Kara virüs

 TIP biliminin emeklediği 1300’lü yıllarda kara veba Avrupa’yı kırıp geçmişti. Ortaçağ’da yaşanan salgından 700 yüzyıl sonra, Mars’a bile araç göndermeyi başaran Uzay Çağı insanlarının tek bir virüs karşısında diz çöktüğüne inanmak zor... Ama oldu...

Haberin Devamı

Hayvanları klonlayan, genetik mühendisliğiyle insanları bile kopyalayabilecek hale gelen insanoğlu Kovit-19’la başa çıkamadı. Koronavirüs ne prens dinledi, ne futbol imparatoru, dünyayı yatağa serdi...
Geçen hafta Urla’da maske sorduğum eczacı hanım “Depodan getirtmiyoruz. Daha önce 30 TL’ye sattığımız bir paket maske 180 TL oldu. Bu fırsatçılığa alet olmak istemiyoruz” dedi. Virüse iyi geliyor diye sarımsağın demetini bile 20 TL’den 100 TL’ye çıkaran fırsatçıların türediği şu günlerde ne mutlu ki, eczacı hanım gibi insanlar da var.


ÇALIŞMAYA DEVAM EDENLER
Korona günlerinde virüs bulaşma riskine rağmen, sağlık personeli gibi çalışmaya devam eden geniş bir kesim var. Fabrika işçileri, market, kargo, banka, güvenlik, temizlik görevlileri, belediye çalışanları, devlet memurları işlerine hiç ara vermedi. İzmir’de Nakliyeciler Sitesi’ndeki görüntüler bazı yerlerde hangi koşullarda çalışıldığını açıkça gösteriyordu.

Haberin Devamı

VE ÇALIŞAMAYANLAR
Ancak, salgının yayılmaması için evlerinde oturmak zorunda olanların da büyük fedakarlık yaptıklarını unutmamak gerek. Berberinden, çay ocağına yüzbinlerce küçük esnaf ve işletme ile bu işyerlerinin çalışanları, kara kara ailelerini nasıl geçindireceklerini düşünerek evde oturuyor.

KAYIT DIŞI EVE KAPATILIRSA
Çeşitli devlet destekleri açıklansa da Türkiye’de ciddi miktarda kayıt dışı ve sigortasız çalışan olduğunu biliyoruz. Günlük kazançlarıyla geçinmek zorunda olan kayıtsız, sigortasız 9 milyon kişiden söz ediliyor. Bu durumdakilerin işsizlik parası gibi devlet desteğinden yararlanmaları mümkün değil. Kayıt dışı ve merdiven altı bu kesime destek şart. Türk Sanayici ve İşinsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı’nın önerdiği gibi hane bazında para desteği verilmezse ciddi sosyal sıkıntılar doğar endişesi var.

 
Çekiç ve dans

TÜRKİYE’de geçen haftanın en fazla tartışılan konusu sokağa çıkma yasağıydı. Benim görüşünü önemsediğim yurtiçi ile yurtdışı sağlık, ekonomi uzmanları hızlı ve katı önlemleri savunuyordu. Sokağa çıkma yasağı ile bulaşıcılığın kısa sürede durdurulup, ekonominin daha çabuk toparlanacağını savunuyorlar.
Salgının zamana karşı yarışı kazanmakla önleneceğini savunanlar buna ‘çekiç ve dans’ stratejisi diyor. ‘Çekiç’ aşamasında baskıcı yöntemlerle virüsün bulaşması geciktirilip, hastanelerin kapasitelerinin dolması önleniyor. Kalp, kanser gibi diğer hastalıkların da tedavisi yapılıp ölümler azaltılıyor. Salgın durdurtan sonra, ‘dans’ aşamasında ilaç ve aşı bulununcaya kadar bazen gevşek, bazen sert önlemlerle esnek bir politika izleniyor.

Haberin Devamı

Kara virüs

İZMİR’DE HASTANELER
Sağlık çevreleriyle sohbetlerimde, İzmir ve İstanbul hastanelerinin dolmadığını hafif vakaların bile yatırıldığını öğrendim. Ancak, salgının artış hızıyla bir, iki hafta içerisinde dolabilirler. İşte o zaman, hafif vakalar hastanelerden taburcu edilecek. Onların evlerinde izole edilip, dışarıda mikrop yaymamaları için belki sokağa çıkma yasağı gerekecek. Acaba sağlık sistemi çökmeden baskıcı önlemler almak daha doğru olmaz mı? Bu satırlar yazılırken tartışılan konu buydu.

Yazarın Tüm Yazıları