarından anlıyoruz. Ama virüs iyi, kötü, başkan, temizlikçi ayırmıyor. Kimin ağzından burundan girebilirse ister doktor olsun, ister başbakan hayatı tehlikeye giriyor.
İşte böyle bir ortamda aşıyı erken uygulayabilen ülkeler daha hızlı toparlanma şansını yakalayacak. Türkiye’nin bir an önceye aşıya kavuşabilmesi için Ege Üniversitesi gibi aşı çalışması yapan kurum ve grupları sonuna kadar desteklemek gerek.
Pamuğumuzun kıymetini bilelim
GEÇEN hafta 7 Ekim’de Dünya Pamuk Günü kutlandı. Ege pamuğu dünyanın en kalitelilerinden kabul edilir. Ancak son yıllarda destekler yine üreticiye yetmiyor. Halbuki Türkiye dünyanın büyük tekstil ve konfeksiyon üreticilerinden biri. Yıllık pamuk ihtiyacı 1.5 milyon ton. Buna karşılık üretim 750 bin ton. Sektör yılda 1 milyon ton pamuk üretebilecek bir destek politikası istiyor.
Üreticiler, tekstil ve konfeksiyonla birlikte 2 milyon kişinin geçim kaynağı pamuk katma değeri yüksek bir ürün. İthal girdiye gerek olmadan kendi topraklarımızda yetiştirebildiğimiz böyle stratejik ürünlere sahip çıkmamız gerek. Böylece döviz kaybından kurtulmak ve yeni döviz kapıları açmak mümkün.
Paylaş