Paylaş
Kredi derecelendirme kuruluşlarının verdiği notlara kızanlar olabilir. Ama Türkiye gibi ekonomisini dış kaynakla büyüten ülkeler için bu notlar önemli. Bir ülkeye fabrika kurmayı, para götürmeyi düşünen yabancı yatırımcı önce onun karnesine bakar. Fitch, Moody’s, S&P gibi dünya çapında güven kazanmış kuruluşların notları bunun için önemlidir.
Not iyi ise o ülkeye yapılacak yatırımların önü açılır. Kötü ise karnedeki zayıflar kurtarılıncaya kadar yatırımlar askıya alınır, riskler arttığı için borçlar yüksek faizle verilir. İşte bu nedenle İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni denetleyen Fitch’in, 2016’daki siyasi ve ekonomik dalgalanmalara rağmen notunu koruması önemlidir.
BÜYÜK PROJELERE DEVAM
Büyükşehir daha önce aldığı yüksek notlar sayesinde deniz otobüsleri, yeni tramvay hatları, metro gibi devasa alt yapı projelerine finansman bulabilmişti. Son ‘Pekiyi’ notu o nedenle İzmir’in gelecekteki projeler için büyük önem taşıyor.
Zaten Fitch de raporunda bu konuya dikkat çekmiş. Kentin 2014-2019 arası toplu ulaşım ağının genişlemesi planı için gerekli finansmanı sağladığı belirtilmiş. Ayrıca döviz borçları için fon biriktirildiğinden Türk Lirası’nın değer kaybının sıkıntı yaratmayacağına dikkat çekilmiş.
İnsanların yaşam kalitesinin artmasında kolay ve konforlu ulaşım, spor ve kültürel etkinlikler, park ve yeşil alanlar, su, temizlik, enerji gibi hizmetler önemli rol oynar. İzmir’de yaşayan 4 milyon 230 bin kişiye bu hizmetler çok pahalı altyapı yatırımları ile götürülüyor. Tramvay hatlarının yapıldığı şu günlerde İzmirliler bunu çok yakından görüyor. İZBAN’ın ve deniz otobüslerinin yaşam kalitemize yaptığı katkıyı, tramvay seferleri de başladıktan sonra fazlasıyla hissedeceğiz.
Başkan Aziz Kocaoğlu, baştan beri bütçe yönetimine büyük hassasiyet gösterip ayağını yorganına göre uzattı. Karşılığında belediyenin karnesi ‘Pekiyi’ geldi. Eğer, Büyükşehir maaşlarını ödeyemeyen, grevler nedeniyle çöplerini toplayamayan bir belediye olsaydı, sanırım bugün İzmir’de siyasi dengeler de çok farklı olurdu.
Paylaş